Kahramanmaraş merkezli olarak 6 Şubat’ta yaşanan ve 11 ili yerle bir eden 7.8 ve 7.7 büyüklüğündeki depremlerin üzerinden 11 ay geçmiş. 50 bin kişinin öldüğü asrın depremi, Ankara’da bir küçük salonda bir kez daha hatırlandı.
Kültür Sanat Muhabirleri Derneği tarafından düzenlenen, “Deprem Bölgesinde Kültür Varlıklarının Yeniden Anlamı” konulu panele Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi ev sahipliği yaptı. Toplantının yapıldığı salonun kapısında ‘Sezai Karakoç Salonu” levhası vardı. Üç metrelik tavan yüksekliğine sahip salon, Sezai Karakoç’un Maliye Bakanlığı personeliyken çalıştığı odaymış.
Demek ki bizde de sanatçısına sahip çıkma ve onların hatıralarını yaşatma bilinci varmış. Bu sevinçle girdiğim odanın devasa penceresinden bakınca Hacı Bayram Camii ve Altındağ tepeleri tam karşımdaydı. Hacı Bayram Veli ve Sezai Karakoç’un manevi soluğunun doldurduğu mekânda Anadolu’nun medeniyetler beşiği olduğunu ve bu özelliğini kaybetmediği yönündeki inancımı tazeledim.
Açılış konuşmasını Kültür Sanat Muhabirleri Derneği Başkanı İbrahim Gökdemir yaptı. Gökdemir, depremin akabinde bölgeye gittiklerini, kültürel varlıkların durumunu gördüklerini anlattı. O günleri unutmak mümkün mü? Yıkılan şehirlerin silüeti ve depremzedelerin hayatta kalma mücadelesi gözümün önündedir. Gökdemir, o gezilerden kesitleri yeniden dile getirdi.
Ardından izlediğimiz sunum, bir büyük devletin bireyi olmakla gururlanmamıza vesile oldu. Enkazını veya yıkılmamak için direnen kültürel varlıklarımızı yeniden ayağa kaldırmak için yapılan çalışmaların bir bölümünün filmini izledik. Tarihi mirasa sahip çıkma bilincimizi inşallah kaybetmeyiz. Bizim şehirlerimiz kültürel varlıklarıyla diridir.
İstanbul Milletvekili Av. Serkan Bayram, Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Kâzım Arıcan ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu da konuşma yaptı. Konuşmacılar depremden sonra yaraların sarılmaya çalışıldığını belirterek, devlet millet dayanışmasının en güzel örneğinin yaşatıldığına dikkati çektiler. Rektör Arıcan Hataylıymış ve depremin ilk günü Hatay’a gitmiş.
Yarabbi, ne acılar yaşıyoruz. Bunca acılara rağmen hayatın ipine daha sıkı yapışıyoruz. Yaralarımızı sarmak için yardımlaşıyoruz. İnsan, insanla yardımlaşır. Biz bunu başardık. Deprem sonrası yaşananlar bunun kanıtıdır.
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu’dan deprem bölgesinde zarar gören kültür varlıklarının 200’ünün sene sonuna kadar ayağa kaldırılacağını duyunca sevindim. Topçu’nun ifadesine göre, kültür varlığı olan özel mülkiyetler de ayağa kaldırılacakmış.
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Musa Kâzım Arıcan’ın konuşması salonda hüzünlü bir hava estirdi. Arıcan Hatay’da yıkılan ve kişisel tarihinde önemli izler bırakan kültür varlıklarını anlatırken göz yaşlarına güçlükle hakim oldu.
Kültür Sanat Muhabirler Derneği Bakanı İbrahim Gökdemir, depremden etkilenen kültür varlıklarına kamuoyu dikkatinin canlı tutulması amacıyla böyle bir projeyi hayata geçirdiklerini söyledi. Proje kapsamında 15 gün boyunca depremden etkilenen 9 ilde incelemeler yapıldığını bildiren Gökdemir, “Bu illerde oluşturduğumuz çalışma ekibimiz, yerinde inceleme yaparak kültür varlıklarımızı kısa film haline getirdi. Deprem bölgesindeki kültürel varlıklarımızı yeniden hafızalarda tutmaya çalışacağız. Bugünkü toplantımızdan sonra, 9 ilimizde hazırladığımız kısa filmler sosyal medyada ve dijital mecralarda yayımlanmak üzere servis edilecek ve bir farkındalık oluşturulacaktır” dedi.
Daha sonra moderatörlüğünü gazeteci Dursun Erkılıç’ın yaptığı panelde Ankara Milletvekili Asuman Erdoğan “Deprem ve Sonrası Kültürel Varlıkların Korunmasında Yapılan Çalışmalar”, Altındağ eski Belediye Başkanı, Çevre ve Orman Bakan Yardımcısı (Ak Parti’nin muhtemelen Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı) Dr. Veysel Tiryaki “Şehircilik ve Kültürel Varlıklarımız”, Kültür ve Turizm Bakanlığı Daire Başkanı Sanem Arıkan “Deprem Bölgesinde Normalleşmeye Doğru” konularında değerlendirmelerde bulundular.
Türkiye’nin, Kültür ve Turizm Bakanlığı başta olmak üzere ilgili her kurum ve bireyin kültürel değerlerin ayağa kaldırılması için her fedakârlığı yaptığını ve yapmaya hazır olduğunu söyleyebilirim. Toplantının yapıldığı mekânın manevi iklimi bunun kanıtıdır. Hacı Bayram Veli’yi ve mirasını 8 asırdır sahiplenen ve onu koruyan bu ruh, Sezai Karakoç’un Ankara’daki çalışma odasını hatırlayan bu vefa, her yarayı saracak güçtedir. Allah bu acıları, yıkımları bir daha yaşatmasın.
