Karabük’te, Filyos Çayı’nda cansız bedeni bulunan Gabon uyruklu Jeannah Danys Dinabongho Ibouanga’nun (17) ölümüyle ilgili yürütülen soruşturma kapsamında, ‘kuvvetli suç şüphesi’ sebebiyle tutuklanan D.A ‘nın avukatı Yusuf Çolak tutuklamayla ilgili sulh ceza hâkimliğinin tutuklama kararına itirazda bulunduklarını belirtti. Karabük Adliyesi önünde açıklamalarda bulunan Avukat Yusuf Çolak şu ifadeleri kullandı;
‘Karabük Üniversitesi öğrencisi olan Gabon uyruklu Dina isimli kişinin ölümüyle ilgili yürütülen soruşturmada müvekkilimiz dördüncü kez çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştır. Bu tutuklama kararının hukuk hukuka uygun olmadığı düşüncesiyle itiraz etti az önce. Biz soruşturmanın bazı hususlara daha çok ayrıntı verilerek odaklanılması gerektiğini ve genişletilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Şöyle ki müvekkilimiz dolaşarak veya tesadüfen Gabon uyruklu Dina ile karşılaşmış ve yardım maksadıyla arabasını alarak hastaneye götürmeye çalışmıştır. Ancak müvekkilimle henüz karşılaşmadan önce birilerinden kaçtığı, kamuoyuna yansıyan görüntülerinden, görüntülerden anlaşılıyor. Dolayısıyla daha öncesinde birilerinden korktuğu veya korkutulduğu veya herhangi bir şeye zorla sevk edildiğini anlıyoruz buradan. Ve daha sonrasında soruşturma aşamasında verilen tanık beyanlarında Gabon uyruklu Dina’nın dört beş kişi tarafından evinden çıkarılmaması için tutulduğunu ve tanık olarak ifade veren kişinin polis çağırdım diye bağırması üzerine salıverildiğini ve bunun üzerine yine ayakkabı dahi giymeden sokağa canını zor kurtarırcasına kaçtığını biliyoruz. Dolayısıyla soruşturmanın bu aşamada o yönde derinleştirilerek incelenmesi kanaatindeyiz. Çünkü müvekkilimizin yardım etme hasta haricinde herhangi bir niyeti yoktur. Soruşturmanın başından itibaren vermiş olduğu ifadelerin tümünde ayrıntılı bir şekilde beyanlarda bulunmuştur. Müvekkilimize isnat edilebilecek herhangi bir suçlama mümkün değildir. Biz soruşturmanın gizliliği sebebiyle yine Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilmiş kısıtlama kararı sebebiyle ayrıntı vermek istemiyoruz. Ancak tekraren ifade etmek isteriz ki asıl sorumluluğum Dina’nın annesine beni burada öldürecekler. Sakarya Üniversitesi’ne geçmek istiyorum şeklinde ses kaydı attığını biliyoruz. Bu ses kaydından anlaşıldığı üzere birileri Dina’yı tehdit etmektedir. Bu tehdit eden kişilerin kim olduğu araştırılmalıdır. Bulunmalıdır ve yargı önüne çıkarılmalıdır. Yine binayı eve kapatan dışarı çıkmasını engelleyen kişilerin kim olduğu tespit edilmelidir. Bu Dina’nın ölümüyle doğrudan ilişkili olduğu kanaatindeyiz. Bu hususların dolayısıyla soruşturmanın genişletilmesi gerektiğine inanıyoruz. Ayakları çıplak şekilde can havliyle dışarı çıkması inanın yine az önce ifade ettiğim gibi korkutulduğunu göstermektedir. Yine bu hususta da soruşturmanın genişletilmesi kanaatindeyiz. Müvekkilimiz Dina’yı daha önce herhangi bir şekilde tanımıyordu. Herhangi bir şekilde irtibatı yoktu. Dolayısıyla yoktur. Dina’yı zarar verebileceğini gösterir, dosyada da herhangi bir delil yoktur. Dolayısıyla müvekkilim sanki suçu işlemiş gibi kamuoyuna yansıması ve soruşturmanın bu süreçte tamamlanmasını kabul etmiyoruz. Soruşturmanın derinleştirilerek, gerçekten binaya herhangi bir müdahale edilmişse, ölümüne sebep olan kişilerin araştırılarak, yargı önüne çıkarılmasını talep ediyoruz. Bunu bu hususta dilekçelerimizi başsavcılıkla paylaştık.
Müvekkilimiz evet indikten sonra dere kenarına çok kısa bir süreliğine yine Dina’nın aniden müvekkilimizin arabasından inmek istemesi üzerine neden indiğini ve tabii ki başına bir şey gelmesinden de endişe duyduğundan dolayı Dina’yı tekrar görebilme ümidiyle hareket ediyor. Bu hususta da dediğim gibi baştan itibaren verdiğimiz ifadeler aynı şekilde herhangi bir değişiklik yok.’