1982 yılında, Marmara Basın Yayını bitirip Karabük’te gazeteciliğe başladığımda ilk tanıştığım kişilerden biri, rahmetli Enver Kaya idi. Bir gün, Gazipaşa Caddesindeki Batı Karadeniz Ekspres Gazetesi’nin önünde otururken, şık giyimli, mutevazi, babacan bir adam geldi. İçeride kim var, kim yok diye sordu. Ben de, “kimsiniz?” diye sordum. “Enver Kaya” dedi. Rahmetli babamdan, çevremdeki Demir Çelik işçileri büyüklerimden, bir efsane gibi duyduğumuz isimlerden biriydi Enver Kaya… Kendisine de hemen söyledim. “Demek, o ünlü Enver Kaya sizsiniz?” Yüzünde çok hoş bir tebessüm oldu, “estağfurullah” dedi. Sonra, aramızdan ayrılıncaya kadar hep dost olduk, hep Enver ağabeyim oldu. Adam gibi adamdı. Bugün, aramızdan ayrılan Şükrü Korkmaz Gider ağabeyimle ilgili bölüme gelmeden, rahmet istemiş olacak ki, Enver Kaya ağabeyimi yad ettim. Ruhu şad olsun.
Enver Kaya’dan sonra, bir diğer efsane isim Şükrü Korkmaz Gider’di. Lise yıllarımızda, Üniversite yıllarımızda sürekli adını duyduğumuz, çok önemli bir işçi lideriydi. Ülkücü camiadandı. 12 Eylül öncesinin, ülkücü lideri MHP Genel Başkanı Alpaslan Türkeş ile çok samimi olduğu, dilden dile dolaşırdı.
1982’de Batı Karadeniz Ekspres Gazetesi’nde muhabir olarak görev yaparken, o günlerde tanıştığım, muhtemelen Şükrü Korkmaz Gider muhalifleri, Çelik İş Sendikası’nın bazı yatırımlarından bahsederek, çeşitli belgeleri getirdiler. Bu yatırımların boşa gittiği, Çelik işçisinin emeklerinin bu batan yatırımlarda heba olduğunu anlattılar. Ben de, bir yazı dizisi olarak bunları yazdım. Yazılar yayınlandıktan birkaç gün sonra, gazeteye kısa boylu ama yiğit görünümlü, bir adam geldi. “Mehmet Çetinkaya sen misin?” diye sordu. “Evet, benim” dedim. “Ben de, Şükrü Korkmaz Gider memnun oldum” dedi. Birkaç gündür, yazı dizisi yaptığım, Çelik İş Sendikası Genel Başkanı Şükrü Korkmaz Gider ile yaklaşık iki saat konuştuk. Bana, tek tek yatırımların amacını anlattı. Ancak, günün koşulları gereği başarılı olamadıkları konusunda beni ikna etti. Biz de, yazı dizimizin ardından, tek tek not aldığımız Sayın Genel Başkanın açıklamalarına da uzun uzun yer verdik.
Bu benim gazetecilik hayatımın ilk önemli diyaloğu oldu. Bugün, 77 yaşında aramızdan ayrılan, Şükrü Korkmaz Gider ağabeyimizle o tarihten itibaren yaklaşık 40 yıldır hep dost olduk. Adam gibi adamdı. Mert adamdı. Ankara’da Karabüklüler Derneği ve Karabüklüler Vakfı’nda zaman zaman bir araya geldik. Uzun uzun telefon sohbetlerimiz oldu. Geçtiğimiz yıllarda, ikiz oğullarından birini trafik kazasında kaybettiğinde çok üzüldü. Bu üzüntü, kendisini yordu. Ve, bugün Diş Doktoru olan oğlunun yaşadığı Edremit’te yaşama gözlerini yumduğunu öğrendim.
Öz Çelik İş Sendikası camiasından, Genel Başkan Yunus Değirmenci, eski Genel Başkan H. Ferudun Tankut, Karabük Şube Başkanı Ulvi Üngören, eski Şube Başkanı Taner Canyut’u arayıp baş sağlığı dileğinde bulundum ve Öz Çelik İş Sendikası camiasının büyük acılarını paylaştım. Elbette, ailesi ile de görüşerek, başsağlığı dileklerimi ilettim. Karabük önemli bir cemiyet hayatını daha kaybetti. Bir döneme damgasını vurmuş önemli bir cemiyet adamıydı Şükrü Korkmaz Gider ağabeyimiz.
Ailesinden edindiğim bilgiye göre, Pazartesi günü öğle namazının ardından, trafik kazasında rahmetli olan oğlunun yanında Çankırı merkezde toprağa verilecek. Allah rahmet eylesin, başta ailesi olmak üzere, Öz Çelik İş Sendikası ve Kardemir camiamızın başı sağ olsun. Ruhu şad olsun…