İlimizde son iki hafta içinde iki tuhaf doğa turizmi olayı yaşandı. İlimizdeki Anadolu Ajansı, İhlas Haber Ajansı, DHA, ANKA gibi ajansların iyi niyetlerinden dolayı olay ülke kamuoyuna, sıradan iki kaza olayı gibi yansıtıldı. Biz, BRTV olarak her iki olayın da biraz perde arkasına bakma gereği duyduk. Şimdi bu iki olaya bir göz atalım.
İlk olay, 14 Temmuz akşamı Bulak Mencilis Mağarası’na giren Hollanda’da yaşayan gurbetçi baba-kızın olayı… Olayın olduğu tarihten, yaklaşık 9 ay 10 gün önce Karabük Özel İdare’miz mağara işletmecisi kiracısı firmaya resmen “Bizim mağara ile bir ilgimiz kalmadı. Biz, Mağara işini bıraktık.” şeklinde yazı yazıyor. Mağara işletmecisi de, 5 yıllık süresi doğduğu için, yeni sözleşmeyi kiminle yapacağı, kirayı kime ödeyeceği konusunda arayışa geçiyor. Özel idare bıraktığı için, Milli Emlak Müdürlüğü’ne gidiyor. “Ankara’ya bir soralım” deniliyor, bir iki ay bekleniyor. Ankara’dan, mağaranın bizimle ilgisi yok şeklinde bir cevap geliyor. Mağara işletmecisi firma, Çevre Şehircilik Müdürlüğü’ne gidiyor, onlarda “bizimle ilginiz yok” diyerek gönderiyorlar. Süreç böylece, 9 Ay 10 gün sürüyor. ALLAH’ın hikmeti işte, 9 Ay 10 gün sonra, nur topu gibi bir olay meydana geliyor. Olay, mağaranın 3500 metre derinliğinde, Hollanda’da yaşayan baba kızı mağara içinde gezdiren rehberin, halat kopması nedeniyle düşmesi ile yaşanıyor. AFAD ekipleri, gecenin 24.00’lerinde girip, ertesi gün 11.00’e kadar insan üstü bir çaba ile yaralıyı, tam 11 saat sonra çıkarıyorlar. Neyse ki, mağara rehberinin bacağında kırık olmadığı hafif bir zedelenme olduğu anlaşılıp taburcu ediliyor. Ancak, mağaranın sahipsiz kalışının 9 ay 10. Gününde meydana gelen bu olayın perde arkasına baktığımızda, mağarayı yıllardır sahiplenen il Özel İdaresi’nin, işletmeciye bir yazı yazarak, “mağara ile bizim ilgimiz yok” demesi ve ardından yaşanan süreç. Mağara işletmecisininde, aylardır sahipsiz kalan mağarayı, muhatap kurum bulamadığı için hiçbir yere kira vermeden, herhangi bir denetime tabi tutulmadan işlettiği gerçeği ortaya çıkıyor. Nur topu gibi, doğan bu sorunun üzerine 15 Temmuz günü, Sayın Valimiz bulabildiği kadar ilgili birim müdürünü bulup makamında toplantı yapıyor ve mağaranın kapısına mühür vuruluyor. Bir gün sonra, biz mağaradan geri dönen çok sayıda insanla röportaj yapıyoruz. Ertesi gün, Valilik mağaranın 23 Temmuz tarihi itibarı ile turistlerin hizmetine açılacağına açıklıyor. Bu süre içinde, mağara içinde ışıklandırmadan, küflenen merdivenlere kadar çeşitli bakım onarım çalışmaları yapılıyor. Ve, mağara 23 Temmuz tarihi itibarı ile 9 Ay 10 gün önce “Mağara işletmek bizim işimiz değil” diyen il Özel İdaresi tarafından açılıyor ve mağara kapısına da bu kurumdan elemanlar gönderiliyor.
Şeker Kanyonu’ndaki skandala gelince, o da ayrı bir rezalet..! Biliyorsunuz, bölgemizde bu yaz sel felaketleri oldu. Yenice bölgemizde felaketten etkilendi. Özellikle, Şeker Kanyonu’ndaki sel çok büyüktü. İşte, böylesine büyük bir felaketin yaşandığı Şeker Kanyonu’na geçtiğimiz Pazar 14-15 kişilik bir grup geliyor. Ankara’dan özel bir turizm firması tarafından getiriliyor. Ankara’dan gelen grup, Şimşirdere Aslandibi mevkiinden Şeker Kanyonu’na sokuluyor. Kaymakamlık Makamının haberi yok. Jandarma’nın haberi yok. Valiliğin haberi yok. Şeker kanyonu ki, daha bir ay önce yaşanan selin izleri ürkütücü biçimde duruyor. Bırakın insanı, en vahşi hayvanların bile girmeye korktuğu bir durumda. Söz konusu grubu, Yenice’ye getiren firmanın yetkilisinin anlatımı ile kanyon içinde tomruklar 10-15 metre set oluşturmuş, bu seti aşmak imkansız. Üst kesimde oluşmuş şelaleden atlayan grup, kanyonun içinde mahsur kalıyor. Şeker Kanyonu’ndaki tesisin işletmecisine haber veriliyor. O kendi imkanları ile yardım etmeye çalışıyor, ama ettiği yardım sınırlı kalınca, AFAD’a haber veriliyor, tıpkı mağarada olduğu gibi uzun süren uğraşlar sonucunda kanyonda mahsur kalanlar kurtarılıyor. Sayın Karabük Valimiz Fuat Gürel, olay yerinde açıklama yapıyor. Söz konusu kişilerin, girilmesi yasak olan orman bölgesine ve sel felaketinin yaşandığı Şeker Kanyonu’na izinsiz girdiklerini belirtiyor. Sonradan anlaşılıyor ki, Ankara’dan bir turizm firması tarafından Yenice ilçemize getirilen gruptakilerin çoğu hakim ve savcılardan oluşan, birbirinden değerli hukukçularımız…. “İmam …… (gaz çıkarırsa) cemaat …. (kaka yapar)” Atasözümüze uygun bir olay. Hukukçularımız Sayın Valimizin açıklamasında da belirttiği gibi yasak olan bölgeye girerlerse, diğer vatandaşlar yapmış çok görmemek lazım…
Yazımızı toparlayalım ve sonuca gelelim. İlimizde iki hafta içinde yaşanan bu iki olay, bizim bir süreden bu yana “Sahipsiz şehir” tespitlerimizi doğrular nitelikte. Normal bir şehirde, bilinen uzunluğu 6.600 metre olan, Dünyanın sayılı mağaralarından biri aylardır sahipsiz kalır mı Allah aşkına…! Bir ay önce, feci bir sel felaketinin yaşandığı kanyona, kanyonun içi felç durumda iken birbirinden değerli doğa sever hukukçularımız sokulur mu? Her iki olayda, çok daha büyük facialarla sonuçlanabilir, bırakın ülke gündemini Karabük ilimiz Dünya gündeminde bile yer alabilirdi.
Sayın Valimiz bugün her iki denetimsiz, lüzumsuz olayda mahsur kalan kişileri saatlerce süren çalışmalarla kurtaran AFAD ekiplerimize “Başarı Belgesi” takdim etmişler. İçtenlikle yazıyorum, çok iyi etmişler. Bu iki olay ile ilgili çok ciddi bir idari soruşturma açılır ve sonuçları kamuoyu ile paylaşılırsa çok iyi olur. Kamuoyu merak ediyor. O mağara aylardır neden sahipsiz, mağarada insanların gecenin 23.00’lerinde, 24.00’lerinde ne işi var? Sel felaketi olan kanyona, Ankara’dan gelen ve hukukçu ağırlıklı olduğu belirtilen grup kim, ya da kimler tarafından yönlendirilmiş. Hiçbir izin alınmadan, yasak olan bölgeye girme cüretini kendilerinde nasıl bulmuşlar?
Bu soruların yanıtlarını kamuoyu adına Sayın Valimiz ve ilgililerden bekliyoruz. Belki bu soruların yanıtları aranırken, Sayın Valimizin yıllardır ilimizde son derece nazik, iyi niyetli, hoş görülü tavırlarını suiistimal eden bir takım çevresindeki kişi ve kişiler de iyot gibi su yüzüne çıkabilir, çıkmalıdır…!
Mencilis mağarasına çeliktel ile zipline hattı ne zaman kimler tarafından yapılmış?Kim izin vermiş? Başka özel gezi tur için mağaranın hangi derinliğine kadar neler yapılmış? Yiyecek içecek depolamaktan şişme bot bırakma vb şeylerde yapılmış olabilir mi? Karabük mağara tünel arkeolojik jeolojik alanları köstebek yuvasına döndü mü? 3000 yıllık tünel keşfeden kişiler vardı! Kaya mezarları ile dolu köyüm Hacılarobası özellikle pandemiye rağmen köstebek yuvasına dönmüş durumda! Bu tür tesis yer giriş çıkışlarına mobese niye konulmuyor? Kaynak mı bulunamıyor? Diğer yanda DKMP tarafından Karabük Geleneksel Bilgi Araştırması ihalesi yapılıyor! Firma sadece kocakarı ilaçlarını araştırıyoruz diyor!
Yani ben yaptım oldu vb bir ihale olacak! Hangi birini sayayım!