WhatsApp Hattı:
Frekans Bilgileri: TÜRKSAT 4A Frekans:12265 Polarizasyon:Vertical(Dikey) Sembol Rate 27500 FEC: 5/6
SON DAKİKA

23 YIL ÖNCE, 23 YIL SONRA…(14)

Bu haber 05 Eylül 2024 - 10:51 'de eklendi ve 1.736 kez görüntülendi.

Bir önceki bölümde, 26 ay hapis yatan 26. Genel Kurmay Başkanımız ilker Başbuğ ile Safranbolu’da yaşadığımız ve röportaj anımızı paylaşmıştım. Yine aynı günlerde, İstanbul eski Belediye Başkanlarından Bedrettin Dalan ile de bir röportajım ve önemli bir anım olmuştu. Bunu da, anılarımız arasında yazmazsam eksik kalacağını düşünüyorum.

Beddettin Dalan, rahmetli Turgut Özal döneminin İstanbul’da başarı ile Belediye Başkanlığını yapmış efsane isimlerinden biridir. Ülkemizde tuhaf yılların yaşandığı 2010’lı yılların başlarında Bedrettin Dalan’ın Safranbolu’ya geldiğini duydum. Gülevi konakta kaldığını öğrenince, sahibi İbrahim Canbulat dostuma konakta kalan değerli misafiri Sayın Dalan ile bir röportaj yapma teklifimi iletmesini rica ettim. Son derece zarif ve nezaketli bir dostum olan İbrahim Canbulat kısa bir süre içinde bana geri dönerek “Mehmet bey, Bedrettin Dalan bey sizinle röportaj yapmayı kabul etti. Yarın sabah, kahvaltısına sizi bekliyoruz, hem birlikte kahvaltı yaparız, hem de röportaj yaparsınız” dedi.

Ertesi sabah Gülevi’nin harika bahçesinde, kahvaltıda İstanbul’un efsane Belediye Başkanlarından Bedrettin Dalan ile bir araya geldik. Kahvaltı boyunca yaptığımız özel sohbet, yapacağımız röportajın da omurgasını oluşturmuş oldu. Kahvaltı bitti, kameralar açıldı ve röportaja başladık. İstanbul’un geçmiş yıllarından, Safranbolu’nun güzelliklerine rahmetli Özal’dan ülkenin 1980’li yıllarına kadar birçok konuda değerli görüşlerini aldım. O günlerde, Ergenekon Terör Örgütü (ETÖ) gündemdeydi. Konuyu buraya getirerek “Sayın Başkanım, Ergenekon Terör Örgütü ile ilgili deneyimli bir siyasetçi olarak değerli görüşlerinizi almak isterim.” dediğimde,  Bedrettin Dalan’ın o mavi gözleri çakmak çakmak oldu, yüzü asıldı ve şöyle dedi:

“Ergenekon isminin polisiye bir meselede yahut bir çeteyle özdeşleştirilmesi bir Türk olarak beni rencide ediyor. Ergenekon ismi bir dağı eriterek çıkması destanıdır. Böyle bir destan ki, başlangıcı teknolojiye dayanıyor. Neyi eritmiş Türkler!, demir bir dağı eritip çıkmışlar ve demir’i dünyada insan hayatına geçiren ve insanın kullanımına açan bir efsane bu. Türklerde demir o kadar önemli ki, çocukların ismine teknolojik isim takmışlar. Polat ismi Çeliktir Türkçedeki karşılığı. Hem Polat olarak karşımızda isim olarak duruyor, hem de çelik olarak. Ergenekon gibi kutsal bir ismi böyle bir şeyle bağdaşlaştırmak insafsızlık oluyor.
Basından ricam çete davası desin, bilmem ne desin ama Ergenekon ismini kullanmasınlar. İşte bakın Oğuz Kaan töresi hala Türkiye Cumhuriyetinin anayasasıdır. Lütfen Ergenekon’u hiç kimse, hiçbir vatandaşımız çeteyle bütünleştirmesin. Ergenekon bizim şanlı efsanemizdir”

Bedrettin Dalan gerçekten çok kararlı ve müthiş konuşmuştu. Ülkemizde olup bitenleri özetlemiş, halkımızın uyanık olmasını istemişti. Bu röportajdan sadece bir kaç gün sonra, ulusal televizyon kanalları Bedrettin Dalan’ın da Ergenekon Terör Örgütü suçlaması ile hakkında soruşturma başlatıldığı haberlerini yapmaya başladılar. Bu gelişme üzerine, Bedrettin Dalan yurt dışına çıktı.

Çok uzun yıllardan bu yana dostluğum bulunan, her zaman başarılı gazeteciliğini örnek aldığım, o dönemde Kanal D’nin ana haber bültenini sunan başarılı gazeteci büyüğüm Uğur Dündar’ı aradım. Bedrettin Dalan ile Safranbolu’da yaptığım röportajdan ve özellikle de Ergenekon’un Türklerin doğuş destanı olduğundan söz ettiğini anlattım. Uğur Dündar, çok mutlu oldu. “Müthiş, çok iyi. Bedrettin bey de yurt dışına çıkmış. Çok güzel bir haber olur, az sonra muhabir arkadaşlarımız sizi arayıp görüntüleri isterler” dedi. O arada, aklıma rahmetli Kemal Sunal ile vefatından kısa bir süre önce yaptığım röportaj geldi. O röportajı, o dönemde temsilciliğini yaptığı Hürriyet Haber Ajansı ve Kanal D’ye göndermek üzere Karabük terminaline kasetleri bırakmıştım. Telefonum çaldı, rahmetli Kemal Sunal’ı Safranbolu’ya davet eden Erol Çetinyurt  aradı “Mehmet bey, Kemal beyin röportajlarını ulusal kanallara inşallah vermezsiniz, Kemal bey rica ediyor. O röportajı sadece size özel verdi. Ulusal kanallarda yayınlanmasını istiyor” demişti. Hemen, terminale gidip, kasetleri geri almıştım ve ulusal kanallara o tarihi röportaj gitmemişti. Rahmetli Kemal Sunal ile Türkiye’de son röportaj yapan gazeteci olmuştum. Ruhu şad, mekanı cennet olsun. Geçtiğimiz aylarda, değerli büyüğümüz Türker İnanoğlu’nun cenaze töreninde eşi Gül hanım ve oğlu Ali Sunal ile kısa bir sohbetimiz oldu. Hatta, Gül hanıma “rahmetli röportaj yapmak istememişti, sizin de yardımınız ile ikna etmiştik” dedim. “Hatırladım, evet hatırladım” dedi. Aklıma Kemal Sunal’ın o ricası gelince, Bedrettin Dalan’ın bana verdiği telefon numarasını çevirdim, yurt dışına çıkmış olan Sayın Dalan telefonu açtı. Geçmiş olsun dileklerimi ilettikten sonra, yaptığımız röportajı ulusal kanallara göndermek için izin istedim. “Elbette verebilirsin, ben orada ne dediysem arkasındayım. Ergenekon bizim doğuş destanımızdır. Bizi kendi destanımız ile bölmek, parçalamak istiyorlar.” dedi.

Aradan, çok kısa bir süre geçtikten sonra, telefonum çaldı. Uğur Dündar’ın yönlendirdiği muhabir arkadaşlardan biri aradı. “Mehmet bey telefonunuzu Uğur bey verdi. Sizde Bedrettin Dalan ile ilgili görüntüler varmış, o görüntüleri rica ediyoruz” dedi. Görüntüleri Kanal D’ye gönderdik. Ana haber bültenine iki saat kala, Bedrettin Dalan haberi ile ilgili tanıtımlar dönmeye başladı. İki-üç akşam, ana haber bülteninde haberimiz BRTV kaynak gösterilerek yayınlandı. Ardından da, İHA Karabük temsilcisi Yasin Erdem görüntüleri rica etti, ona da verdim. Google’ye “Bedrettin Dalan Mehmet Çetinkaya Ergenekon Safranbolu” yazdığınızda karşınıza Dalan “Ergenekon bizim şanlı efsanemizdir” şeklinde haberler çıkacaktır.

Mehmet Çetinkaya
Mehmet Çetinkayamehmet@brtv.com.tr
Marmara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu mezunudur. Gazeteciliğe Karabük'te Batı Karadeniz Ekspres Gazetesi'nde başlamıştır. 29 Mart 1996 tarihinde BRTV ile televizyon ve radyo yayıncılığına sektörüne girdi. 18 yıla yakın karasal yayıncılığın ardından; BRTV yayınları günümüzde milli uydumuz Türksat'ın kapsama alanındaki 70 dolayında ülkeden izlenmektedir. BRTV bölgemizin Dünya ya açılan penceresi olarak bilinirken, Mehmet Çetinkaya'da çeyrek asırdan bu yana Dünyayı gezmekte ve gittiği ülkeler ile ilgili yayınladığı gezi notları ile tanınmaktadır. Evli ve 2 çocuk babasıdır.

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT

Yorum Yok

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.