Kardemir’de neler oluyor diye herkes birbirine soruyor. Bize de haklı olarak Karabük içinde ve dışından çok sayıda kişi neler olup bittiğini soruyor. Kardemir’de neler olup bittiğini olarak anlatmaya çalışalım.
Kardemir’in, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk ağır sanayi kuruluşu olduğunu, 3 Nisan 1937’de temelinin bizzat dönemin Başbakanı İsmet İnönü tarafından atıldığını, Cumhuriyetimizin kurucusu büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün de, Türkiye’nin ilk ağır sanayi kuruluşu Karabük Demir Çelik Fabrikaları’nın kuruluş aşaması ile bizzat yakından ilgilendiğini Karabük’te yaşayan herkes bilir. Kardemir, Karabük’ün var oluş nedenidir. O yüzden de, Karabüklüler Kardemir’de neler olup bittiği konusunda her zaman pür dikkat kesilir. Ekmek tekneleri, iş-aşları olarak gördükleri Kardemir’i gözbebekleri gibi korurlar.
1994 yılında dönemin Başbakanı Tansu Çiller, tarihe “5 Nisan kararları” olarak geçen ekonomik tedbirler paketini açıklarken, “Karabük Demir Çelik fabrikalarının zarar eden KİT’ler içinde olduğunu” belirterek, ya kapatılacağını, ya da özelleştirileceğini duyurunca Karabük’e adeta atom bombası düşmüştü.
Karabük’te aylarca süren mücadeleler yapılmış, Karabük yaşayanları aynı yılın 8 Kasım’ın da “hayatı durdurma eylemi” yaparak, Kardemir kapatılırsa, bu şehirde hayat durur mesajını Ankara’ya vermişlerdi. Yapılan uzun görüşmelerin ardından, Karabük Demir Çelik Fabrikaları’nın 1 Tl. sembolik ücretle Karabüklülere verilmesine karar verilmişti. Dünyada ilk defa denenen bir modeldi, birçok ekonomist, bu modelin başarılı olamayacağını Kardemir’in Karabüklülerin elinde kapanacağını öne sürmüşlerdi. Ama, öyle olmadı Karabüklüler birlik-beraberlik içinde ekmek tekneleri olan Kardemir’e sahip çıktılar. O dönemlerde, 600 bin ton yıllık üretim kapasitesine sahip Kardemir, günümüzde 3 milyon tona ulaşan üretimi, kaliteli çelik alanındaki başarıları ile bir Dünya şirketi haline gelmiştir. Elbette, bunda özelleştikten sonraki başta rahmetli Mutullah Yolbulan ve Kamil Güleç olmak üzere Kardemir yöneticilerinin, Öz Çelik İş Sendikası’nın, Kardemir Genel Müdürlerinin, mühendislerinin, formenlerinin, ustabaşılarının ve daha da önemlisi Kardemir emekçilerinin büyük emekleri ve katkıları vardır.
PEKİ NE OLDU DA, ŞİMDİ YÖNETİM DEĞİŞİKLİĞİNE GİDİLDİ…
Her şey, rahmetli Mutullah Yolbulan’ın hastalığı döneminde başladı. Daha rahmetli sağ iken 2017 Genel Kurulu öncesi yönetim kavgası baş gösterdi. Daha önce aileler tarafından belirlenen, 4 bağımsız yönetim kurulu üyesinin siyasetin de devreye girmesi ile SPK tarafından, siyasi geçmişleri olan 4 bağımsızın atanması ile uzun yıllardır ailelerin liderliğinde yönetilen Kardemir’de ilk kez, değişik bir yönetim şekli oluştu… Geride kalan 3 yılın bir yılı Bağımsız Yönetim Kurulu üyesi Ömer Faruk Öz, ikinci yılı Kamil Güleç, üçüncü yılı da Mustafa Yolbulan’ın Yönetim Kurulu Başkanlığında tamamlandı. Bu kez, SPK 4 Bağımsız Yönetim Kurulu üyesi yerine, A,B ve D guruplarından da yeni üyeler olmasına ve toplam 9 yönetici ile ailelerden Mustafa Yolbulan ve Kamil Güleç’i de listeye alarak 11 kişilik yeni bir yönetim oluşturulmasına karar verdi. Genel kuruldan yaklaşık 10 gün önce, bu yönde bir çalışma yapılması için ilgililer ile gerekli görüşmeler yapıldı.
Genel kurul gününden bir gün önce de, Mustafa Yolbulan ve Kamil Güleç ile birlikte ertesi gün yapılacak Kardemir Genel kurulunda A gurubundan Alpaslan Bayraktar, Muhammet Ali Oflaz ile Fatih Mehmet Erkoç, B gurubundan Yusuf Canpolat, D gurubundan Prof. Dr. Mahmut Faruk Akşit, Bağımsız üye olarak Erdal Erdem, Mustafa Aydın, Prof. Dr. Ercüment Arvas ile Ömer Demirhan olmak üzere 11 kişilik yönetim kurulunu adayları kamuoyuna açıkladı. Ertesi gün yapılan, genel kurulda da, tahtaya bu isimler yazıldı. Kardemir hissedarlarının oyları ile Kardemir’in yeni yönetim kurulu seçilmiş oldu. Kimse en küçük bir direnç göstermedi. Çeyrek asırdan bu yana Kardemir hissedarları tarafından yönetilen Kardemir yeni dönemde, öz geçmişlerine bakıldığında son derece donanımlı ve ülke yönetiminin kritik ve önemli yerlerinde görev yapan teknokrat ağırlıklı bir yönetime teslim edildi.
Yeni yönetim Kurulu yarın ilk toplantısını İstanbul’da yapacak ve birçoğu birbirini tanımayan 11 kişi ilk kez bir araya gelecek. İyi mi olacak, kötü mü onu elbette zaman gösterecek. Yeni yönetim kurulu oluştuktan, Yönetim Kurulu Başkanı yarın belirlendikten sonra yine değerlendirmelerimize devam ederiz. Ancak, şunu söyleyelim kimsenin kaygı duymasına gerek yok. Kardemir hem Karabük, hem de ülkemiz için çok önemli bir sanayi kuruluşu. Artık, 1980’lı, 1990’lı yılların hantal KİT’i değil, dinamik bir Dünya şirketidir. Yönetim Kurulu’na yeni seçilen yöneticilerin öz geçmişlerine ve şu an yaptıkları işlere bakıldığında her biri çok önemli kariyerlere sahip, ülkemizin çok değerli insanlarıdır. Ayrıca, devletimiz-hükümetimiz de gelişmeleri yakından izlemektedir. Karabük’e ve ülkemize hayırlı olsun…