Ülkelerin, şehirlerin önemli günleri vardır. Amerika için 4 Temmuz, Küba için 1 Ocak, Fransa için 14 Temmuz, Yeni Zelanda için 6 Şubat milli günlerdir ve çok önemlidir. Ülkemizde de, 23 Nisan, 30 Ağustos ve 29 Ekim gibi önemli milli günlerimiz vardır. Ülkelerin olduğu gibi şehirlerin de önemli günleri kutlanır.
Ülkemizde birçok şehir, düşman işgalinden kurtuluş gününü kutlar. Karabük ise, Demir Çelik fabrikalarının temelinin atıldığı 3 Nisan 1937 tarihinin anısına 3 Nisan günlerinde kutlamalar yapar. Her ne kadar son yıllarda, 3 Nisanlar unutturulmaya çalışılsa da biz inanıyoruz ki, 3 Nisan hem Karabük hem de ülkemizde ağır sanayinin başlangıç tarihi olması nedeniyle unutulmayacak, hatta ilerleyen yıllarda ülke genelinde “Sanayi Günü” olarak hatırlanacaktır.
Gelelim 8 Kasım tarihinin Karabük için önemine.. 3 Nisan 1937 tarihinde temelleri atılan, 10 Eylül 1939 tarihinde ilk Türk demirinin elde edildiği Karabük Demir Çelik fabrikaları on yıllar boyunca ülkemizin demir çelik ihtiyacını karşılamış, ülkenin dört bir yanında fabrikalar kurarak “Fabrikalar kuran fabrika” ünvanını almıştır. 1980’li yıllarda ülke serbest piyasa ekonomisine geçip, özel sektörün de çelik üretmeye başlaması ile birlikte Karabüklülerin ekmek teknesi olan Kardemir sıkıntıya girmiş, 1989 yılında yaşanan 137 günlük grev ile de sıkıntı had safhaya ulaşmıştır. 1990’lı yıllara gelindiğinde devletin elinde zarar eden bir fabrika haline gelmiş, Tansu Çiller’in Başbakan, Murat Karayalçın’ın da Başbakan Yardımcısı olduğu DYP-SHP hükümeti tarafından açıklanan 5 Nisan 1994 ekonomik kararlarında, “Karabük Demir Çelik fabrikalarının özelleştirilmesi ya da kapatılması” gündeme gelmişti. Karabüklüler, 5 Nisan tarihinden itibaren iş, aş, ekmek kapıları olan Kardemir’e sahip çıkmak için, o dönemin güçlü Öz Çelik İş Sendikası ve onun efsane lideri rahmetli Metin Türker’in öncülüğünde, Ticaret ve Sanayi Odası , esnaflar, işçiler, memurlar, Karabük basını velhasıl topyekün Karabük halkı birlik ve bütünlük içinde tarihi bir mücadele verdi. İşte, o mücadelenin zirveye çıktığı ve Karabük’te hayatı durdurma eyleminin yapıldığı gündür 8 Kasım 1994 tarihi… O tarihte, Zonguldak’a bağlı olan Karabük ilçesinde hafta içi olmasına rağmen aileler çocuklarını okula göndermemiş, esnaflar işyerlerini açmamış, işçiler işine gitmemiş ve şehir halkı Karabük Belediye binasının önünde buluşup, “Kardemir kapatılamaz” diye sesini Ankara’ya duyurmuştur. O dönemin bir gazetecisi ve Hürriyet Gazetesi Muhabiri olarak biz ve diğer gazetelerin temsilcisi arkadaşlarımız Türkiye tarihinin bu büyük eylemini ulusal basına taşımış ve birinci sayfalarında manşetten yer almasını sağlamıştık.
Karabüklülerin bu birlik ve beraberliği, halkı mücadelesi ve 8 Kasım’da ortaya koydukları “Hayatı Durdurma Eylemi” Ankara’da dikkate alınmış, dönemin hükümeti yaklaşık 2 ay sonra Kardemir’i 1 TL gibi sembolik bir rakam ile Kardemir çalışanlarına ve yöre halkına vermişti. Aradan geçen 28 yılda da, Karabüklüler var oluş nedenleri olan, iş, aş, ekmek tekneleri Kardemir’e gözlerinin içi gibi bakmışlar günümüzde 3 milyon tona yakın üretim ile Türk sanayisinin hizmetinde devamını sağlamışlardır. O tarihte mücadele eden Karabüklülerin çocukları, torunları bugün Kardemir’de çalışmaya devam etmekte ve Kardemir’in bacaları tütmektedir.
8 Kasım Karabük kentinin ruhudur. 28 yıl sonra, o ruhtan eser kaldı mı diye sorarsanız, bize göre o ruh çoktan ölmüştür. Biz ve birkaç o dönemin duyarlı insanı olmasa 8 Kasım tarihini hatırlayan bile olmayacaktır.
Bu duygularla, 8 Kasım 1994 tarihinde, fabrikalarına ve şehirlerine salip çıkan o dönemin Karabük halkının huzurunda saygı ile eğiliyorum. Aramızdan ayrılıp Hak’kın rahmetine kavuşanlara Allah’tan rahmet, sağ olanlara sağlıklı uzun ömür diliyorum.