”Karabük’te yeni dönem” diyoruz, “Sahipsiz Karabük” yerine yeni ve umut dolu bir dönem olsun istiyoruz. Önceki dönemde yaşanan ve yaşandığı öne sürülen mide bulandırıcı bilgiler geliyor. Geçtiğimiz günlerde, Ergün Başkaya “Kokuşmuşluğa giden yolun sonu” başlıklı bir yazı yazdı. Yazıda, geçtiğimiz yıllarda Manisa’ya; dönemin Valisi Fuat Gürel’in annesinin cenazesine giden otobüs parası ile ilgili skandalı yazarak, silah ruhsatı almak isteyen bir esnaf ile Valilik Özel Kalem Müdürü arasındaki diyaloğu dile getirdi. Bu skandalı tüm detayları ile bir başka yazımızda ele alırız. Ergün Başkaya, aynı yazısında “Pepe Hakkı” lakaplı, Hakkı Türkmen olayında ve Şükrü Gökkaya’nın bir gece ansızın nezarete atılmasındaki asıl hedefin benim olabileceğime dikkat çekerek “Aslında perde arkasında hedef Mehmet Çetinkaya mıydı?” diye sordu. İlginç bir soru değil mi? O zaman ben de o dönemin Sayın Valisi Fuat Gürel’e Ergün Başkaya’nın sorduğu soruyu soruyorum. “Sayın Gürel, Şükrü Gökkaya’nın bir Cuma akşamı nezarete atılması ve Hakkı Türkmen’in aylarca hapiste yatmasının arkasındaki hedef ben miydim?”
Yine aynı yazıda, üst düzey bazı yöneticilerin iş insanlarının özel mekanlarında bir araya geldikleri belirtiliyor. Şişesi on binleri bulan viskilerden, vur patlasın çal oynasın eğlencelerinden söz ediliyor. Bazı yörelerin özel balıkları, ördekleri, etleri ve yemeklerinin iş insanlarının özel mekanlarında yendiği gibi enteresan mide bulandırıcı iddialar var. Üst düzey bürokratlara çeşitli hediyeler, pahalı saatler takdim edildiği de ifade ediliyor.
“Bir çocuk trafik eğitim merkezi için kayıtsız, kuyutsuz, dekontsuz paralar toplandığı gibi yenilir yutulur cinsten olmayan iddialar var.” Birkaç günden bu yana, o kadar çok iddia var ki, “Vay be…”, diyeceğimiz cinsten… Son zamanlarda, Karabük ve Safranbolu çevresinde TARIM ARAZİLERİ’nin, konut arazilerine çevrildiği iddiası var, bu konunun Kastamonulu hemşerimiz, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı tarafından mutlaka araştırılması ve soruşturulması kamu yararına olabilir.
Önceki, Sayın Valimizin çok değerli bir arkadaşının Yenice Şeker Kanyonu’nu işlettiği şeklinde bir iddia var. Sayın Valimiz, ya da işletmeci bu konuda bir açıklama yaparlarsa onu da kamuoyuna duyururuz. Gerçi, Şeker Kanyonu’nda da işletmecinin yüzü bir türlü gülmedi, iki defa ciddi sel baskını oldu, ciddi zararları oldu. Devletimiz ne kadarına yardımcı oldu onu bilemiyoruz.
Bulak Mağarası, önceki dönemde aylarca sahipsiz kaldı. “Sahipsiz Mağara” diye haberler yaptık. Bir işletmecinin sahipsiz mağarayı, süresi bittikten sonra yaklaşık bir yıl daha işlettiği sonradan ortaya çıktı.
Karabük Valiliği konutunun, hatta arsasının bitişiğinde yıllardan bu yana Tapu Kadastro Binası temeli, içinde su ve kurbağa dışkıları ile rezil biçimde duruyor. Dünyanın en gelişmemiş ülkesinde bile bir kamu yöneticisi, kendi konutunun hemen bitişiğinde böyle bir rezalete izin verir mi Allah aşkına? Ya orası yapılır, ya da yanlış bir yer seçimi yapıldı ise temel doldurulur yeşil alan olarak kalır.
Geçenlerde bir yazımızda söz ettik. Türker İnanoğlu, Safranbolu’ya bir İletişim Fakültesi yaptı. Adamın başına gelmeyen kalmadı. Merkeze giden Vali, okulun yapıldığı yerdeki depreme dayanıksız raporu olan eski Kaymakamlık binasını vermemek için 2 yıl direndi. Dönemin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya bizzat biz bu konuyu iletince sorun çözümlendi. Okulun yapımı 2 yılı bu yüzden, bir yılı da isim sorunu yüzünden en az 3 yıl gecikti. Şu an hasta yatağında olan Sevgili Türker İnanoğlu ağabeyimiz yaptığı okulu henüz görememenin büyük üzüntüsünü yaşıyor.
DERS ALINIP YENİ DÖNEMDE BUNLAR OLMAMALI…
Karabük’ün yeni döneminde, “Vali beyi üzdü, Vali beyi kızdırdı” diyerek gazeteci arkadaşlarımız, evinden alınıp nezarete atılmamalı. Ankara’dan “ne yapıyorsunuz, orada neler oluyor?” denilince demir parmaklıklar ardına kadar açılıp, iki gün sonra da sanıklıktan, tanıklığa geçmemeli…
Yeni dönemde, 72 yaşında bir adam çok iğrenç bir rezalete tanık oldu diye hedef yapılmamalı, aylarca zindana tıkılmamalı.. 72 yaşındaki adamın başına gelenleri, Eflani’deki köy evinden bir sabah şafak operasyonu ile nasıl alındığını ayrı bir yazımızda detayları ile ele alacağız.
Karabük’te yeni dönemde, ilimize 35 yıla yakın gazeteci olarak emek veren sürekli basın kartı sahibi bir gazeteci, gece yarısı evinin birkaç yüz metre yakınında durdurulup sıradan bir kontrol yapılıyor izlenimi ile 40-45 dakika durdurulmamalıdır. Ya da, aynı gazeteci 21. Dönem Karabük Milletvekili Mustafa Eren, bu kente yıllarca emek vermiş dostlarının olduğu bir ortamda Safranbolu’da Özler Düğün Salonu’nda bir düğün için geldiklerinde “kimlik kontrolü”ne tabi tutulmamalıdır.
Valiliğin özel kalemi ya da üzerinde devletin üniforması bulunan kamu görevlileri silah ruhsatları dahil bütün konularda, esnaflardan iş insanlarından elden para almamalı. Para alınacaksa, Valilik adına, ya da bağlı kurumlardan biri adına bağış makbuzları ya da resmi belgelerle alınmalıdır.
İllerde Sayın Valiler elbette çeşitli davetlere katılırlar, ancak iş insanlarının özel bazı mekanlarında düzenledikleri eğlenceli, cümbüşlü, özel ördeklerin, balıkların getirildiği lüks yemeklere asla katılmamalı ki ilimizin Sayın Valisi Mustafa Yavuz daha ilk günden itibaren Devlet ciddiyetini ilimizde hissettirmeye başlamıştır.
İlimiz ve çevresindeki tarım arazilerinin imara açıldığı yönünde ciddi iddialar var. Bu konu mutlaka araştırılmalı ve yeni dönemde bu ve benzeri konulara dikkat edilmelidir.
Karabük’ün sahipsiz döneminde, süper ligten düşen yarım asırlık çınarımız Kardemir Karabükspor’a maalesef seyirci kalınmıştır. Yeni, dönemde üst liglere çıkma azminde olan Karabük İdman Yurdu takımımıza yeni dönemin tüm aktörleri içtenlikle sahip çıkmalıdır.
Özet olarak, Karabük’te yeni 3 değerli milletvekilimiz, yeni ve Devlet ciddiyeti olan yeni bir Valimiz, yeni Rektörümüz, yeni Emniyet Müdürümüz ve birçok yeni bürokrat ilimizin yeni üst düzey aktörleri olacaktır. Biz yeni dönemden umutluyuz. Önceki dönem ile ilgili mide bulandırıcı birçok iddia geliyor, bir süre daha araştırır, somut ve belgeli olanları kamuoyu ile paylaşırız. Zaten bir süre sonra da eski dönem artık eskide kalacaktır. Eski dönemin aktörleri de bu şehirde neler yaptılarsa, o şekilde anılacaklardır. Bu duygularla, Karabük’te yeni dönemin tekrar hayırlı olmasını diliyorum.