Almanya’ya geçtiğimiz günlerde yapmış olduğum11 günlük iş gezisi ile ilgili izlenimlerimi paylaşmaya devam ediyorum. Bu bölümde, Çaycuma ilçemizin Almanya’nın NRW Eyaleti’ndeki Lennestadt şehrinde yaşadığım çok anlamlı, çok duygusal Türk Bayrağı anımı paylaşacağım.
Dortmund’tan yaklaşık bir saatlik yolculuktan ve muhteşem ormanların içindeki, kasaba ve köylerden geçtikten sonra Lennestadt şehrine ulaştık. Burada bizi, Belediye’nin uyum Meclisi Başkanı çok değerli dostumuz Nedim Kalembaşı ile Lennestadt Belediyesi’nin Çaycuma ile kardeşlik ilişkilerini yürüten koordinatör Louisa Funke, Emekli öğretmen dostumuz Cengiz Dalman karşıladılar. Kısa bir sohbetimizin ardından, saat 13.00’te bu güzel şehirde, 60 yıldır faaliyetlerini sürdüren 4 kıtada, 70 ülkeye yatay sondaj makineleri ihraç eden Trachto Technik fabrikası ziyarete gittik. Burada, fabrikanın önündeki bayrak direğinde dikkatimi çeken Alman bayrağının yanında dalgalanan Türk bayrağının nedenini Nedim Kalembaşı dostuma sorarak “Fabrikanın ortakları arasında Türk mü var?” diye sordum. Vietnam’da birkaç yıl önce değerli dostum, Karabük eski Milletvekili Mustafa Eren ile bir Türk şirketinin misafiri olmuştuk. Oasis Garment Co. Ltd. adlı şirketin sahibi çocukluğu Karabük’te geçmiş İbrahim Özsoy bir Türk’tü. Dev fabrikanın önünde Vietnam bayrağı ile birlikte gurur verici biçimde Türk bayrağı da dalgalanıyordu. O an, gözümde canlandı. Ve, “ortağı Türk mü?” diye bu nedenle sordum. Nedim Kalembaşı, “Hayır Mehmet bey, sahipleri Alman ve bu şehirden. Bugün BRTV olarak sizin çekim yapacağınız ve fabrikayı ziyaret edeceğiniz için Alman bayrağının yanına Türk bayrağını göndere çektiler” dedi. Şok oldum, büyük mutluluk yaşadım. Fabrikanın genç, dinamik ve sempatik Genel Müdürü Tim Hofmeister bizi kapıda karşıladı. Küçük bir sohbet ve Safranbolu’dan getirdiğim, Avrupa Birliği tarafından tescillenen tek Türk baharatı olan Safranbolu Safranı’nı kendilerine hediye etmemizin ardından, bayrakların olduğu bölümde, Sayın Genel Müdüre; Türk Bayrağı’nı BRTV çekim yapacak diye göndere çekmesinden dolayı teşekkür ettim.
Bilmiyorum Anadolu’dan kaç gazeteci bu onuru yaşamıştır, hatta Türkiye’den kaç gazeteci bir Avrupa ülkesinde böylesine mutluluk veren bir olay yaşamıştır ama Ali kardeşim ile biz yaşadığımız için gerçekten çok mutluyduk. BRTV’nin 29 yıllık geçmişindeki yüzlerce, binlerce anıları arasında Almanya’da yaşadığımız bayrak jesti de böylece yer almış oldu. Ardından, Trachto Technik fabrikasını yaklaşık 1.5 saat boyunca gezdik, çekimler yaptık. Hikaye, 60 yıl önce Lennestadtlı girişimci Paul Schmidt’in, “asfaltı kırmadan altından nasıl bir boru geçirebilirim” düşüncesi ile başlamış. Köstebek yöntemi ile yaptığı bir çelik uçlu metal ile günlerce uğraşıp hedefine ulaşmış. Ardından da, çok küçük bir iş yerinde üretime başlamış. Vefatının ardından ikinci nesilden Wolfgang Schmidt fabrikanın üretimi devam etmesini sağlamış ve daha da büyütmüş. İşte, 60 yıl önce başlayan bu üretim, günümüzde 4 kıtada 70 ülkeye ihracat yapan ve toplamda 800 mühendis ve işçi istihdam eden dev bir fabrikaya dönüşmüş. Fabrikada yaptığımız çekimleri, BRTV ekranlarında yayınladık. Hatta, Sayın Genel Müdür, yayınımızı izledikten sonra son derece başarılı bulduğunu hem bize yazdı, hem de Nedim Kalembaşı dostumuza da söyledi. Bu fabrikada çekimlerimizin son bölümünde Sayın Genel Müdür Tim Hofmeister’den duyduğumuz “Bu fabrika artık bir kişinin ya da ailenin değil. Aile fabrikanın tüm gelirlerini bir Vakıf aracılığı ile insanlığın hizmetine sundu.” Sözleri bizi insanlık adına ayrıca mutlu etti.
2 saati aşkın süren Trachto Technik fabrikası ziyaretimizin ardından, Lennestadt şerhinde çekimlerimize devam ettik. Akşam da, Nedim Kalembaşı dostumuz bizi bir Demir Çelik kenti olan Siegen’e getirdi. Burada, bizi Siegen Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Nilgün Atlıhan ile yönetim kurulu üyeleri karşıladılar. Dernek lokalinde yaklaşık iki saat sohbet ettik, aynı zamanda bir saate yakın çekim yaptık. Başkan Nilgün hanım da, yönetim kurulu üyelerinin tamamı da o kadar kültürlü kişilerdi ki, harika ve dopdolu bir program oldu. Avrupa’daki ve Almanya’daki Türkleri konuştuk, sorunlarını ele aldık. Unutulmaya yüz tutan Türkçemiz konusunda neler yapılabileceğini, yaz aylarında THY başta olmak üzere hava yolu şirketlerinin Türkiye’ye olan uçuşlardaki bilet ücretlerini çok yüksek tutmalarından kaynaklanan şikayetleri dinledik. Son derece güzel ve doğal olan programın tamamını da benim kendi adımı taşıyan gezi notlarımızda aynen verdik.
Geceyi, NRW Eyaleti’nin en güzel şehirlerinden biri olan ve çevresi ormanlarla kaplı Lennestadt şehrinde geçirdik. Sabah, erkenden yaklaşık yarım asır önce papaz yetiştirmek üzere orman içinde kurulmuş ancak günümüzde modern eğitim yuvası haline getirilmiş, harika bir okulu ziyaret ettik. Çekimler yaptık. Çaycuma’ya gelen öğrenciler ve öğretmenler ile röportajlar yaptık.
Öğle saatlerinde, Nedim Kalembaşı dostumuzdan izin isteyerek, tarihi bir Cafe’de kahvelerimizi yudumlayıp, Münih’e doğru yola çıktık. Almanya izlenimlerimizin 4. Bölümünde Münih’te yaşamını sürdüren Yeniceli hemşehrimiz Murat Kekeç, Münih Belediye Meclis Üyesi Iraz Taştan, Merkezi Münih’te bulunan Bavyera Uşaklılar Derneği Başkanı İbrahim Nacar’ı ziyaretimiz ve Ege Poşisi ile bizi Uşak’ın fahri hemşehrisi ilan edişi, Münih’te yaşayan Türkler, kaldığımız otelin Hırvat Genel Müdürü İvan ve 89 yaşındaki Almanya Cumhurbaşkanı’ndan liyakat nişanı olan Prof. Hans ile röportajlarımıza ve Münih’te yaşadığımız Çekya galibiyetinin gece geç saatlere kadar süren kutlamaları ile ilgili izlenimlerimi paylaşacağım.
