Yaklaşık 14 yıl önce Gerede Çayının tamamına yakını büyük bir proje ile Ankara’ya alındı. Geri kalan kısım ise Gerede Deri Organize Sanayinin atıkları ile kirlenerek Eskipazar üzerinden ilimize gelip Filyos’a karışıyor ve Karadeniz’e dökülüyor. Gerede Çayının kirliliği özellikle yakın köylerde doğayı ve içinde yaşayan canlıları tehdit ettiği kadar artık insanların yaşamını da tehdit eder boyuta ulaştı. Bu kirliliği ortadan kaldırmak amacıyla 2023 yılı mart ayında mücadeleye başlayan Gerede Çayı Temiz Aksın Platformu yaklaşık bir buçuk yıldır tüm etkili ve yetkili kurum ve kişilerle temaslarda bulunup çözüm alamayınca 2024 yılı kasım ayı başı itibari ile hukuk sürecini başlattı ve idari mahkemeye başvurdu. Platform üyeleri bugün Karabük’te basın mensupları ile bir araya geldi ve siyasi ve yerel yöneticilerin ve tüm Karabük kamuoyunun desteğini istedi.
Platform yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi;
“Bugün sizlerle paylaşmak istediğimiz konu, Gerede’den Filyos’a kadar aynı havzada yaşayan halkın karşı karşıya olduğu ortak bir sorundur: “bu çevre kirliliği ve zehirlenme tehlikesidir.”
Bugün buluşmamızın nedeni, İMDAT! ZEHİRLENİYORUZ! çığlıklarımızı yetkililere ve Türk kamuoyuna, yerelden en güçlü şekilde sizler aracılığıyla duyurmaktır.
Bugün bu salonda bir araya gelen bizler, Filyos Nehir Havzası boyunca yaşayan Gerede, Çerkeş, Eskipazar, Karabük, Devrek ve Zonguldak halkı olarak aynı gemideyiz ve hep birlikte bu ortak sorunu çözmek için mücadelemizi daha da güçlendirerek sürdürmek zorundayız.
Anayasamızın 56. maddesi “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.” hükmünü içermektedir.
Gerede Çayı’na her gün atılmadığı iddia edilen yaklaşık 15.000 ton kirli endüstriyel atığın hepimizin temiz bir çevre hakkını elinden aldığını biliyoruz. Bozulan doğal denge, kötü koku, balık ölümleri, kirlenen tarımsal sulama, kanser başta olmak üzere insan sağlığını tehdit eden kimyasal içerikler sadece bugünün değil yarının da büyük bir halk sağlığı sorunu olarak önümüzde durmaktadır.
Maalesef sorunu herkes biliyor ama her nedense sesler atılmıyor, bir türlü önlenemiyor.
Bu nedenle, Filyos havzasının önemli bir kolu olan Gerede Çayı, artık hayat veren bir su kaynağı olmaktan çıkmış, maalesef zehir taşıyan bir açık kanalizasyona dönüşmüştür.
7 Sivil Toplum Kuruluşundan oluşan “Gerede Çayı Temiz Aksın Platformu” olarak bugün mücadelemizin 644. Günündeyiz.
Mücadeleye dahil oldukça, tehlikenin boyutlarını ve her geçen gün nasıl daha geri dönülemez bir tehdit haline geldiğini yakından gözlemliyoruz.
Bir havzanın insanına kast etmek için oturup düşünseniz ancak bu kadar kötülük üretebilirsiniz.
Bugün, buz dağının görünmeyen derinliklerini de ortaya koyarak hep birlikte bu mücadeleyi başlatmak istiyoruz.
İlimizin siyasetçilerini ve Sivil Toplum Kuruluşlarını bu konuya odaklanmaya davet ediyoruz. Dahası, TBMM’de bir Araştırma Komisyonunun kurulmasını ve bu konuda acilen çözümler geliştirilmesini talep ediyoruz. Durumun bu kadar vahim ve içler acısı olduğunu hepimiz biliyoruz.
Bolu ili Aladağ’dan doğup, Köroğlu Dağları’nın eteklerinden beslenerek yıllık 243 milyon m³ akış gücüyle Filyos Havzası’na doğan akan, ardından başka tarafa da karışması (ısırası ile Ulusu Çayı – Gerede Çayı – Soğanlı Çayı – Yenice Çayı – Devrek Çayı ve Filyos Irmağı) ile geçtiği her yer hayat veren bu güzelim çay, yer üstünde taşıdığı ve su altından sonra Gerede Umut Köy ve Yağdaş Köyünden itibaren aşağı havzalar ve bölge halkı için bir ÖLÜM NEHRİNE dönüşüyor.
Malesef;
1.Gerede Umut Köyü yakınlarında Işıkli Regülatörü ile suyun yüzde 94’ü Ankara’ya aktarılıyor.
2.Geriye kalan çok az miktardaki suyun üzerine de Gerede Yağdaş Köyünde Gerede Karma OSB ve Deri OSB’den tonlarca kirli endüstriyel atık su arıtılmadan boşaltılıyor.
Sonuç itibari ile bizlere kalan da su değil zehirli fabrika atıkları oluyor.
İşin daha vahimi,
1- Deri OSB’de kirletici fabrikalar her geçen gün çoğalıyor. 5 Haziran Dünya Çevre Günü Eyleminde Basın Açıklamamızda 38 fabrika mevcut iken bu sayı 72’ye ulaşmıştır.
2- Deri OSB’de Platformumuzun da odaklanmasına rağmen, 730 gün gecikme ile tamamlanabilen 6.000 m³/gün kapasiteli yeni arıtma tesisi yetersizdir. Zaten bugün itibari ile arıtma da yapmamaktadır. İkinci arıtma tesisinin inşası için Bakanlıkla yaptığımız toplantıda programlara dahil edilmesine rağmen hiçbir adım atılmamıştır.
3- Karma OSB’de her biri Deri OSB kadar kirli üretim yapan 2 adet jelatin fabrikası ve başka fabrikalar da arıtma sistemlerini aktif hale getirememiştir. Ayrıca, kararlara yazılmasına rağmen Karma OSB içine çok bir arıtma tesisi kurulmamıştır. Üretimleri dolayısıyla yerine mükâfat gibi cezalar keserek kirlilik devam ettirilmektedir.
4- 2024 yılı sonu devreye girmesi planlanan 53 milyon m³ rezerve sahip Tekke Barajından OSB’lere günde 60.000 m³ temiz su kaynakları tahsis edilmiştir ve bu durum her geçen gün artması beklenen arıtmasız atıkların artmasına neden olmaktadır.
5- Deri üretiminde krom tuzları, liflerin arındırılması ve beyazlatılması için güçlü alkaliler ve asitler, boyarmadde bileşikleri ve kimyasal işlem görebilmesi için zehirli maddeler ile boyama için ağır metaller bulunmaktadır. Bu içerikler, fosforlu atıklar ile Karma hem de Deri OSB’den 24 saat Gerede Çayına verilmektedir.
Sonuç olarak:
Anayasa Madde 56 ve 2872 Sayılı Çevre Kanunu’na dayanarak, Bolu Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü derhal görevini yapmalı ve sorunu diğer illeri de kurtaracak şekilde çözme yoluna girmelidir. Yoksa İl Müdürü görevden alınmalıdır.
Platformumuz, 664 gündür TBMM, Bakan-Milletvekilleri, Genel Müdür-Vali-Kaymakam-İl Müdürlükleri-OSB Yönetim Kurulu Başkanı-OSB Müdürü ile diyalog kurarak mücadelesini devam ettirmiş. Kirlilik tüm boyutları ile artarak devam ettiği için 04 Kasım’dan itibaren yeni bir esneklik geçilmiş ve idare mahkemesine dava açılmıştır.
Şimdi kamuoyunun daha çok ses vermesine ve suyun sahip çıkmasına ihtiyacımız var. Bu amaçla da farkındalık toplantıları yapmaya başlıyoruz. İlkini gurbette yaşayan yöre derneklerinden biri ile Kocaeli’de gerçekleştirdik.
Herkesi bu haklı ve onurlu mücadelede omuz omuza olmaya davet ediyoruz!
Bugün yıllar öncesinde bu konulara parmak basan merhum gazeteci Mustafa YANIK gibi, BRTV televizyonu ve siz değerli basın mensubu kardeşlerimizi gibi, hepimizin bu mücadeleyi daha da ileriye götürme sorumluluğu ile hareket edeceğimizin bilinciyle, ortak bir mücadele gerçekleştireceğimizi belirtmek istiyoruz.”