Dün gece, BRTV’nin internet sitesinde “CİPİN ÇARPTIĞI KADIN HAYATINI KAYBETTİ” başlıklı bir haber vardı. Haberi okuduğumda, ölümlü trafik kazasının Karabük İl Emniyet Müdürlüğü’nün alt kısmındaki Balıklarkayası kavşağında olduğunu görünce birkaç gündür aklımda olan, ama hep bugün yazarım, yarın yazarım diye ertelediğim yazıyı yazmadığım için kendimde büyük bir sorumluluk duygusu hissettim. Aslında, aralarında gazeteci arkadaşlarında olduğu birkaç kişiye olayı son birkaç gündün papağan gibi anlatıp duruyordum.
Gecikmeli de olsa yazayım. Gerçi yazınca üç beş duyarlı kişi okuyacak, “yaaa öyle mi, çok üzücü…” vs. cinsinden ya bizi arayacaklar, ya da sosyal medyada yorum yapacaklar olay unutulacak gidecek. Karabük’te son yıllarda zaten, yazdıklarımıza karşı bir kamuoyu açıklaması geleneği çoktan bitti. Biz yine de yazalım…
Tarih: 18 Mart 2022 Saat: 20.42… Yer: Dün akşam ölümlü kazanın meydana geldiği Balıklarkayası kavşağı…
BRTV’den Tunakan Yıldırım ve Yasin Aldemir ile birlikte çıktık. Dün akşam, ölümlü kazanın meydana geldiği ve 54 yaşındaki Fatma Kılınç adlı kardeşimizin hayatını kaybettiği kavşağa geldiğimizde, kırmızı ışık yandı ve durduk. Muhtemelen üniversite öğrencisi iki kız evladımız yayalar için yeşil ışık yanınca, karşıya geçmek için bizim önümüzden geçtiler. Büyük bir çığlıkla, kendilerini tekrar bizden tarafa attılar. Yayalar için yeşil ışığın, araçlar için kırmızı ışığın yandığı bir esnada, bizim sağ tarafımızdan bir araç en az 100-120 km. süratle füze gibi geçti. İki kızımız, büyük bir mucize eseri kırmızı ışıkta geçen o aracın altında kalmaktan son anda kurtuldular.
Yasin ve Tunakan’a “durumu 112’ye bildirelim, vatandaşlık görevimizi yapalım çocuklar” dedim. 112’yi aramak yerine, gazetecilik ilişkilerimizi de kullanarak, en yetkili yöneticiye önce konuyu telefonla bildirdim. Yaşadığımızı anlattım, iki üniversite öğrencisi evladımızın şu anda o aracın altında kalıp ezilebileceklerini dile getirdim. Mobesa kameralarından, saat 20.42’de yaşanan bu olayın açık ve net olarak görülebileceğini anlattım. Ayrıca, mesaj olarak telefonda konuştuğumuz üst düzey kamu görevlisine, yazılı olarak aracın plakasını alamadığımız için aracın rengini ve markasını ilettim.
Ertesi gün yani, 19 Mart 2022 günü saat 11.51’de aynı üst düzey kamu görevlisine, bir akşam önce yaşadığım ve kırmızı ışıkta iki kız evladımızı ezecek olan araç ile ilgili görüntülere ulaşılıp, ulaşılmadığını yine mesaj olarak yazdım. Üst düzey kamu görevlisi, bir dakika sonra yani saat 11.52’de, konu ile ilgili muhatabına gönderdiğini, geri dönüş olmadığını yazdı. Son günlerde, aklım hep bu konuda idi. En az, onlarca dostuma, misafirime bu konuyu anlattım. Olayın birinci ayında yani 18 Nisan 2022 Pazartesi günü yazarım diye düşündüm. Fakat, bir gün önce aynı kavşakta bir canımızı kaybettik. Başlığı işte bu yüzden, “Dün akşamki ölümlü kazanın sorumlusu benim…!” şeklinde attım. İlgi çeksin, yeni canlar gitmesin diye öyle yazdım. Peki, ben aklımda olan bir yazıyı yazmadım diye üzülürken, kendilerine “iki kız evladımız kırmızı ışıkta geçen bir aracın altında az daha kalıyordu? Mobesa kameralarından olay aydınlığa kavuşabilir” diye bilgi verdiğimiz kamu görevlileri acaba hiç üzüntü duymadılar mı?
PEKİ NE OLMALIYDI….?
18 Mart akşamı saat 20.42’de tanık olduğumuz olayı, biz vatandaşlık görevimizi yaparak en üst düzeyde hem telefon ile konuşarak hem de telefon mesajı ile bildirdik. Hatta, bir gün sonra merak edip tekrar sorma ihtiyacı hissettik. Keşke, böylesine can güvenliğini ilgilendiren ve bizzat iki muhabir arkadaşımız ile birlikte yaşadığımız olaya duyarlı yaklaşılabilseydi. Yazık, çok yazık hem de. Çok üzücü…
Biz bu şehirde, çok uzun yıllardır kamu görevi bilinci ile gazetecilik yapıyoruz. Karabük’ün ilçe olduğu dönemlerde de, il olduğu dönemlerde de birlikte kamu görevi yaptığımız, Kaymakamlar, ilçe Emniyet Müdürleri, Valiler, il Emniyet Müdürleri ve diğer kamu görevlileri ile bu kentte her şey iyi olsun düşüncesi ile hareket ettik. Kamu görevlisi, bir televizyon yöneticisi olarak bizi 24 saat esasına göre her zaman arayabildi, biz de aynı şekilde kamu görevlilerini kamu ile ilgili bir sorun varsa her zaman arayabildik. Ancak, son zamanlarda yaşadığımız bu ve benzeri kopukluklar bizi üzüyor. Bizi üzdüğü gibi, şehirde bir ahenksizlik yaşanmasına neden oluyor. İhmaller oluyor, ölümler meydana geliyor. Dün, akşam yaşanan ölümlü kaza işte bizi kentimizdeki yaşanan bu ruhsuzluk, duyarsızlık bağlamında da derinden yaraladı. 54 yaşında Hak’kın rahmetine kavuşan Fatma kardeşimize Allah’tan rahmet diliyorum. Umarım, daha fazla Fatmalar, Zeynepler, Aliler, Ahmetler gitmeden can güvenliğini ilgilendiren her konuda tedbirler alınır. Nokta.