Kamil Güleç’in basın açıklaması…
Bugün Kardemir’den bir basın açıklaması geldi. Basın açıklamasını Kadir Onar kardeşimiz getirdi. Bu basın açıklaması bizimle beraber Karabük basınına da gönderilmiş. Bazı gazeteci arkadaşlar aradılar, açıklamaya yer verip vermeyeceğimi sordular. İnternet sitemizde noktasına virgülüne dokunmadan yayınlayacağımı, televizyon için ise yayınlanacak bir durumda olmadığı için yayınlamayacağımızı söyledim. Beni arayan arkadaşlar da “Yıllardır Karabük basınını hiçe sayan bir zat-ı muhteremin ne olduğu anlaşılmaz bir açıklamasına biz yer vermeyeceğiz” şeklinde görüş belirttiler. Basın açıklamasının tamamı haberler bölümümüzde var. Ancak, dikkatimi çeken bir iki nokta var onlara değinmek istiyorum. Açıklamanın daha ikinci pragrafında “Kardemir ve Kardemir’in bazı yönetim Kurulu üyeleri, Kardemir ortaklarının aileleri, şahsım ve ailemizin bazı bireyleri hakkında maksatlı, planlanmış, yanıltıcı bilgilere dayalı haberler ve programlar tertiplenmektedir.” İbaresi yer alıyor. Burada kast edilen yayın organı biz isek, bu sözleri asla üzerimize alınmıyoruz. Çünkü biz tertipçi değiliz. Biz gazeteciyiz ve elde ettiğimiz, bizzat kaynaklarından bire bir duyduğumuz bilgileri kamuoyu ile paylaşırız. Son haberlerimizde de aynen böyle yaptık. Kimsenin aileleri hakkında maksatlı, planlanmış, yanıltıcı haberlerde yapmadık. Kardemir’de bazı yönetim kurulu üyelerinin isimlerini de vererek, bu kişilerin yönetim tarzının hem büyük ortakları, hem de Ankara’da bazı yetkilileri rahatsız ettiğini belirttik. Sayın Güleç ise açıklamasının başka bir bölümünde hiç kimsenin öküz altında buzağı aramaması gerektiğini belirterek şöyle demiş “Yönetim Kurulu’nda bulunan ortaklar olarak da birbirimize omuz omuza bağlı ve samimi dürüst davranışlar sergileyerek bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da yolumuza devam etmek arzusundayız.”
Hoppaaaaa, Kardemir yönetimi gayet güzel güzel geçiniyor. Biz bir rüya görmüşüz, rüyamızda Yolbulan gurubu ile Güleç gurubu arasında bir sorun varmış. Biz de sabah uyanınca, bu rüyamızı haber yapmışız.
Rüyamızı haber yapınca, Güleç gurubu koşmuş mahkemeye gitmiş, mahkeme kardeşim adam gazetecilik görevini yapıyor, toplumu aydınlatmak gazetecinin hakkı, ben haberde doğruluk ilkesine bakarım, haberin bütününe bakarım diyerek sizin açtığınız davayı RED etmiş… Bunlar gerçek değil, bir rüya imiş….!
Öküz altında buzağı arayan kişi olarak biz kast ediliyorsak, doğrusu biz öküzün altında buzağı görmedik ama “İnek altında buzağı” vardı gördüğümüz yerde.
Açıklamanın bir bölümünde de 12-13 yıldır iktidarda bulunan Ak Parti hükümetlerinden büyük övgüler ile bahsedilmiş, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin’den söz edilirken “Doğal Başkanımız Mehmet Ali Şahin bey” ibaresi kullanılmış. Vay be, demek ki yelkenler iyice suya inmiş.
Biz yaklaşık iki hafta önce, üst üste bir iki haber yaptık. Haberlerimiz doğru ve net olduğu için kamuoyunda ve muhatapları tarafından net olarak anlaşıldı. Aradan yaklaşık iki hafta geçtikten sonra, belli ki bazı yerlerde yelkenler tamamen suya inmiş… Korku dağları aşmış…
Ortaklar arasında “her şey güllük gülistanlık”, Sayın Şahin “Doğal Başkan…”
Tertipçi haberciliğimiz ile ne kadar gurur duysak azdır. Öyle bir tertip yapmışız ki, ortaklar arasında sorunlar varken ve bu sorunlar ayyuka çıkmışken, bizim haberimize açıklama gönderen muhatap, yok öyle bir şey “öküzün altında buzağı arıyorsun..”diyor. Biz, Kardemir’deki bazı kişilerin yönetim tarzından Ankara rahatsız diyoruz, beyefendi açıklamasında “O bizim doğal başkanımız” diyor. Her şey süt liman olduğuna göre, haberlerimiz amacına ulaşmış demektir. Dileriz her şey, bundan sonra da çok daha güzel olur. Bu arada şunu da belirtelim son olarak. Bizim kimse ile şahsi bir sorunumuz, kavgamız yoktur. Biz toplumsal olayları takip eder, kamuoyunu aydınlatmaya çalışırız. Bize bir adım yaklaşana, biz bin adım yaklaşırız. Bize kalleşlik, kahpelik yapmaya kalkışına da, sıfatı, gücü, makamı, mevkisi, parası, pulu ne olursa olsun tepkimiz şiddetli olur. Bunun böyle bilinmesinde fayda görüyoruz.
Sn. Çetinkaya ,
Sn. Kamil Güleç’in açıklamasını okurken Andersen’den Masallar kitabını okuyormuş gibi hissettik kendimizi. Masal tadında hoş ve boş bir basın açıklaması olmuş. Peki içimiz rahatladı mı? İkna olduk mu? Sorularımıza ve şüphelerimize cevap alabildik mi? Bilmem . Demiş ki Kamil Bey evlatlar vazgeçilmezdir. Katılıyorum öyledir. Ama HERKESİN evladı öyledir. Birilerinin evladı kendisini başkalarının evladından üstün göremez. Bir de şu atasözümüzü hatırlatmak isterim . Kızını(evladını) dövmeyen dizini döver.