Havalar sıcak, gündem sıcak…

Ağustos’un tam ortası… Doğal olarak havalar aşırı sıcak. Ülkemiz de, bölgemizde sıcaktan adeta kavruluyor. Havalarla birlikte, gündemde sıcak.. Bölgemizin sıcak gündem maddelerinden bir kaçını ele almaya çalışalım…
KARDEMİR:
Karabük’ün var oluş nedeni.. On yıllardır bölge insanımızın iş, aş kapısı. Geçtiğimiz günlerde genel kurulu yapılacaktı. Ancak, yönetim kurulu arasında özellikle bağımsız yönetim kurulu üyelerinin belirlenmesi konusunda ciddi görüş ayrılıkları ortaya çıkınca, Karabük’te ciddi bir dalgalanma yaşandı. Uzun yıllardır Yolbulan, Güleç ve Yücel aileleri tarafından yönetilen Kardemir’de genel kurul öncesi yaşanan bu dalgalanma karşısında Karabük Ticaret ve Sanayi Odası başta olmak üzere ilimizdeki önemli bir çok sivil toplum kuruluşu tarafından ortak bir bildiri yayınlanarak, Kardemir’in Karabük için, Karabüklü için önemi vurgulandı. Kardemir Genel kurulunun tarihi çok kısa süre içinde yeniden belirlenecek ve yönetim yeniden şekillenecek. Kardemir’deki gelişmelerin hem Karabük kamuoyu hem de Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin aracılığı ile hükümet ve devlet tarafından da yakından izlendiği belirtiliyor.
NECDET AKSOY:
Safranbolu Belediye Başkanı Necdet Aksoy, 22 Haziran tarihinde İçişleri Bakanlığı tarafından görevinden alınarak, yerine Kayyum atanmıştı. Belediye Başkanı Aksoy’un FETÖ soruşturması kapsamında mı, başka belediye uygulamaları ile ilgili yolsuzluk iddialarından mı görevinden uzaklaştırıldığı kamuoyunda yoğun bir biçimde konuşulurken, bu kez de geçtiğimiz hafta sonu Karabük Cumhuriyet Savcılığının talimatı ile Emniyet ekipleri tarafından gözaltına alındı. 3-4 gündür Karabük Emniyet Müdürlüğünde gözaltında bulunan Necdet Aksoy’un bugün ya da yarın adli makamların karşısına çıkması bekleniyor. Sapla samanın birbirine karıştığı bir ortamda bu konu ile ilgili ayrıntılı bir yorum yapmaktan elbette biz de kaçınıyoruz. Adli makamların karşısına çıktıktan sonra Necdet Aksoy ile ilgili kararı Yüce Türk adaleti verecektir. Biz de gelişmeleri Karabük’teki bütün basın kuruluşları gibi yakından takip etmeye çalışıyoruz.
SAFRANBOLU’NUN KAYYUM İLE YÖNETİLMESİ:
Geçtiğimiz haftalarda kaleme aldığımız bir yazıda, Dünya miras listesinde yer alan ve bünyesinde son derece mülayim, devletini milletini seven insanların yaşadığı bir kentin kayyum yerine halk tarafından seçilmişlerle yönetilmesi gerektiğini vurgulayan bir yazı kaleme almıştık. Çok çeşitli çevrelerden olumlu tepkiler geldi. Safranbolu Kaymakamı aynı zamanda Belediyeye kayyum olarak atanan Fatih Ürkmezer tüm iyi niyeti ile hem Kaymakamlık hem de Belediye’yi yönetiyor. Hizmetlerde aksama olmaması için normal mesaisinin iki katı çalışıyor. Bizim belirttiğimiz konu, Fatih Ürkmezer in şahsı ile değil, Safranbolu gibi son derece mülayim ve modern insanların yaşadığı, turistik bir şehrin halk tarafından seçilmiş insanlar eliyle, yani demokratik bir biçimde yönetilmesinin daha yerinde olacağı konusudur. Belediye başkanı şu veya bu nedenle hakkındaki bir soruşturma nedeniyle görevinden uzaklaştırılmış olsa bile halkın seçtiği 15 Belediye meclisi üyesi daha var. Bu meclis üyeleri, iktidarı ile muhalefeti ile adeta hiçe sayıldığına göre, bizim bilmediğimiz topyekun bir şeyler mi var diye de düşünmekten kendimize alamıyoruz. Sanırız bu konu hem siyasetçilerin, hem de devleti yönetenlerin de gündemindedir.
FETÖ İLE MÜCADELE:
Ülkemiz ve bölgemiz çok kritik bir süreçten geçiyor. 15 Temmuz 2016’da yaşanan hain darbe girişiminin ardından, Fetullahçı Terör Örgütü Parelel Devlet Yapılanması (FETÖ/PYD ) ile devletimiz amansız bir mücadelenin içine girdi. Ülke genelinde olduğu gibi hemen her akşam BRTV haberlerde de gerek Karabük’te gerekse çevre illerimizde bu konu ile ilgili haberlere yer veriyoruz. Bu haberleri de özellikle devletin resmi ajansı Anadolu Ajansı(AA) aracılığı ile yayınlıyoruz. Sadece Karabük’te resmi makamların açıklamalarına göre, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından 1316 şüpheli hakkında işlem yapıldığı açıklandı. Türkiye genelinde bu sayı onbinlerle, yüzbinlerle ifade ediliyor. Türkiye hep bu ve benzeri olaylarla yıllardır büyük enerji kaybediyor. Bizim ilk gençlik yıllarımızda (1980 öncesin) sağ-sol kavgası sonucu ülkede kan gövdeyi götürmüş, ardından 12 Eylül 1980 darbesi gelmişti. 1984 yılının 15 Ağustos’un da bu kez PKK terör örgütü başta doğu ve Güneydoğu bölgelerimiz olmak üzere ülkemizin başına bela olmuş ve 33 yıldan bu yana halen bela olmaya devam etmektedir. PKK belası devam ederken şimdi de devlet içine uzun yıllardan bu yana yuvalanmış FETÖ belası ile ülkemiz enerji kaybetmeye devam etmektedir. Bu mücadele sırasında kurunun yanında yaşların da yandığı bilinmektedir. Dileriz ve umarız Türkiye bu süreci en az hasarla atlatır ve kalkınmasına, gelişmesine, büyümesine devam eder.
BASIN ÖZGÜRLÜGÜ:
Geçtiğimiz ay 24 Temmuz’da basından sansürün kaldırılışının yıldönümünü kutladık. Ülkemiz basın özgürlüğü alanında maalesef Dünya 180 ülke arasında 155. sırada yer alıyor. Karabük’e gelecek olursak, basın özgürlüğü konusunda Dünya’da ilk sırada yer alan Norveç’ten bile özgür bir basın var. Bizim gazeteciliğe başladığımız yıllarda eline bir yerlerden ajanda bulan, onu koltuğunun altına sokup, sokaklarda aylak aylak dolaşan bir takım tipler kendilerini gazeteci sanırlardı. Şimdilerde de teknolojinin gelişmesi ile sanal ortamda kendine bir yer bulan kendini bırakın gazeteci sanmayı, alemin kralı ilan ediyor. Son aylarda Karabük’te koskoca adamlar bu tür tiplerden dert yanıyor. Şu şunu yazdı, bu bunu yazdı. Gerçekten de baktığımızda öylesine yazılar var ki, hayretler içinde kalıyoruz. Sanal gazeteci bozmaları yazıyor da yazıyorlar. Bir de bu tür tipleri kullananlar var. Kullanıyorlar zamana gelince de paçavra gibi çöpe atıyorlar. Bu tür tiplere elini veren kolunu kurtaramıyor. Devletin yetkili organlarının, siyasilerin, demokratik kuruluşların bir takım basın toplantılarına, etkinliklerine bu tipleri davet ederseniz, bunları gazeteci yerine koymaya kalkarsanız olacağı bu. Karabük’te toplumsal dengeyi bozan ve bunu da gazetecilik adı altında yapmaya kalkanlar varsa, öncelikle basın camiası kendi arasında bu sorunu ele almalı, Karabük’teki aklı başında bir takım insanlarda gazeteci ile gazeteci olmayanı ayırt etmeli, gerekli tavrı koymalıdır.
BRTV olarak biz, 22 yıldan bu yana kamu görevi yapmanın bilinç ve sorumluluğu ile başta bölgemiz olmak üzere, milli uydumuz Türksat aracılığı ile Türkiye ve 70 e yakın ülkeye yayınlarımızı ulaştırarak uzun yılların deneyimi ile hizmet vermeye çalışıyoruz. Bir takım kendini bilmezlerin, ayak takımlarının her türlü fitnesine rağmen dimdik ayaktayız.