İKİ PENCEREDEN BAKINCA…

İKİ PENCEREDEN BAKINCA…

Karabük kamuoyunda birkaç günden bu yana TBMM eski Başkanı, Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin’in BRTV’de bizimle yaptığı söyleşide, akrabası işadamı Ahmet Şahin ile ilgili yaptığı açıklamalar konuşuluyor, çeşitli yönleriyle tartışılıyor. Sayın Şahin bu ve benzeri konularda son derece hassastır. Daha önce de buna benzer açıklamaları olmuş, yine bizimle yaptığı bir programda kamuoyuna açık ve net açıklamalar yapmıştı.

Konuyu bilmeyenler için açıklayalım. Karabük’te faaliyet gösteren öğrenci yurtlarının yemek işleri Kredi Yurtlar Genel Müdürlüğü tarafından puanlama usulü ile ihaleye çıkarılmış,  7 yurttan 4’ü işadamı Ahmet Şahin’in firmalarına verilmişti. Konunun kendisine çeşitli kanallarla ulaşması üzerine Sayın Şahin, bizimle BRTV’ de yaptığı bir söyleşide, kendisinin bu konularda hassas olduğunu, olayı duyar duymaz Karabük Kredi Yurtlar Kurumu Müdürü ile Genel Müdürü aradığını belirtmiş, daha sonra da Sayın Başbakan ile yaptığı bir görüşme sırasında konuyu Başbakan’a da anlattığını ifade etmişti. Mehmet Ali Şahin, duyarlı bir siyasetçinin ve devlet adamının yapması gerekeni yaptı. “İşadamı benim akrabam olabilir. Ama, benim bu işlerin alınmasında- verilmesinde uzaktan yakından bir ilgim yok” mesajını kamuoyuna verdi. Şahin’in yaptığı bu açıklamalar Karabük’te de net olarak bu şekilde algılandı.

Gelelim işadamı Ahmet Şahin cephesine… Ahmet Şahin bizim yaklaşık 10-15 yıldır tanıdığımız bir esnaftır, işadamıdır. Kendisi ile uzaktan yakından bir husumetimiz olmadığı gibi, tam tersine her zaman kendisinden saygı görmüş, bize ve kurumumuza karşı en küçük bir aleyhte tavrı olmamıştır. Bunu şu nedenle yazıyorum. Son günlerde, Karabük kamuoyunda bazı kişiler, özellikle de bizim basındaki bazı ayak takımı çevreler konuyu farklı yerlere çekme gayreti içine girdiler. Bize gelip ayrı telden, Ahmet Şahin’e gidip ayrı telden çalanlar oluyor. BRTV’de biz Sayın Mehmet Ali Şahin ile yaptığımız söyleşiyi 2-3 kez tamamını yayınladık. Ayrıca, 15 Temmuz gecesi yaşadıklarını içeren bölümünü, Karabük DDY arazileri ile ilgili gelişmeleri ve birkaç bölümü haber bültenlerimiz içinde yayınladık. Bu bölümlerden biri de Ahmet Şahin ile ilgili bölümdü. İnternet sitemizde de haber merkezindeki arkadaşlarımız gündemde bir konu olduğu için Ahmet Şahin ile ilgili bölümü haber yaptılar. Uzun yıllardır ağabey-kardeş ilişkisi içinde olduğumuz Ahmet Şahin ilk etapta kendisi ile ilgili haberin büyütüldüğü, abartıldığı düşüncesine kapılıp üzüntülerini telefonla dile getirdi. Ardından da bir araya geldik. Bu konu ile ilgili kendisinin herhangi bir açıklama yapmasının Sayın Mehmet Ali Şahin ile kamuoyu önünde polemiğe girmek algısı oluşturabileceği düşüncesi ile açıklama yapmayacağını belirti. SEZAR’IN HAKKINI SEZARA VERMEK…

Gazetecilik ilkelerimiz gereği, konuya bir de işadamı Ahmet Şahin penceresinden bakmak ihtiyacı duyuyoruz. Uzun yıllardır çeşitli ortamlarda sohbet ettiğimiz, değer verdiğim, aile dostu olarak gördüğüm ve iş dünyasında şu ana kadar belli bir yere gelen ve halen büyüme hedefi olan; kabına sığmayan, ticarette Karabük sınırlarını çoktan aşmış, Diyarbakır’ından, İzmir’ine, Konya’sından İstanbul’una kadar Türkiye’nin bir çok yerinde 750’ye yakın işçi çalıştıran bir işadamı olmuş bir dostumuz, devlet adamı olan bir akrabasının açıklamaları karşısında “Boynum kıldan incedir.” diyorsa, konuyu gündeme getiren deneyimli bir gazeteci olarak onu da çok iyi tanıyan bir ağabeği olarak düşüncelerimizi açıklamak bizim için zorunlu hale gelmiştir. Gündeme gelen olay Sayın Mehmet Ali Şahin’in penceresinden bakıldığında kamuoyunun tepkisini çektiği için yapılan açıklama kesinlikle yerinde bir açıklamadır. Kamuoyu tatmin olmuştur. Yani, bu işlerin alınmasında, verilmesinde Sayın Mehmet Ali Şahin’in en küçük bir rolü olmadığı apaçık ortadadır. Adı kullanılarak bir usulsüzlük yapılmadığı da ortadadır. Adı kullanılmış olsaydı, daha önce İstanbul’da yine yakın bir akrabası olan teyzesinin oğluna yaptığı gibi Cumhuriyet Savcılığı’na bizzat başvurarak, yasal işlem yaptırır, adının kullanılmasından dolayı gerekli cezayı almasını sağlardı. Ortada yasal bir suç olmadığına göre, Sezar’ın hakkını Sezar’a verme gereği ortaya çıkıyor.

Bir kişi, genç yaşından itibaren iş alanında büyümeyi kendine bir hedef seçmişse “Sen neden büyüdün, sıradan bir mahalle fırıncısı olarak kalmadın” diye suçlamak empati yapmak gerekirse bize de birisinin “Sen Eflani gazetesi çıkarıyordun, Karabük’te bir gazetede muhabirlik yapıyordun. Niye şimdi uydudan dünyaya yapan bir televizyon kanalının sahibisin” demekle eşdeğerdir. İnsanlar doğanın gereği olarak kendi işlerinde, kendi mesleklerinde zirveye çıkmak isterler. Kimi yerinde sayar, kimi beceriksizdir işini gücünü batırır. Kimi ömrünü Ahmet-Mehmet dedikodusu ile geçirir, kimi de gecesini gündüzüne katar, çalışır-çabalar işini büyütür. Karabük’ten örnekler vermek gerekirse, bugün Kardemir’in patronu konumunda olan Sayın Mutullah Yolbulan ticaret hayatına çok küçük işlerle başlamış, ardından demir ticaretine girmiş, yıllar içinde de bırakın Karabük’ü Türkiye genelinde Demir Çelik sektörünün devlerinden biri olmuştur. Yine Kardemir Yönetim Kurulu Başkan Vekili Sayın Kamil Güleç, iş hayatına bir haddehanede eleman olarak başlamış, daha sonra kendi haddehanesini kurmuş, bugün kendi sektöründe ve değişik sektörlerde dev bir firma haline gelmiştir. Geçtiğimiz aylarda Türkiye’nin zenginler listesinde 20. sırada yer alan Sayın Şefik Dizdar, Demir Çelik Fabrikaları’nda eleman olarak çalışırken, siyasi nedenlerle işten ayrılmak zorunda kalmış, İstanbul’a gitmiş Türkiye ve Dünya çapında çeşitli ticaretler yaparak ve özellikle de tekstil sektöründeki boşluğu çok iyi değerlendirerek, Taha Holding gibi bünyesinde LC WAKiKİ markasını barındıran bir holdingin Yönetim Kurulu Başkanı olmuştur. Günümüzde de Safranbolu’da özellikle Turizm alanında çok güzel yatırımlar yapmaktadır. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün, 40’lı yaşlarında olan Ahmet Şahin’in de yukarıdaki örneklerdeki gibi gelecekte çok daha dev şirketlerin sahibi olmayacağını hiç birimiz bilemeyiz. İş dedikodu yapmaya gelince, geçmişte de bugün de yukarıda saydığımız dev firmaların patronları hakkında da yapılmış ve halen yapılmaktadır.

Özet olarak, geçtiğimiz hafta gündeme gelen Mehmet Ali Şahin, Ahmet Şahin olayına iki ayrı pencereden baktığımızda böyle de bir sonuç ortaya çıkmaktadır. Siyasetçi ve devlet adamı olan Mehmet Ali Şahin, kendi penceresinden ve kamu vicdanı anlamında bakıldığında son derece haklıdır. İşadamı Ahmet Şahin de bir işadamı olarak her işadamı gibi faaliyette bulunduğu iş kollarında büyümüş, şirketlerine sürekli hedefler koyan bir işadamıdır. Elbette büyüme hedefi için yeni yeni işler almak durumundadır. Bizim de gazeteci olarak görevimiz gündemdeki konularla ilgili olarak kamuoyunu bilgilendirmektir. Ömürleri boyunca bir baltaya sap olamamış bir takım kişilerin görevleri de Ahmet-Mehmet dedikodusu yapmaktır.