Geçtiğimiz hafta 4 gün süren Azerbaycan(Bakü-Şuşa) ziyaretimiz ile ilgili izlenimlerimi paylaşacağım. Ancak, 1992 ve 2009 yıllarında yaşadığım, hissettiğim bazı duyguları kısaca anlatarak başlamak istiyorum.
Yıl 1992… Ermenistan bölgedeki bazı güçlü ülkelerin de kışkırtma ve destekleri ile Türk toprağı olan Karabağ’ı işgal etti. 1 milyon Türk, evlerinden, köylerinden ayrılmak zorunda kaldı. Başta Bakü olmak üzere Azerbaycan’ın ve Dünyanın çeşitli ülkelerine göç etmek zorunda kaldılar. Öyle bir göç ki, evlerini, analarının, babalarının, atalarının mezarlarını orada bıraktılar. Ermeniler tarafından işgal edilen, köyler yakıldı, yakıldı harap edildi. Her Azerbaycanlı bir gün vatan topraklarının Ermeni işgalinden kurtarılacağına hep inandı.
Yıl 2009… Azerbaycanlı ünlü sanatçı Azerin’in “Çırpınırdın Karadeniz” adlı türküsünü Türkiye-Azerbaycan yapımı olarak ülkemizde klip yapma isteğini duyan, Karabük Dernekler Federasyonu (KARDERFED) Başkanı Cevdet Akay, yapımcılara klibin Safranbolu’da çekilmesini önerdi. Günlerce süren çalışmalar sonunda, Azerin “Çırpınırdın Karadeniz” adlı türkünün klibini Safranbolu’da çekti. O dönemde, Cinci Hanı’nın işletmeciliğini yapan Cevdet Akay, bu klip için bir gala gecesi düzenledi. Safranbolu’nun muhteşem tarihi güzellikleri ve Türkiye-Azerbaycan bayraklarının dalgalandığı gala gecesinde “Çırpınırdın Karadeniz” tam 4 kez, Azerin tarafından canlı performans ile söylendi. Çırpınırdın Karadeniz şiiri, Azerbaycan’ın Gence şehrinde Azerbaycan’ın milli şairi Ahmet Cevat tarafından yazıldı. Bu ünlü şiir; 30 yıl Ermeni işgali altında kalan Şuşa’da büstün bulunan, yüzü çenesi kurşunlanmış, halen çene kısmında kurşunların bulunduğu Üzeyir Hacıbeyli tarafından bestelenmiştir. Safranbolu’da düzenlenen gala geçesinde ünlü sanatçı Azerin “Azerbaycan Bayrağı’nı Karabağ’da asacağız” diyerek türküyü tamamlarken, salonda bulunanlar göz yaşı döküyorlardı. O salondakilerden biri de bendim.
Aradan yıllar geçti ve nihayet geçtiğimiz yıl, Azerbaycan ordusu, 30 yıl Karabağ’ı işgal eden Ermenileri vatan topraklarından kovdu.
3 KEZ GİTTİĞİM AZERBAYCAN’DA BU KEZ ÇOK FARKLI DUYGULAR YAŞADIM…
Azerbaycan’a Bakü ve çevresindeki bazı şehirlere daha önce çeşitli seyahatlerim oldu. Her seferinde, kardeşlik duygularının doruk noktada yaşandığı Azerbaycan’dan hep güzel izlenimlerle dönmüştüm. Ama, bu kez farklıydı. Anadolu Yayıncılar Derneği kardeş Azerbaycan’da 15 yıldan bu yana başarılı bir yayıncılık yapan Yeniçağ Medya tarafından düzenlenen Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığımız tarafından da desteklenen gezinin ana teması “Anadolu’dan Karabağ’a Türkiye-Azerbaycan Medya Forumu” buluşmasıydı. T.C. Azerbaycan Büyükelçimiz Cahit Bağcı’nın da bizzat takip ettiği, medya forumu başarı ile tamamlandıktan sonra, 30 yıl Ermeni işgalinde kalmış ve geçtiğimiz yıl kurtarılan Karabağ’ı görmeye sıra gelmişti.
Sabah henüz gün ağarmadan, otobüsteki yerlerimizi aldık. Yaklaşık 4 saat süren yolculuğun ardından Karabağ gözükmüştü. Aralarında ulusal ve Anadolu medyasından yaklaşık 30 gazetecinin bulunduğu gazeteci meslektaşlarımızda heyecan doruk noktadaydı. Ermeni işgalinden kurtarılan bölgeye girmek için günler öncesinden izin alınması, isimlerin askeri kontrol noktasına gönderilmesi gerekiyordu. Kontrol noktasında kısa bir bekleyişin ardından, her türlü askeri tedbirler ile Karabağ’ın muhteşem dağlarına doğru otobüsümüz tırmanmaya başladı. Bu arada, Türkiye ve Azerbaycan kahramanlık türküleri “TÜRKLÜK GURURU”muzu okşuyor, heyecanımız artıyordu. Ve, nihayet Şuşa gözüktü. Otobüsümüzden indik, görüntüler çektik. Askeri yetkililer “Yol kenarından uzaklaşmayın, Ermeniler her yere mayın döşemişler” şeklinde uyarılar yaptı. Dikkatli biçimde, fotoğraflar çektik, görüntülerimizi aldık. Ardındanda, Türk toprağı Şuşa’ya ulaştık. Rehberlerimiz bizi ilk olarak Cıdır Düzü’ne getirdiler. Cıdır Düzü, Şuşa’daki Türklerin yüz yıllardır törenler yaptığı, at koşturduğu topraklar. Ancak, 30 yıl Ermeni işgalinde kaldığı dönemde Ermenistan Başbakanı Paşinyan’ın 3 yıl önce, halay çekip, Karabağ zaferinden sonra Azerbaycan lideri ilham Aliyev’in o tarihi konuşmasının bir bölümünde “NE OLDU PAŞİNYAN RAKS EDİYORDUN” diyerek gülümsediği o önemli yer. Gurubumuzla birlikte, Türk toprağı Cıdır Düzü’nde Karabağ’ın muhteşem havasını teneffüs ederken, bir yandan da sonsuza dek bu toprakların Türk vatanı kalması için dua ediyorduk.
TÜRKİYE-AZERBAYCAN KARDEŞLİĞİ, DOSTLUĞU ZİRVEDE…
Azerbaycan ziyaret ve gezimizde gördük ki, Karabağ Zaferi’nin ardından iki kardeş ülke arasındaki ilişkiler, her iki ülkenin birbirlerine duyduğu güven en üst seviyeye çıkmış durumda. Azerbaycan’da başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve yurttaşlarına karşı büyük bir sempati var. “Bu zafer, Türkiye ve Azerbaycan’ın ortak zaferi” diyorlar.
Bu güzel organizasyonda emeği geçen başta Anadolu Yayıncılar Derneği Başkanı değerli kardeşim Sinan Burhan olmak üzere AYD Yönetimine, Azerbaycan’da faaliyet gösteren Yeniçağ Medya Grubu Başkanı sevgili kardeşimiz Agil Alesger ve çalışma arkadaşlarına, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ile kültür ve Turizm Bakanlığı’na Azerbaycan’da kaldığımız süre içinde bizimle çok yakından ilgilenen Azerbaycanlı kardeşlerimize içtenlikle teşekkür ediyorum. Yaşasın Türkiye-Azerbaycan kardeşliği… Karabağ Türktür, Türk kalacak….!