Mustafa Yanık Şiir Yarışmasında 2. olan Muhammed Ayaz Ödül Töreninde şiirini okudu.[jwplayer mediaid=”9199″]
MÜZEYYEN ABLANIN KOCASI AHMET ABİ
Durakta ağlamaklı kadınlar bekliyor.
Tepede üçbeş haneli dumanlı köyler,
Köylerdeki kadınlar, çocuklar, adamlar…
Dağlarında şarabi eşkiyalar
Demir köprüler, tahta masalar
Mezar taşları, ayak izleri,
Kırık rafta toslanmış birkaç kitap
Karşımda Müzeyyen Ablanın kocası Ahmet Abi
Köşedeki dükkanda nalbur Nazım Amca
Kahvede dedem, evde nenem.
Durakta ağlamaklı kadınlar bekliyor,
Ezilmiş şarabın mağrur duruşuyla.
Ezilmek yakışmıyor belki şarabın sarhoş eden dokusuna
Yahut ezildikçe anlam kazanıyor kadınlar ve şehirler.
Durakta ağlamaklı kadınlar bekliyor.
Hayata dair bir şeyler fısıldamak istiyor şehrin kulaklarına
Yıkmak istiyor bacanın siyah dumanını
Umuda dair bir şeyler söylemek istiyor yorgun gözlerle
Sabah çok erken
Hayır sus
Sustur Fabrika düdüklerini
Ahmet Abi uyuyor
Ahmet Abi rüya görüyor
Ahmet Abi nefes veriyor dumana
Aklına kadınlar geliyor
Duraktaki ağlamaklı kadınlar
Her gece sabaha bıraktığı uçkuru geliyor.
Her şey karanlık bu şehirde
Ekmeğin buğusu aydınlatıyor bu şehri
Demir damlarda kargaların sesiyle uyanıyor insanlar
Umutlarını yerin altına taşıyorlar
Toprak yiyorlar,ışık içiyorlar
Güneşi bekliyorlar
Bir şarkı dinliyorlar
Adı emek, makamı sessizlik
Durakta ağlamaklı kadınlar bekliyor
Topraksızların toprağa hükmedeceği günü
Yahut bizim Ahmet Abinin uyanacağı günü
Sahi bizim Ahmet Abi
Nenemin eski bir lambası
Dedemin yırtık kasketi
Nalbur Nazım Amcanın kazmasıyla
Cenneti bulabilir miydi?