Bir süredir Almanya ve Kuzey Avrupa iş ve gezi seyahatimiz nedeniyle bölgemizden ayrı kaldık. Döndüğümüzde yeniden güzel ilimize uyum sağlamaya çalışıyoruz. Bugün Karabük’te dikkatimizi çeken bazı önemli olaylara ve iyi gitmeyen, kötü sinyallar aldığımız konulara dikkat çekmeye çalışacak, yarın da 15 Temmuz’un yıldönümü nedeniyle kahpe, alçak, hain Fetö darbe girişimi ile ilgili düşüncelerimizi paylaşmaya çalışacağız.
Karabük’te son aylarda dikkatimizi çeken ve pür dikkat izlemeye çalıştığımız bazı konulardaki düşüncelerimizi kamuoyu ile paylaşmanın faydalı olduğunu düşünüyoruz. Demokratik bir ülkede olduğumuza göre öncelikle siyasetten başlayalım istedik. Karabük siyaseti deyince akla elbette ilk olarak iktidar partisi geliyor. Son aylarda baktığımızda iktidar partisi içinde gerek il merkezi, gerek pek çok ilçemizde son derece dağınık bir görüntü karşımıza çıkıyor. İlimizin, hatta bölgemizin siyasi lideri konumunda olan TBMM eski Başkanı Sayın Mehmet Ali Şahin’in son 15 yıl içinde ilimize olan katkılarını her zaman dile getirdik, getirmeye de devam ederiz. Ama, bizim gözlemlediğimiz kadarı ile Sayın Şahin’de biraz yorgunluk, hissediyoruz. Karabük milletvekili olmadığı dönemlerde bile başta Kardemir olmak üzere ilimizin tüm sorunları ile çok yakından ilgilenen, Kardemir’in kurtarılması ve düzlüğe çıkmasında çok büyük emekleri olan, Karabük Üniversitesi’nin bugünkü konuma gelmesi başta olmak üzere Karabük’ü çevre il ve ilçelere bağlayan yollar, sağlık, eğitim, spor gibi bir çok alanda olağanüstü emekleri olan Sayın Mehmet Ali Şahin’deki belki de kendi özel şartlarından kaynaklanan yorgunluk belirtileri Karabük’ü topyekün etkilemeye başladı. Gerek il merkezi, gerekse ilçelerimizde yaşanan sorunlar bırakın çözüme kavuşmayı, her geçen gün biraz daha düğümleniyor. Safranbolu’da hepimizin gözü önünde yaşanan olaylar basit bir olay değildir. Seçilmiş bir Belediye Başkanı ve Belediye meclisi ile yönetilen Safranbolu bugün artık Kayyum eliyle yönetiliyor. Halkın iradesi yok sayılıp, demokrasi rafa kaldırılmış durumda. Doğu Güneydoğu’da bazı PKK’ya bulaşmış belediyelere kayyum atanmasını anlayabiliriz ama Dünya miras listesindeki, bu ülkenin milli birlik ve beraberliğine saygılı insanların huzur içinde yaşadığı Safranbolu’nun kayyum ile yönetilmesi yerine daha demokratik bir formül bulunabilir miydi diye düşünmeden edemiyoruz. Diyelim ki, şu veya bu nedenle Belediye başkanı geçirdiği bir soruşturma nedeniyle, soruşturmanın selameti açısından görevinden uzaklaştırılıyorsa, yerine Belediye meclisinden halkın seçtiği bir başka seçilmiş başkan vekili olarak görevlendirilemez, ya da Belediye Meclisinin kendi arasından bir başkan seçmesi sağlanamaz mıydı? Safranbolu gibi modern bir kente böyle bir uygulamanın daha da fazla yakışacağınına itiraz eden olur mu bilmiyorum. İşin tuhaf tarafı demokratik unsunların hiç bir kanadından çık çıkmaması.. Ne iktidar partisi içinde böyle bir konu dillendirilebiliyor, ne de mecliste üyeleri bulunan CHP ile MHP’den ses çıkmıyor. Peki halk bu meclis üyelerini süs olsun diye mi seçti.?Ya da bizim bilmediğimiz tüm meclis üyeleri top yekün soruşturmaya mı dahil edildiler? Bunların hem iktidar, hem de muhalefet sözcüleri tarafından, hele hele halkın seçtiği Belediye meclis üyeleri tarafından kamuoyuna açıklanması gerekir diye düşünüyoruz. Nerede, nasıl kamuoyuna açıklayacağız diye düşünülüyorsa biz BRTV olarak kamuoyuna mesajı olan iktidar mensuplarının da, muhalefet mensuplarının da seslerini duyarma konusunda kendilerine yardımcı oluruz.
Yine Safranbolu’ya kayyum atanmasının hemen ardından Belediye Başkan Yardımcılarını, meclis üyelerini hatta topyekün belediyeye hizmet eden seçilmiş ya da görevli memurları zan altında bırakan ve malum bir takım mihraklar tarafından sürekli gündemde tutulan sözde haber ve yorumların gecesini gündüzüne katarak, ibatet aşkı ile Safranbolu’ya hizmet eden insanları nasıl yaraladığının da iktidar partisinin üst düzey siyasetçileri tarafından nasıl gözden kaçırdıklarını da doğrusu merak ediyoruz.
Gelelim Yenice ilçemize… Hemen her gün Karabük’teki çeşitli yazılı ve görsel medyada, internet haber sitelerinde “Çaylı Gidici” “Çaylı kalıcı” “Çaylı şöyle, Çaylı böyle” haberleri çıkıyor. Aylardır küçücük bir ilçemizdeki sorunu iktidar partisi kendi içinde şöyle ya da böyle bir biçimde çözemedi. Kangrene bir neşter vurulamadı.
Karabük’ün seçilmiş İl Genel Meclis Başkanı iktidar partisi tarafından partisinden ihraç edildiği için bağımsız meclis üyesi olarak Meclis başkanlığını sürdürüyor. İhraç edilmesine rağmen, gerek referandum süreci içinde gerekse ihraç edildiği günden bu yana büyük bir olgunluk ile ne partisi aleyhinde en küçük bir konuşma, ne de icraat yapıyor ama yine de partisinden ihraç edilmiş bir İl Genel Meclisi ile çalışma başta Sayın Valimiz olmak üzere Özel İdare başta olmak üzere ilimizdeki bürokratlar tarafından nasıl bir gözle görülüyor. İktidar partisi il teşkilatı ile uyumu nasıl? Bütün bunların gözardı edilmemesi gerekir diye düşünüyoruz.
Eflani ilçemizde daha bir hafta önce bizim de aralarında bulunduğumuz, onlarca bürokratın gözü önünde, Karabük’ümüzün iki çok üst düzey bürokratının ağız dalaşının da ötesinde, neredeyse fiziki kavgaya yeltenmesi Karabük’te bazı işlerin iyi gitmediğinin, en belirgin işaretlerinden biri olarak algılanmalı diye düşünüyoruz.
İktidar partisinin il teşkilatı ile ilgili de son günlerde “gitti, gidecek” “yeni il yönetimi atanacak” şeklindeki söylentilerin bir an önce açıklığa kavuşması, İl Yönetimi görevine devam edecekse ettiğinin kamuoyunu açıklanması, etmeyecekse de değişimin yapılması şart değil midir? Biz şahsen göreve geldiğinden bu yana büyük bir heyecan ile bu kente bir şeyler kazandırmaya çalışan İl Başkanı adına da bu duruma üzülüyoruz. Belirsizlik yaşanan yerde hizmetlerde aksama olur, bundan da ilimiz kaybeder kaygısı içindeyiz.
Kardemir’de ticari açıdan işlerin iyi gittiği biliniyor. Ama, önümüzdeki günlerdeki seçimli genel kurul ile ilgili kamuoyunda çok ilginç söylemler dolaşıyor. Kardemir elbette özel bir şirkettir, kimsenin şirketin işleyişine karışmaması gerekir ama Kardemir’de yaşanacak bir sıkıntının da Karabük’te çok büyük sıkıntılara neden olabileceğini gözardı etmemek gerekir. Bu yüzden, önümüzdeki seçimli genel kurulun başta iktidar partisi olmak üzere Karabük kamuoyu tarafından da dikkatlice izlenmesi gerektiğini düşünüyoruz.
En büyük kaygılarımızdan biri de Karabükümüzün en önemli markalarından biri olan Kardemir Karabükspor’un geleceği ile ilgilidir. Süper lige alışmış, süper lige yakışan Kardemir Karabükspor’da kulüp Başkanı Feridun Tankut her geçen gün yalnızlığa itilmektedir. Süper lig sezonu başladığında ilk maçlarda işler iyiye gitmezse şimdiden üzüntü ile belirtmek isteriz ki, Karabükspor süper ligden düşer ve kolay kolay bir daha da çıkamaz endişesini taşıyoruz. Hatta önümüzde onlarca örneğinden biri olan komşu ilimiz Zonguldakspor’un durumuna düşmesi endişesini bizim gibi tüm sporseverlerin ve bu kentteki herkesin yaşaması gerektiğini, bu nedenle Kardemir Karabükspor’la ilgili muhtemel bir düşüşe karşı daha sezon başlamadan tedbirlerin alınması, kentin siyasetçileri, üst düzey bürokratları, Belediyesi, sevil toplum kuruluşları, işadamları ile biraraya gelinerek varsa ( biz olduğunu biliyoruz) birsıkıntı şimdiden tedbirlerin alınması zamanıdır diye buradan yazıyor, ilgililerin dikkatine çekiyoruz.
Son olarak da, bizim kurumumuz ile ilgili yani BRTV ile ilgili bir konuya değinerek yazımızı bitirmek istiyoruz. Bilindiği gibi BRTV 22 yıldan bu yana Karabük’ümüze görsel alanda hizmet eden bu kentin önemli markalarından biridir. BRTV’de tüm iyi niyeti ile bu bölgenin adeta hamalıdır, hizmetkarıdır. Bir takım çevrelerin son haftalarda BRTV’ye karşı insafsızca yürüttükleri yıpratma kampanyasına karşı BRTV ailesi olarak elbette dimdik duruyoruz ama kentin eşrafının, üst düzey siyasetçisinin, iş camiasının sadece seyirci kalmakla yetindiği de dikkatimizden elbette kaçmıyor. Biz bütün bu saldırılara rağmen BRTV’yi uyduda tutma mücadelemizi hem bölgemizde, Türkiye içinde ve özellikle Avrupa’daki bölgemiz insanı ile sürdürüyoruz, sürdürmeye de kararlıyız. Ama, gönül istiyor ki bizim değer verdiklerimiz hiç değilse bizim verdiğimiz değerin onda biri, yüzde biri kadar bize değer versinler. Yukarıda da belirttiğimiz gibi biz bu kentin hizmetkarıyız, Karabük’ümüzün, bölgemizin hep bir adım daha ileriye gitmesinden mutluluk duyarız. Bu kente hizmet edenleri alkışlar, zaman zaman yukarıda da belirtmeye çalıştığımız gibi kentte sıkıntılar yaşanıyorsa, bu sıkıntıların çözümü yolunda en üst düzeydeki nezaketimiz ile ilgililerin dikkatini çekmeye çalışırız. Ve son olarak biz bu kent insanının da, bu kente hizmet edenin de dostuyuz.