“KAVM-İ NECİP” VE “ETRAK-I BİİDRAK”

Başbakanımız gerçek bir konuşma ustası.

Kasımpaşalı tavrıyla duruşu ve sözlerindeki vurgusuyla her türlü alkışı hak ediyor. Diksiyon dörtdörtlük, sözcükler harika…

Boy-pos derseniz hakeza…

Vücut dilini de iyi kullandığı gibi mimikleri de gayet güzel…

Allah selamet versin…

*

O konuştuğu zaman nasıl söylediğine bakmaktan ne söylediğine bakan da yok zaten.

Halkımızın bir kısmı, Başbakan ne söylese “yemeye” hazır hatta “çiğnemeden yutmaya…”

Bizim gibi ülkelerde siyaset denen şey böyle bir şeyse helal olsun Başbakanımıza.

*

Kasım aylarında yani birkaç ay öncesi Başbakanımızın gündeminde İDAMI GERİ GETİRMEK vardı.

MHP Genel Başkanı “Getirin teklifi hemen çıkaralım yasayı” demişti,

Hükümet teklifi getir(e)medi Meclis’e…

*

Aralık ayının konusu ise DOKUNULMAZLIKLARI KALDIRMAKTI…

Başbakanımız aynı tarzıyla bu konuyu da günlerce işledi ve ne kadar alkış varsa topladı halkımızdan ama onun da sonu gelmedi.

Bu konuya da destek veren MHP’nin arzusu yine kursağında kaldı.

*

Şimdilerde ise devran değişti ve bebek katili adeta kahraman oldu.

Kapatılması düşünülen parti de el üstünde tutulmaya başlandı.

Bebek katili yakında serbest kalacağını iddia ederken eski Genel Kurmay Başkanı kodeste gün sayıyor.

Takdir-i İlahi bu olsa gerek.

*

Başbakan geçtiğimiz günlerde çok veciz bir söz daha etti.

Veciz olmasını halkımızın yine eskisi gibi alkışlamasından anladım.

Başbakan; “Biz HER TÜRLÜ milliyetçiliği ayaklarımızın altına aldık” dedi.

Hangi milliyetçiliği? HER TÜRLÜSÜNÜ…

Alkış… Alkış… Alkış…

Ertesi gün Başbakan dönüyor ve sanki öyle bir şey söylememiş gibi başlıyor anlatmaya: “Benim kastettiğim ırkçılıktır…”

Hayda… O zaman “her türlü” sözü ne anlama geliyor dersiniz?…

Yine alkış… Yine alkış… Yine alkış…

*

Başbakanımız her nedense hep dinsel referanslar göstermeyi seviyor konuşmalarında.

Irkçılığın çok kötü bir şey oluğunu hem kutsal kitabımıza hem de bazı hadislere dayandırmayı tercih ediyor.

Ülke laikmiş-maikmiş pek de umurunda olmuyor.

Bu arada, her zaman olduğu gibi Osmanlıyı yüceltmeyi de ihmal etmiyor.

Ve her fırsatta Cumhuriyet dönemlerine sert darbeler vurmayı da unutmuyor. Bu darbeler Atatürk devrine daha çok yönelik gibi geliyor son zamanlarda.  Her nedense….

Eh alkışlar hala yüzde ellilerdeyse kime nedir ne söylediği…

*

Osmanlılar Araplara ne derlerdi bilir misiniz?

Ve de Araplar kendilerine?…

KAVM-İ NECİP derlerdi.

Yani ÜSTÜN IRK, SEÇKİN IRK…

*

Peki Araplar Türklere ne derlerdi?

Hatta Osmanlılar hangi sözü kullanırlardı saray dışında kalan Türkler için?

Araplar da Osmanlılar da aynı sözü kullanırlardı: ETRAK-I BİİDRAK…

Yani İDRAKSIZ TÜRKLER…

Anlayışsız, algılaması olmayan, aklı ermeyen Türkler demektir bu sözcük…

 Etrak sözcüğü de Arapçada Türk sözcüğünün çoğuludur. Yani Türkler demektir…

*

İmralı görüşmelerinin detayları yayınlandı ve kıyamet koptu.

İçeriğinden değil…

Kimin dağıtığı sorgulanıyor.

Başbakan da bu büyük gazetecilik olayını şiddetle kınıyor.

Eee, bizde basın özgürlüğü denen şey tarafsız yayıncılık yapmak değil, hükümetin dediğini yapmak olarak algılanırsa bu da olağan sayılır.

Zira halkımız yine çılgınlar gibi alkışladığına göre onların da anlayışı bu.

Hayırlı olsun…

*

O tutanakta bulunanlar gerçekleşsin de o zaman görün siz ülkenin halini.

Apo serbest bırakılacak(mış).

PKK’lılar serbest…

KCK tutukluları serbest…

Generaller-amiraller, gazeteciler hatta milletvekilleri içerde…

Alkış… Alkış… Alkış…

*

Apo ile hükümet anlaşarak BAŞKANLIK SİSTEMİ de getirilecekmiş o tutanaklarda yazdığına göre.

 “Hayırlara vesile olur inşallah” demekten başka ne gelir elimizden bu alkışları göre göre…