WhatsApp Hattı:
Frekans Bilgileri: TÜRKSAT 4A Frekans:12265 Polarizasyon:Vertical(Dikey) Sembol Rate 27500 FEC: 5/6
SON DAKİKA

ÇAKRAZ’DA BİR AKŞAM…

Bu haber 19 Ağustos 2013 - 14:54 'de eklendi ve 4.719 kez görüntülendi.

Alevler kızıl bir yılanın kıvrılışı gibi gökyüzüne uzanıyordu.

Gecenin karanlığı o alevleri bağrında eritirken gökyüzünde altın bir tabak gibi parlayan dolunay bu muhteşem tabloyu büyük bir zevkle izliyor gibiydi.

Deniz, gündüz yaşadığı öfkesini yavaş yavaş bırakmaya başlasa da sahili yine de okşar gibi dövmeye devam ederken, dalgaların sesi ile yanan odunların çıtırtıları birbirine karışıyordu.

 

Kaç yıl oldu bilmiyorum ama sanırım çok uzun yıllar olmuştu. Ya Amasra’nın  ya da Dikili’nin görkemli güzelliğinde paylaşmıştık dostlarla böylesi bir geceyi.

Ama o güzelliğin içinde bile Çakraz’da yaşanan yine de farklıydı.

 

Çakraz’ın seçkin tesislerinden ALAY MOTEL’in muhteşem ağırlamasına, yemekteki söyleşi ve espirilerin coşkunluğu eklendiğinde kahkahalar Çakraz’ın sahillerine dalga dalga yayılıyor ve izleyenler merakla bu grubu izliyorlardı.

 Uzun zamandır yaşamadığım mutluluğu, yapmadığım espirileri hatta atmadığım kahkahaları o gece yaşatan tüm dostlara ne denli teşekkür etsem azdır.

 

Zira onların hakkımda gerek özel gerekse genel olarak paylaştıkları duygularını anlatabilmeye sanırım bildiğim sözcükler az gelecektir.

 

Sahilin o büyüleyici gece atmosferinde birbiri ardına yükselen balonlar da vardı. Ateşledikten sonra birden göklere yükseliyor ve gökyüzünün derinliklerinde yıldızlarla tokalaşırken sevgili kardeşim Orhan Demirağ’ın muhteşem sesinden yükselen “Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın” şarkısının notalarıyla kucaklaşıyorlardı.

O anda birden Munir Nurettin Selçuk’tan dinlediğimde duyduğum hazzı Orhan’ın sesiyle de aynen yaşadığımı hissetmenin mutluluğunu da yaşıyordum. Orhan bu kentin gerçek bir gururu…

Gece tüm güzelliğiyle sürüp gidiyordu.

 

Cuma günü aradı bizi Sevgi Yavuz ve ; “ Yarın Çakraz’dayız, değil mi? Deyince şaşırdık ama onlara hayır demek ne mümkün.

Zira Sevgi ve Mustafa Yavuz çifti kadar sevecen ve dost canlısı insan şu alemde gerçekten çok az kaldı. “Tamam” dedik…

Ertesi gün Çakraz’daydık…

 

Sakarya’dan Zuhal ve oğlu, Ankara’dan gençler…

Bolu’dan oğlum Gökhan, gelinim Selda ile torunlarım zaten oradaydılar.

Güzel ve sevgi dolu yürekleriyle Zerrin- Şenol Gendigelenoğlu ile sevimli oğulları Berke ve şirin kızları Beren…  Bolu’dan kalkıp gelmişlerdi tatil için …

Ve  Karabük’ten her zaman kendilerini tanımaktan büyük zevk aldığım sevgili dostlar:

Orhan Demirğ, eşi ve çocukları…

Ayşe ve Cavit Şengün…

Yine her zamanki neşesiyle ve sesiyle gruba renk katan Hüseyin Demir…

Sevgili Selma Demirci ile arkadaşı bir başka Selma ki o gece aralarında kaldıkça durmadan dilek dilemek zorunda kaldım.

 

Ve dışarıdan grubu dinlemeye gelerek aramıza katılan ya da uzaktan izleyen yerli yabancı insanlar…

 

Oysa burası Karabük, şurası Çakraz, Bolu, Sakarya, Ankara…

Orhan’ın sesi, benim ricam üzerine semayla kucaklaşıyor.

 

“İlkbahara bekle beni demiştin/ Hiç mi orda kış baharı bulmuyor?/

Düşlerin mi yoksa sen mi değiştin?/ Ayrılıktan aşka sıra gelmiyor.

 

Okyanus mu iki şehrin arası? /Kaç saatlik yol ki şunun şurası?/

O verdiğin ümitlerin süresi/ Her nedense bitmek nedir bilmiyor.

 

Gün kavuştu, ikindiye vakit dar/ Bir öpüşten, dokunuştan ne çıkar?/

Güzelliğin aşkın kadar aşikâr; /Mazeretin bu gerçeği silmiyor.”

 

Cavit’in udu ve birbirinden güzel söyldiği özellikle deyişler…

Ayşe’nin özellikle Nazım’dan okuduğu şiirler…

Selma Demirci’nin şarkılara ve türkülere eşlik edişi…

Ve arkalarında bizim gibi muhteşem bir “DETONE KOROSU”…

 

Ve Sevgi Yavuz bir konuşma yapıyor.

Önce kağıttan okuduğunu sanıyorum ama değil.

O kadar içten, duygusal ve adı gibi sevgi dolu bir konuşma yapıyor ki…

 

Özellikle benim ve ailem için ettiği sözcükler, yaşadığım yılların boşa geçmediğini kanıtlıyor bana.

Ve orada bulunan herkesin o duyguları yürekten paylaşmaları hem duygulandırıyor hem de onore ediyor bizi. Sanırım biraz da utanıyorum. Ayşe tüm içtenliğiyle; Az bile ağabeycim…” diyor. Seviniyorum..

 

Ve sevgi gösterileri doruğa ulaşıyor…

Ayakta durmanın zorlaştığı, güzellik dolu bir geceye noktayı koyma zamanının geldiğini giderek azalan odunların kızıllığı gösteriyor.

 

Sevgiyle kucaklaşıyoruz birbirimizle.

Tekrar buluşmak ve paylaşmak dileğiyle vedalaşıyoruz…

 

Saat 03’lerde yataklarla buluşmak üzere vedalaşıyoruz ama içimizde gecenin coşkusu uykusuzluklara gebe kalıyor. 

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT

1 ADET YORUM YAPILDI

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
AHMET KAYA19 Ağustos 2013 / 15:50Cevapla

YA ADAM YEMİŞ İÇMİŞ EĞLENMİŞ DE BUNDAN BİZE NE.BU YAZIDAN BİZE NE ANLAMALIYIZ.BU YAZININ BIZE VERMEK İSTEDİĞİ TEMA NEDIR.BIR DAHAKI YAZIDA BUNU ACIKLARSA SEVINIRIM