10 Nisan’da Türk Polis Teşkilatımızın 177. Kuruluş yıldönümü ülke genelinde çeşitli etkinliklerle kutlandı. Karabük’te de bazı kutlamalar olmuş. Olmuş diyoruz, çünkü bu yıl Sayın İl Emniyet Müdürümüz bazı basın kuruluşlarına ve STK’lara davetiye vermemiş. Bu basın kuruluşlarından biri de BRTV. O yüzden, Karabük’teki etkinlikleri takip edemedik…!
Sayın İl Emniyet Müdürümüzün bizim şahsımız ile ilgili nasıl bir sorunu var, nereden kaynaklanıyor gerçekten bilgi sahibi değiliz. Diyelim ki, bizim şahsımız ile ilgili bir sorunu var peki kamu görevi yapan Karabük İl Emniyet Müdürlüğü kurumunun, Karabük ilimizde ve şu anda Batı Karadeniz Bölgesi’nde tek Türksat uydu kanalı olan ve kamu görevi yapan BRTV kurumu ile ne sorunu olabilir ki? Türk Polis Teşkilatımız; özellikle ülkemizin iç güvenliği konusundaki en büyük güvencesidir. Hepimizin mal ve can güvenliğinde, güvenliğimizin tehlikeye düştüğünde ilk aklımıza gelen kamu kurumudur. Kamu görevi yapan kuruluşların başındaki kişilerin, temsil ettikleri kurumların ağırlığını düşünerek her türlü kapristen, kişisel egolarını tatminden uzak durmaları esastır.
Karabük İl Emniyet Müdürlüğü’nün 177. Yıl kutlama etkinliklerine, BRTV’nin neden davet edilmediğini merak ettik. Konuyu, en üst düzeyde dile getirdik. Biz derdimizi anlatmaktan aciz bir kurum değiliz. 26 yılı geride bırakmış ve şu anda da sadece Karabük değil, tüm Batı Karadeniz bölgesinin Türksat’tan yayın yapan tek bölgesel televizyon kanalıyız. Biz de kişisel olarak, 40 yıla yaklaşan mesleki deneyime sahibiz. Ayrıca, derdimizi anlatabilecek kadar bir çevreye de sahip olduğumuzu düşünüyoruz.
İlimizdeki bir özel şirket, kuruluş yıldönümünü kutlasa bize davetiye vermese duymaz, görmezden geliriz. Ama, Karabük il Emniyet Müdürlüğü gibi ilimizin emniyetini sağlamada önemli bir kurum, çeyrek asırı aşkın bir süreden bu yana ilimizde yayın yapan bir televizyon kuruluşuna kasıtlı olarak davetiye vermiyorsa bunu kamuoyu önünde dile getirmek, kamuoyunu bu yönde bilgilendirmek bir yayıncı olarak bizim görevimizdir.
BRTV olarak, kurulduğumuz ilk günden bu yana hep kamu görevi bilinci ile hareket ettik. Kamu kuruluşlarının yaptığı faaliyetleri, kamuoyuna aktarmada çeyrek asırı aşkın bir süre emek sarf ettik, çaba harcadık. Hele hele polis teşkilatımıza özel bir önem gösterdik. 1997 yılının 10 Nisan Polis Günü kutlamalarını, o zaman yeni kurulan BRTV stüdyolarında yapmıştık. O dönemin ünlü sanatçısı Okan Nayır’ın muhteşem konseri, bizzat dönemin İl Emniyet Müdürü sevgili dostumuz Osman Ülker’in katılımı, Emniyet Müdür Yardımcıları, kahraman polislerimiz eşleri ve çocukları ile BRTV stüdyolarında yaklaşık 3 saat boyunca muhteşem bir gece geçirmişlerdi. BRTV arşivinden, şimdi bizi 10 Nisan Polis Günü’ne davet etmeyen günümüzün yöneticileri belki bir yerlerde görürler, diye bu görüntüleri yayınladık. Kamuoyunda büyük ilgi gördüğü gibi, dönemin il Emniyet Müdürü sevgili dostumuz Osman Ülker o tarihi görüntüleri izledikten sonra bize şöyle bir mesaj göndermiş, aynen yayınlıyorum. “Mehmet kardeşim harikasın. Çok teşekkürler. Başarılarının devamını diliyorum. Gözlerinden öpüyorum. Geçmişi ve anıları tekrar bizlere yaşattın. Sana, Karabük’e ve tüm bölgeye selamlar. Saygılar..” Evet, bu satırlar Karabük ilimizin ilk Emniyet Müdürü Sayın Osman Ülker’e ait zarif satırlar. Başarılı, zarif, halk ile bütünleşmiş ve aradan geçen çeyrek asır sonra bile o zerafetini koruyan emekli bir şerefli Türk polisi…
BRTV’YE DAVETİYEYİ BAKIN NEDEN VERMEMİŞ…?
Karabük Milletvekillerimize bize neden davetiye verilmediğini ilgili müdüre sormalarını rica ettik. Sayın Milletvekilimiz Niyazi Güneş, il Emniyet Müdürüne BRTV’ye ve bazı basın kuruluşlarına neden davetiye vermediğini sorduğunda, Safranbolu’da 13 yaşındaki bisikletli çocuk ile ilgili yapılan haberi bahane etmiş…! Bu konu, başta devletin ajansı olan Anadolu Ajansı olmak üzere, İhlas Haber Ajansı, Demirören Haber Ajansı ve ilimizdeki birçok basın kuruluşu tarafından haber yapılmıştı. Haber sadece ilimizde değil, ülke genelinde hükümeti yakın, ya da hükümet karşıtı hemen hemen tüm basın yayın kuruluşlarında yer almıştı. Suçsuz günahsız 13 yaşındaki bir bisiklet sürücüsü çocuğa Safranbolu’nun göbeğinde iki sivil polis yağmurlu, çamurlu bir havada üzerine çullanıp, ailesinin helal parası ile alınan bisiklet için “Nerden çaldın sen bu bisikleti?” diye sorulursa, ve o görüntüler kameralara yansıyıp basına ulaşırsa bu haber olmayacakta ne olacak Allah aşkına…!
Evet haber olmayabilirdi. Hatta haber olmaması için Karabük basını ve ulusal haber ajansları büyük çaba harcadılar. Olay akşamı, bir mekanda olduğu öğrenilen İl Emniyet Müdürü’ne gazeteci arkadaşlarımız gittiler. Olayı sordular. O arkadaşlarımıza, “Yapın kardeşim haberi” diyeceği yere, “Arkadaşlar bir araştıralım. Bir hata varsa, ilgili sivil polis memurlarımıza aileden özür diletelim, işi tatlıya bağlayalım” demiş olsaydı, haber olmayabilirdi. Haber olunca ilimizin Valisi aileden özür dilemek zorunda kalmayabilirdi. Gazetecileri azarlayarak “Yapın kardeşim haberinizi” deyip, haber yapılınca da kapris yapmak bir kamu görevlisine yakışmaz. Hele hele, davetiye dağıtımında şu, şu, şu basın kuruluşlarını, şu STK’yı ayırın demek bir kamu görevlisine hiç ama hiç yakışmaz.
Bu kamu görevlisi zamanı gelir tayin, olur ya da emekli olur, yerine bir başka kamu görevlisi gelir. Ama, son zamanlarda ilimizde yaşanan olaylar Karabük cemiyet hayatında bir sıkıntı olduğunun habercisidir. Karabük Milletvekillerimizi, Karabük’teki siyasi partilerin il Başkanlarını, Karabük’teki STK’ları ve elbette Karabük basınımızı son günlerde yaşanan bir takım olaylardan ders almaya ve yıllardır huzur içinde yaşadığımız Cumhuriyet Kenti Karabük’te, birilerinin keyfi kaprislerine boyun eğmemeye ve dik durmaya davet ediyoruz. Bu kentin insanları, onurlu insanlardır. Kimseye boyun bükmez. Haklı olduğu davasını sonuna kadar devam ettirir. Burası öyle bir kenttir ki, 8 Kasım ruhu denilen bir ruh vardır bu kentte. Bilen bilir, bilmeyen de zamanı gelince öğrenir…!