Türker İnanoğlu’ndan özür diliyorum…!
Yaklaşık 8 yıl önceydi. Yakın arkadaşım, dostum Osman Güldemir ile BRTV’de odamda sohbet ederken, sevgili Güldemir “Karabük Üniversitesi çeşitli kişilere fahri doktora ünvanı veriyor. Asıl fahri doktora ünvanı verilecek kişi Türker İnanoğlu” der demez, telefonu kaldırdım, o dönemin rektörü sevgili hocam Prof. Dr. Burhanettin Uysal’a bu güzel öneriyi ilettim . “ Çok güzel bir öneri, teşekkür ederim. Ben Türker beyi tanımıyorum, siz bizim adımıza lütfen irtibata geçin, kabul buyururlarsa, memnuniyetle…” dedi.
Sevgili Türker İnanoğlu ile irtibata geçtim. Kendileri Amerika’da idi. E posta yolu ile yazıştık. Teşekkür ettiler, kendilerinin bu tür payelerden, ünvanlardan çok sıkıldıklarını belirttiler. Daha sonra, devreye okul arkadaşlarını, çocukluk arkadaşlarını soktuk. Ve, nihayet Türker İnanoğlu “olur” dedi.
Karabük Üniversitesi Senotosu bildiğim kadarı ile Türker İnanoğlu’na Fahri Doktora Ünvanı kararını, Prof. Dr. Burhanettin Uysal’ın görev süresinin sonlarında aldı. Daha sonra şimdiki rektörümüz ve ekibi göreve geldiler. Aradan bir süre geçti, rektörümüz Prof. Dr. Refik Polat BRTV’de ziyaretimize geldiği bir gün, Türker İnanoğlu’ya takdim edilecek fahri doktora konusunu sordum. Rektör yardımcılarından birinin, ya da üniversite senatosundan bazı hocaların bu ünvana karşı çıktıklarını belirtti. Türker İnanoğlu’ya verilmesi daha önce kararlaştırılan, fahri doktora olayı böylece gündemden kalkmış oldu. Aradan bir süre geçince, yeniden gündeme geldi. Bu arada, Sayın Cumhurbaşkanımız da Türker İnanoğlu’na önemli bir ödül takdim edince, sanırız üniversite senatosunda “Civciv, kuş” saçmalığı yapan hocalar, ısrarından vaz geçtiler ki, Sayın İnanoğlu’na Fahri Doktora Ünvanı Karabük Üniversitesi Senatosu tarafından karara bağlandı.
Yaklaşık 3 yıl önce, Safranbolu’da Güzel Sanatlar Fakültesi konferans salonunda muhteşem bir törenle, Türker İnanoğlu doğup, büyüdüğü, çocukluğunun geçtiği Safranbolu’da Karabük üniversitemiz tarafından onurlandırılmış oldu. Törende çok duygusal bir konuşma yaptı. Bir çok ünlü sanatçı, gazeteci, çocukluk arkadaşları ve Safranboluluların huzurunda “Safranbolu’ya çok donanımlı bir iletişim fakültesi yaptırma” sözü verdi. Bu söz alkışlarla karşılandı, duygusal anlar yaşandı.
ÖN PROTOKOL İMZALANDI…
Safranbolu’da Yüksekokullar, fakülteler bölgesi olarak düşünülen alanda, Kaymakamlık binasının da iletişim fakültesi yapılması için tahsis edilmesi kararlaştırıldı. Dönemin Belediye Başkanı Dr. Necdet Aksoy ve diğer ilgililer ve Türker İnanoğlu arasında protokol imzalandı. Aradan yaklaşık 1.5, 2 yıl geçti. Türker İnanoğlu’nun çocukluk arkadaşları Şefik Dizdar, Yılmaz Kavuşturucu ve Kızıltan Ulukavak sürecin çok uzadığını, İçişleri Bakanlığında bir yazının beklediğini, sorunun çözülmemesi halinde Safranbolu’nun bir büyük eserden mahrum kalacağını belirttiler. Biz de konuyu üzerimize vazife edinip, İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu’dan randevu talep edip, kendilerine konuyu arz ettik, Sayın Bakan “Türker bey Safranbolulu mu, ne güzel doğduğu, büyüdüğü yere okul yaptırması” diyerek süreci hızlandırdı. Geçtiğimiz günlerde Safranbolu Kaymakamı Fatih Ürkmezer’i Kaymakamlığın karşısındaki Yüksekokulda yeni makamında ziyaret ettiğimde, “Çok şükür bu konu sonunda çözüme kavuştu” diye düşünürken, bu kez Almanya ‘da tedavi altında bulunan Sayın İnanoğlu’nun çocukluk arkadaşlarına “Bu ay sonuna kadar yeri teslim etmezlerse, ben iletişim fakültesini İstanbul’a yaptıracağım” dediğini öğrendim. Almanya’da bulunan Sayın İnanoğlu ile ben de görüştüm, aynı sözleri tekrarladı ve ilave olarak “Mehmet kardeşim siz konuyu başından bu yana yakından biliyorsunuz, ben 83 yaşımdayım, Almanya’da, Amerika’da tedaviler görüyorum. Yaptığım eseri görmek istiyorum. 3 yıldan bu yana bir yeri teslim edemediler.” Dedi.
TÜRKER İNANOĞLU’NDAN İÇTENLİKLE ÖZÜR DİLİYORUM…
Türker İnanoğlu, baba tarafından Eflanili, daha sonra Safranbolu’ya taşınmış çok saygın bir ailenin çocuğudur. Çocukluğu Safranbolu’da geçmiş, daha sonra İstanbul’a yerleşmiş, bileğinin gücü, alnının teri ve üstün zekası ile Türk Sinema sektörünün “Bay Sinema” ünvanını hak etmiştir. İlk gençlik yıllarında aşığı, sevdalısı olduğu Safranbolu’ya dönemin ünlüleri ile gelmiş, hatta bazı filmlerin Safranbolu’da çekilmesini sağlamıştı. O dönemin çok ünlü aktörlerinden, Sayın İnanoğlu’nun yakın dostu Ahmet Tarık Tekçe’nin Karabük yakınlarında trafik kazasında yaşamını yitirmesinin ardından, Sayın İnanoğlu çeyrek asır hatta daha uzun süre Safranbolu’ya gelmemişti. Ben kendilerini Kardemir Karabükspor’un uzun yıllar önce süper lige çıktığı bir dönemde tanımış, İstanbul’da Karabükspor’un kutlama gecesine yaparken, kendilerini ziyaret ettiğimde “Geceye gelemem ama Karabükspor’a katkım olsun” diyerek yanılmıyorsam 50 ya da 100 dolayında geceye giriş bileti satın almış. Parasını ödedikten sonra, bir tanesini masasına koyarak “Bunları geceye gelmek isteyen, bilet alamayan Karabüklülere benim adıma verin” demişti. İçimde, Sayın Türker İnoğlu’na karşı o tarihden bu yana büyük bir sempati hep olmuştur. İşte bu sempati etken olacak ki, bir dostum Karabük Üniversitesi Türker İnanoğlu’na Fahri Doktora vermelidir deyince sazan gibi dalmamın nedeni belki de bu olmuştur.
Sevgili Türker ağabeyim, çok iyi niyetlerle girdiğim bu konu için gerçekten çok üzgünüm. Sizin gibi, Dünya sinemasında ün yapmış, Türk sinemasının zaten tartışmasız gelmiş geçmiş en büyük üstadı olarak size Karabük Üniversitesi Fahri Doktora verse ne olur, vermese ne olur. Size rahmetli Özal, Demirel, Ecevit gibi nice Cumhurbaşkanları Başbakanlar zaten defalarca ödül verdiler. Son olarak da, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden çok önemli bir ödül aldınız.
Anadolu’nun bir köşesinde yerel bir gazeteci olarak boyumdan büyük bir işe kalkıştım. Haddimi aştım. Amacım, doğup büyüdüğünüz güzel Safranbolumuz da onurlandırılmanızdı. Bir çok mücadeleden sonra, netice de öyle de oldu. Siz de, bu jeste çok büyük bir jest ile karşılık verdiniz. Türkiye’nin en güzel İletişim Fakültelerinden birini Safranbolu’muza kazandırma sözü verdiniz. Ama, biz süreci iyi takip edemedik. İlimizde sık sık Vali değişiklikleri oldu. Konuya vakıf olmaları, zaman aldı. Sizin fakültenizi şehir dışında, tarlalarda, ormanların kenarında bir yerlere yaptırmanızı istediler. “Protokol imzalandı, çocuk oyuncağı mı?” bu olay dediğimizde biz kötü olduk. Konuyu İçişleri Bakanımıza arz ettik. Aradan yine aylar geçti. Sonuçta, sizi üzdüler, isyan ettirdiler. Şimdi haklı olarak Almanya’dan bize seslendiniz, “Ya ay sonuna yeri teslim edin , ya da bu okulu layık olan bir yere yaptırırım” diyorsunuz. Biz ay sonuna kadar seferber olacağız, gücümüzün yettiğince mücadele edeceğiz. Süreç içinde kimler ne yaptı, kimler ne yapmadı hepsini tek biliyoruz. Zamanı gelince, biz kendi içimizde bunun muhasebesini yaparız, sizden tek ricamız bugün Safranbolu Belediye Başkanımız sevgili Elif Köse hanımefendinin de size telefonda arz ettiği gibi, belki kısa ama çok kısa bir süre daha isteyebiliriz. Sonra da inşallah hep birlikte, SAFRANBOLU TÜRKER İNANOĞLU İLETİŞİM FAKÜLTESİ’nin temelini hep birlikte atarız. Size, tüm Safranbolu ve Karabüklülerin selamlarını, sağlığınız için dualarınızı iletiyoruz. Saygılarımla.