Bugün kardeşim Osman, Genel Müdürümüz Zafer Acar, Haber Müdürümüz Nazan Yılmaz ile haftada iki üç kez yaptığımız gibi gündemi değerlendirdik. Yerel seçimler sonrası, Karabük ve ilçelerinde ne gibi gelişmeler olduğunu konuştuk.
İki üç günden bu yana, ilimizin üst düzey yöneticileri ve iktidar partisi üst yöneticilerinin facebook sayfalarında gördüğüm Ankara temasları ile ilgili Haber Müdürümüz Nazan Yılmaz’a, “Ankara’da Karabük heyeti görüştüğü Bakanlardan, üst düzey siyasilerden ve Sayın Cumhurbaşkanımızdan Karabük ile ilgili ne gibi sözler almışlar?” diye sordum. “Ben de sizin gibi facebook sayfalarında, verimli görüşmeler yaptıklarını görüyorum içeriği hakkında bilgim yok” dedi. Genel Müdürümüz Zafer Acar’da benzer şeyler söyledi. Ve, ilave yaparak “Sadece bizde değil, takip edebildiğim kadarı ile Karabük basınında da Karabük heyetinin Ankara ziyaretleri ile ilgili detaylı bilgiler yok” diye ilave etti. Osman ise, “BRTV’nin ticari işleri nedeni ile gündemi takip edemiyorum. Ankara’ya giden Karabük heyetinin faydalı görüşmeler yapmış olduklarını umut ediyorum” demekle yetindi.
1980’li yılların sonları, 1990’lı yıllar gözümün önünde canlandı. Karabük henüz ilçe iken bile, Karabük ya da Safranbolu’dan Ankara’ya giden heyetler mutlaka bölgenin etkili bir iki gazetecisini heyetin içine dahil eder ve Ankara’da yapılan görüşmeler objektif biçimde Karabük halkına duyurulurdu. Karabük’ün ilçe olmasına rağmen, Karabük ve Safranbolu heyetlerinin ziyaretleri Çankaya Köşkü’nde Cumhurbaşkanı düzeyin de ya da Başbakanlıkta, dönemin Başbakanı kim ise Başbakan düzeyinde olurdu. Ankara’ya giden heyet bu görüşmelerden mutlaka olumlu bir sonuç alır, Karabük’e eli dolu dönerdi.
Karabük’ün ilk il olduğu aylarda, dönemin Cumhurbaşkanı rahmetli Süleyman Demirel ile Çankaya Köşkü’nde ülkenin yerel bir gazetecisi ve ülkenin Cumhurbaşkanı olarak karşılıklı röportaj yapma imkanı bulmuş o röportaj sırasında, Karabük’ten bir heyetin il olmamız nedeniyle Zat-ı Alilerine bir teşekkür ziyareti yapmak istediklerin belirtmiştim. Rahmetli Demirel “Hay hay buyursunlar, Bayramdan sonra beklerim” demişti. Daha, Çankaya Köşkü’nden ayrılmadan Karabük heyeti için randevu tarihini Genel Sekreterlikten almış ve o dönemin Valisi değerli dostumuz Cemal Ayman ile birlikte 40 kişilik nezih bir Karabük heyeti oluşturarak rahmetli Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel’i ziyaret etmiştik. 2 saate yakın süren bu görüşmede, rahmetli Demirel yeni ile olan Karabük’ün sorunlarını ve taleplerini Valimizden, dönemin Belediye Başkanı Enver Tümen’den ve Karabük’ten o görüşmeye katılan birbirinden değerli Karabük yöneticilerinden tek tek dinlemiş ve o taleplerin bir çoğu gerçekleşmişti.
Benzeri şekilde, dönemin Başbakanları Mesut Yılmaz, Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan, Tansu Çiller ve Yıldırım Akbulut’a yapılan ziyaretlerde de şehirden çeşitli partilerden ve STK temsilciler ile Karabük basınından mutlaka gazeteciler yer alırdı. O zamanlar henüz facebook icat edilmemiş, şehir yöneticileri ziyaretleri facebooktan paylaşma gibi bir şansa sahip değillerdi. Bunun yerine, beraberlerinde heyetin içine gazeteci dahil etmeyi tercih ederlerdi.
2000’li yılların başlarında Kardemir büyük kriz yaşıyordu. Dönemin Karabük Milletvekili rahmetli Erol Karan, Şükrü Gökkaya ile dönemin Başbakanı rahmetli Bülent Ecevit’i ziyaret etmiş, bu ziyarette rahmetli Ecevit, Kardemir’in kurtarılmasında tarihi önem taşıyan o tarihi kararnameye ilk kez Şükrü Gökkaya’ya açıklamış bu açıklama önce Karabük yerel basınında ve ardından ulusal basında hatta Kardemir Genel kurulunda da alkışlar arasında yayınlanmıştı.
Safranbolu için de aynı şey söz konusuydu. Safranbolu’ya ilk yüksekokul işte böyle bir ziyaret sonucunda kazandırılmıştı. 1990’lı yıllarda rahmetli Turgut Özal Cumhurbaşkanı olduğunda, Çankaya Köşkü’nde belirli günlerde “Halk Günü” ilan etmiş, ülkenin çeşitli il, ilçelerinden gelenleri dinliyordu. Dönemin Safranbolu Belediye Başkanı Mustafa Eren, bu halk günü için randevu almış, Belediye Meclis üyeleri ile birlikte heyetin içine beni de davet etmişlerdi. Çankaya Köşkü’nde, rahmetli Özal ile çok güzel bir ortamda, sohbet gerçekleşti. Safranbolu heyeti adına Mustafa Eren, rahmetli Özal’dan Safranbolu’nun il olmasını istedi. Dönemin Cumhurbaşkanı Özal, “Orada Karabük var. Zamanı gelince Karabük il olur” dedi. Ardından, Mustafa Eren “Safranbolu’da turizmin gelişmesi için bir turizm yüksekokulu istiyoruz” talebinde bulundu. Bunun üzerine Özal, “Binanız var mı başkan, varsa hemen bir turizm yüksekokulu açalım” dedi. Başkan Eren “Belediye Binası yaptık efendim, okul için derhal tahsis ederiz” dedi. Böylece, Safranbolu o dönemde Hacettepe Üniversitesi’ne bağlı ilk yüksekokuluna kavuşmuş oldu. Benzeri bir anım da kulakları çınlasın Hamit Çepni abimiz ile vardır. Hamit Çepni, bir gün “Mehmet yarın hazır ol, Cumhurbaşkanı Demirel’e üniversite istemek için gideceğiz” dedi. Hamit Çepni, rahmetli Mehmet Burhan ve sınırlı sayıda o dönemin Karabük’teki popüler cemiyet adamları ile Çankaya Köşkü’nde rahmetli Demirel’i ziyaret ettik. Hamit Çepni ve beraberindeki heyet Cumhurbaşkanı Demirel’den üniversite talebinde bulundu. BRTV kameramanımız bu görüşmenin tamamını kayıt altına aldı ve orada ne görüşüldüyse Karabük halkına aynen aktardık. Bu güzel gelenek, 2002 Genel seçimlerinde iktidara gelen AK Parti hükümetindeki Başbakan Yardımcısı değerli büyüğümüz Mehmet Ali Şahin döneminde de devam etmişti. Başbakan Yardımcısı olduğunda, devir teslim törenine bizi de davet etmişti. Biz de bakanlık devir teslim törenine tanıklık etmiş aynı zamanda Sayın Şahin bizi birkaç bakan ile görüştürmüş ve röportajlar yapma imkanı bulmuştuk. Sayın Mehmet Ali Şahin her zaman siyasetin basına, basının da siyasete ihtiyacı olduğunu belirtir, basına önem verirdi.
Maalesef son zamanlarda, bu gelenekten eser kalmadı. Daha önceki değerli iktidar partisi il Başkanı ve milletvekillerimiz de, Bakanları ve Bakan yardımcılarını, Genel Müdürleri, Genel Müdür yardımcılarını ziyaret ederler birçok görüşmede ilimizin o dönemdeki Sayın Valisini Ankara’ya davet ederler, facebook paylaşımları ile fazlaca bir içerik belirtmeden şu bakan yardımcısı, bu genel müdür ile verimli bir görüştürme gerçekleştirdik gibi paylaşımlar yaparlardı. Facebook icat oldu, basın olarak bizim de papucumuz dama atıldı..!
Bunları şunun için yazıyorum. Karabük’ten Ankara’ya yapılacak olan üst düzey ziyaretler için BRTV’den bir kameramanımız ile bir muhabirimiz her zaman değerli heyetimizin emirlerine amadedir. Yok, bizim basına ihtiyacımız yok, facebook paylaşımı yeterli deniyorsa yapabileceğimiz bir şey yoktur. Biz dostane ve iyi niyet ile hatırlatalım istedik.
