Geçtiğimiz hafta Almanya’da Berlin Bellevue Sarayı’nda, aralarında 3 Türk’ün de bulunduğu 15 kişiye Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier tarafından “Üstün Hizmet Madalyası” verildi. 8 yıldan bu Batı Karadeniz’in tek Türksat uydu kanalı olarak bölgemiz ile Avrupa arasında bir “Gönül Köprüsü” oluşturan BRTV, Berlin Bellevue Sarayı’ndaki bu gurur verici töreni canlı olarak yayınladı.
Almanya Cumhurbaşkanı tarafından “Üstün Hizmet Madalyası” verilenler arasında, bölgemizden de iki isim vardı. Bunlardan biri, Prof. Dr. Yasemin Karakaşoğlu… 1963 yılında Safranbolu’dan eğitim amaçlı Almanya’ya giden İzzet Karakaşoğlu’nun kızı. İlkokul çağlarında, yaklaşık 2 yıl Safranbolu’da yaşıyor. Karabük TED Koleji’nde ilkokul eğitimi alırken, babasının tekrar Almanya’ya dönmesi ile birlikte yaşamını Almanya’da sürdürüyor. Çok iyi eğitim alıyor. Şu anda, Bremen Üniversitesi’nde kendi kürsüsü olan, özellikle Göç Toplumu konusunda Almanya’daki en önemli uzmanlardan biri konumunda. Almanya Cumhurbaşkanı tarafından, üstün hizmet madalyası takdim edilmesinin gerekçelerinden biri de, göç toplumu konusundaki yaptığı bilimsel çalışmalar…
Üstün Hizmet Madalyası alanlardan biri de Turgay Tahtabaş’tı. 1989 yılında, “ithal damat” olarak adlandırılan, evlilik yolu ile Almanya’ya giden Zonguldak Gökçebeyli Turgay Tahtabaş, çocukları eğitim çağına gelince yaşadığı NRW Eyaleti’nin o dönemdeki Uyum Bakanı Armin Laschet’e, göçmen çocuklarının eğitiminde gördüğü eksikleri belirten bir mektup yazar. Muktubu okuyan, Bakan Laschet, Turgay Tahtabaş’ı makamına davet ederek “Turgay, mektupta sözünü ettiğin sorunları çözümleyecek bir sistem kuralım. Sen de bu sistemin başına geç.” der. Geleceğin Eğitimi adlı bir sistem kurulur. Göçmen çocukları ve aileleri bu eğitim sisteminden yararlanırlar.
Eğitime katkıları nedeni ile 2 yıl önce, NRW Eyaleti Başbakanı Armin Laschet tarafından “Liyakat Nişanı” ile ödüllendirilir. Aynı, Turgay Tahtabaş bu kez de geçtiğimiz hafta, Berlin Bellevue Sarayı’nda Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’in elinden “Üstün Hizmet Madalyası” aldı. Bölgemiz için de, ülkemiz içinde büyük gurur, büyük onur.
Ancak, ülkemiz öyle bir süreçten geçiyor ki, yaşanan ekonomik çalkantı, bunun getirdiği siyasi çekişmeler, Yüce Türk basınının da bu çekişmelerden etkilenerek iktidar ya da muhalefet yanlısı yayıncılık anlayışı nedeni ile böylesine önemli bir başarı haberi gözden kaçtı. Ülke normal durumda olsa, Almanya Cumhurbaşkanı tarafından “Üstün Hizmet Madalyası” ile onurlandırılan birbirinden değerli 3 Türk için neler yapılabilirdi hayal edelim.
1-BRTV olarak bizim mutevazi olanaklarımız ile Berlin Bellevue Sarayı’ndan yaptığımız canlı yayını, ulusal televizyonlarımız yapabilirler ve Türk kamuoyuna bu mutluluk verici haberi canlı olarak verebilirlerdi. Gazetelerimiz, ertesi sabah attıkları manşetler ile bu gurur verici haberi okurları ile paylaşırlardı.
2-İktidar ve muhalefet Partilerinin en üst yetkilileri, Almanya’da “Üstün Hizmet Madalyası” alan Türkleri telefonla, ya da görüntülü olarak arayıp tebrik edebilirler, onları kutlarlar ve onlarla gurur duyduklarını belirtebilirlerdi.
3-Almanya Cumhurbaşkanı tarafından üstün hizmet madalyası takdim edilen Türkler genelde, eğitim alanında yaptıkları başarılı çalışmalar nedeniyle bu ödüle layık görüldüler. Milli Eğitim Bakanı Sayın Mahmut Özer’in bizzat kendilerine, Basın Müşaviri ve Özel Kalem Müdürüne hem yazılı hem de yaptığımız haberlerin görsellerini iletmemize rağmen, Sayın Bakanın duyarsız kalması bizi çok üzdü. Zonguldak Üniversitesi’nde 8 yıl rektörlük görevi yapmış bir bakanın Zonguldak ve Karabüklü iki başarılı insanın Almanya’da eğitim alanındaki başarılı çalışmaları nedeni ile Cumhurbaşkanı’ndan almış oldukları “Üstün Hizmet Madalyası”nı duymazdan-görmezden gelmesi anlaşılır gibi değil. Eminim ki, bu durumu Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan duysun, Milli Eğitim Bakanı olarak atadığı Mahmut Özer’e “Bu konuyu bana neden iletmedin Mahmut hoca” diye sitem edecektir. Duyar mı, duyar. Yerin kulağı var diye boşuna dememişler.
İki yıl önce benzeri bir olay yaşamıştık. 7 yıl önce röportaj yaptığımız Avrupa’daki gururumuz, Yapay Kalp Uzmanı Dr. Dilek Gürsoy Almanya’da yılın doktoru seçilince, bu güzel gelişmeyi BRTV’de yine Türk basınında ilk haber yapan biz olmuştuk. Haberimizi, Sağlık Bakanımızın Basın Müşaviri Gözde Kirişçioğlu’na gönderdiğimizde, “Mehmet bey, bu müthiş bir olay. Sabah ilk işim Sayın Bakanımıza arz etmek olacak” demişti. Sabah, BRTV’nin haberini Sayın Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca’ya iletti, Bakanda büyük bir duyarlılık ile bizim de yardımcı olduğumuz iletişim bilgileri ile Dr. Dilek Gürsoy’u görüntülü olarak arayıp tebrik etmişti. Sayın Bakanın daveti üzerine, Dr. Dilek Gürsoy Türkiye’ye davet edilmiş ve Sayın Cumhurbaşkanımız ile tanıştırılmıştı.
Eğitim alanında yaptıkları çalışmalar nedeni ile Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’den “Üstün Hizmet Madalyası” alan, Almanya’daki gururumuz Prof. Dr. Yasemin Karakaşoğlu’nu, Turgay Tahtabaş ve Derviş Hızarcı’yı kutlamak, onları ülkemize davet etmek, Sağlık Bakanımızın yaptığı gibi Sayın Cumhurbaşkanımız ile tanıştırmak ne kadar güzel olurdu. Ama olmadı.
Almanya’da yaklaşık 3 milyon, Avrupa genelinde de 7 milyon dolayında Türk kökenli insanımız var. Biz, uydudan yayına başladığımız 8 yıldan bu yana kendi çapımızda Avrupa’daki hem bölge insanlarımız, hem de Türkler ile yakın bir gönül bağı içindeyiz. Onların kendileri, babaları ya da dedelerinin hiç biri, keyif olsun diye Avrupa’ya gitmediler. İş için, aş için gittiler. Büyük çoğunluğu da oraya yerleşerek, yaşadıkları ülkeleri ikinci vatanları olarak bildiler. Biz onları unutursak, emin olun onlar bizi çoktan unuturlar…!
