Ankara’nın Nallıhan İlçesinde bulunan Çayırhan Termik Santrali ve maden sahalarının özelleştirilmesine karşı mücadele eden maden işçileri, yeniden eyleme geçerek kendilerini madene kapattı. Maden İş Genel Başkanı Nurettin Akçul yaptığı açıklamada; “Buradan yetkililere, hükümete, patronlara tekrar sesleniyoruz. Bu yanlıştan derhal vazgeçin! Halkın malını, işçinin alın terini, emeğin kutsallığını yok saymayın. Özelleştirme derhal durdurulsun. İş güvencemiz sağlansın. Bize ait olan bizde kalsın.” Dedi.
Akçul açıklamada şu ifadeleri kullandı;
“Aylardır Çayırhan Termik santrali ve maden sahalarının özelleştirilmesi ve satışına karşı mücadele veriyoruz. Madene kapandık olmadı, çadır nöbeti tuttuk olmadı, karda ayazda kilometrelerce yürüdük olmadı. Buranın özelleştirilmesi, bir nevi ölüm fermanımızı imzalamak dedik olmadı.
Ne yapsak ne etsek kendimizi yetkililere anlatamadık, bizi duymazdan geldiler, görmezden geldiler.
Yeri geldi can verdik, yeri geldi sevdiklerimizi toprağa gömdük ama hep direndik, hep ürettik, hep ayakta kaldık.
Hiçbir siyasi otoritenin maşası değiliz. Hiç kimsenin yönlendirmesi ya da kışkırtmasıyla hareket edecek kadar cahil değiliz. Kimse kendine, eylemlerimizden bir pay çıkarmasın. Kimse haklı mücadelemizden nemalanmaya kalkmasın. Bu bir ekmek davasıdır. Bu, çocuklarımızın geleceğine, alın terimize, işyerimize ve ekmeğimize sahip çıkma davasıdır.
Ey biraz olsun vicdanı ve merhameti olan yetkililer!
Nallıhan’a bir gidin, Çayırhan’a, Beypazarı’na bir gidin. Buradaki ailelerle , yöre halkıyla bir görüşün. Lojmanlara gidin. Çocukları görün. Lojmanda kalan çocukların gözlerindeki o masumiyeti okuyun, babalarına ne olacak, kendileri nerede kalacak sorularının şaşkınlığını o gözlerden bir okuyun. Okuyamıyorsanız dinleyin. O çocukları, o aileleri bir dinleyin. Bizleri dinlemediniz madem, halkın sesini dinleyin. İşçinin, çocukların, kadınların sesini dinleyin. Sizlerin çocukları ucuz lojmanlarda kalmıyor, sizlerin eşleri yarın ne pişirsek acabası yaşamıyor. Çünkü her halükarda kazanınız kaynıyor, her halükarda çocuklarınız doyuyor. Doysun da zaten. Kimsenin kazanında gözümüz yok. Ama siz de bizim kazanımıza, ekmeğimize, işyerimize dokunmayın. Çok mu şey talep ediyoruz, çok mu şey istiyoruz.
“Bugün özelleştirme adı altında yapılanlar, yalnızca bir işletmenin el değiştirmesi değil, on binlerce işçinin açlığa ve sefalete sürüklenmesi demektir” diye binlerce kez ifade ettik. Bunu kabul etmeyeceğimizi ve sineye çekmeyeceğimizi resmen haykırdık. Duymadınız, duymuyorsunuz. Arkadaşlara canlarını ortaya koymaktan başka bir çare bırakmadınız.
Bizler Devletine milletine bağlı, ülkemizin bölünmez bütünlüğünden yana, Türkiye sevdalısı emekçileriz. Derdimiz belli, taleplerimiz açık.
Buradan yetkililere, hükümete, patronlara tekrar sesleniyoruz. Bu yanlıştan derhal vazgeçin! Halkın malını, işçinin alın terini, emeğin kutsallığını yok saymayın. Özelleştirme derhal durdurulsun. İş güvencemiz sağlansın. Bize ait olan bizde kalsın.
“Bugün bu mücadeleyi vermezsek, bu adaletsizlik herkesin kapısını çalacak” diyen arkadaşlarımızı, karanlığa hapsetmeyin. Biz, yalnızca madenciler ve enerji işçileri için değil, tüm emekçiler ve halkımız için buradayız.
Madenciler ve enerji işçileri aylardır direndi, bugün de direniyor ve “ Ölmek var, vazgeçmek yok” diyor. Onların ölüsü değil, dirisidir bizleri yaşatacak olan.
Yaşasın maden işçileri
Yaşasın enerji işçileri
Yaşasın onurlu mücadelemiz.“