Dünyanın tüm demokratik ülkelerinde, yasama, yürütme ve yargı ilk üç kuvvet olarak kabul edilir. Kuvvetler ayrılığı prensibi genel ilkedir. Basında, 4. Kuvvet olarak bilinir. Bu hatırlatmayı şunun için yaptım. 3 Nisan Karabük için çok önemli bir tarihtir. 3 Nisan 1937’de Karabük Demir Çelik fabrikalarının temeli atılmıştır. Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Muasssır Medeniyetlere Ulaşma hedefi” doğrultusunda sanayileşme hamlesinin temeli de 3 Nisan 1937’de Karabük’te atılmıştır.
Karabüklüler olarak, biz 3 Nisanlarımızı ilçe olduğumuz dönemlerde de, il olduktan sonra da kutlarız. Bu yıl da, Valiliğimiz çeşitli etkinliklerle kutlama çabası içinde oldu. Biz de, Batı Karadeniz’in tek Türksat uydu kanalı olarak yapılan her etkinliği dakikası dakikasına izleyicilerimize ilettik.
3 Nisan akşamı, tuhaf bir olay oldu. 3 Nisan kutlamaları kapsamında, Karabük protokolünün katıldığı bir iftar yemeği düzenlendi. Davet sahibi Karabük Valiliği olduğunu öğrendik. Karabük basını olarak, organizasyon sahiplerine ortak bir açıklama ile 3 Nisan iftarına, Karabük’ten hiç değilse basını temsilen bir kişinin bile neden davet edilmediğini sorduk. Aradan 4 gün geçti, Sayın Valimiz ya da Valiliğimizin ilgili birimleri (Özel Kalem ya da Basın Birimi) Karabük basınının ortak sorusuna bir açıklama yapmadı. Valiliğin ilgili birimlerindeki kişiler, “unuttuk” diye sözlü olarak söylüyorlar ama, biz istiyoruz ki, yazılı bir açıklama ile “Karabük basınını unuttuk.” denilsin. Ya da, davet sahibi biziz, istediğimizi davet eder, istediğimizi davet etmeyiz. Ama, bir şekilde açıklama yapılsın istiyoruz. Ortak açıklamaya ilave olarak ilimizdeki derneklerden ikisinin başkanı kendi köşe yazılarında da, basının neden davet edilmediğini sordular. Şimdi bizde, hem Karabük’te 40 yıla yakın gazetecilik yapan ve Batı Karadeniz Bölgesi’nin tek uydu kanalının yöneticisi olarak şu soruları soruyor ve ilgililerden bir açıklama bekliyoruz.
1. 3 Nisan akşamı mübarek Ramazan ayında, bu tarihi güne özel olarak düzenlenen iftara Karabük basını, ya da Karabük basınından hiç değilse tek bir temsilci neden davet edilmedi?
2. Aradan geçen 4 günlük süre içinde, Karabük basınının ortak talepleri olan bir açıklama neden yapılmadı. Yarın 5. Gün ve Cuma… “Yarın da geçerse, araya cumartesi Pazar girecek konu soğuyacak ve gündemden düşecek mi?” diye düşünülüyor. Bu konu bir açıklığa kavuşmadıkça gündemden düşmez.
3. Dünyanın her demokratik ülkesinde ve ülkemizde ve de Cumhuriyet Kenti Karabük’ümüz de, basın kamuoyu önünde ilgililerine, muhataplarından kamuoyu önünde bir konuda açıklama bekliyorsa, bu açıklama yapılır. Duymazdan, görmezden gelinmesi Cumhuriyet Kenti Karabük halkının sesi, gözü, kulağı olan gazetecilik faaliyetini yürüten basın mensuplarına, değil halkın haber alma özgürlüğüne karşı takınılan bir tavırdır. Her gün, şehir içinde ve şehir dışından çok sayıda okurumuz, izleyicimiz “Karabük basınını 3 Nisan iftarına neden davet etmemişler?” diye bize soruyor. Biz cevabını veremiyoruz.
4. Bize sözlü olarak ifade edilen, “basın unutulmuş” sözlerini, 3 Nisan organizasyonunu yapan ve 3 Nisan iftarını da davetleri bizzat yapan kurumdan resmi bir açıklama ile duymak, ya da nasıl bir açıklama yapılacaksa yapılmasını beklemek bizim en demokratik hakkımızdır.
Birkaç kelime ile de Karabük basınının bu konuda takındığı tutum ve basınımızın çok parçalı bölünmüşlüğü ile ilgili yazmak istiyorum.
3 Nisan iftarına Karabük basınının davet edilmemesine, kendileri ile bizzat görüştüğüm 4 dernek başkanı da ortak bir açıklama ile soralım demişlerdir. Hatta, iki dernek başkanı kendi köşe yazılarında konuyu ele alıp, olaya tepki göstermişlerdir. Bir dernek başkanı arkadaşımız, Karabük basınının alacağı ortak karara katılıyorum. Basın, 3 Nisan gibi önemli bir tarihte dışlanamaz şeklinde net tavrını koymuş ve tepki göstermiştir. Sonradan, biz bu konunun tarafı değiliz şeklinde sosyal medyasında açıklama yapan bir dernek başkanı arkadaşımız ile iftar verilen akşam görüşülmüş, ertesi gün topluca bir açıklama yapılması prensip olarak kararlaştırılmış ve sosyal medyasında da 3 Nisan iftarına Karabük basınının neden davet edilmediğini sormuştur.
Bu olay göstermiştir ki, Karabük’te çok sayıda basın derneği olunca ilgili kurumlar muhatap bulmakta zorlanıyorlar. Önerimiz, tek bir çatı altında birleşilmesi ve ortak bir hoşgörü ile aramızdan herkesin kabulleneceği bir arkadaşımızın başkanlığında tek bir yönetim oluşturulmasıdır. BRTV olarak ne bizim şahsen, ne de kurumumuzdan herhangi birinin başkanlık talebimiz yoktur. Bunu sağlayamazsak, Karabük basını Karabük cemiyet hayatından dışlanmaya, işlerine geldiği dönemlerde paspas gibi kullanılmada devam edecektir. Belki az sayıda, kullanılmaya müsait gazeteci kisvesi altında içimize sızmış kişilerin bu işine gelebilir ama kendini gazeteci olarak gören, hisseden herkesin yaşanılan bu 3 Nisan dışlanmışlığından ders çıkarması şarttır.
Son olarak şunu ifade edeyim, basında takip ilkesi çerçevesinde, Karabük basını olarak biz 3 Nisan akşamı neden bu iftara davet edilmediğimizi, bir açıklama gelinceye kadar takip edeceğiz.