WhatsApp Hattı:
Frekans Bilgileri: TÜRKSAT 4A Frekans:12265 Polarizasyon:Vertical(Dikey) Sembol Rate 27500 FEC: 5/6
SON DAKİKA

Kayıp Kafatası ve Ağlayan Heykel

Bu haber 11 Nisan 2025 - 14:09 'de eklendi ve 4.172 kez görüntülendi.

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinin bahçesindeki Mimar Sinan heykelini kırk ikindi yağmurlarının başladığı gün görmüştüm. Hacettepe’den Sıhhiye’ye yürüyordum. Yağmur bir anda indi. Atatürk Bulvarı, Ulus’a doğru akan bir ırmağa dönüştü. Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinin önündeydim. (Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin İstanbul dışında kurulan ilk yükseköğretim kurumudur.) Yürüyüp ıslanmak yerine okulun girişinde beklemeyi tercih ettim.

Bir süre sonra yağmur yavaşladı. Bahçedeki çimlerle ağaçların kokusu yoğunlaştı. Mimar Sinan’ın heykelini bu sırada gördüm. Devasa bir mermer heykel. Islanmayı göze aldım, heykele doğru yürüdüm. Karşısına vardığımda, ilkin heykelin gözlerini gördüm. Kavuğunda toplanan yağmur suları kalın kaşlarından, derin göz çukurlarına sızıp, gözyaşı damlaları gibi önce yanaklarına, yüzündeki çizgilerden süzülüp uzun sakallarına akıyordu. Mimar Sinan ağlıyordu. Gözlerinden sicim gibi yaşlar boşalıyordu.

Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinin önünden ne vakit geçsem, o yağmurlu günü ve ağlayan Mimar Koca Sinan’ı anımsarım. (Mimar Sinan’a, “kalfalık eserim” dediği Süleymaniye Camisi’nin yapımındaki başarısı nedeniyle “ulu, yüce” anlamında “Koca” ünvanı verildi.)

Türkiye’de bir Mimarlar Günü bir de Mimar Sinan Haftası olduğunu bilmiyordum. Yeni öğrendim. Mimar Sinan’ın gözyaşları yazısını tamamlamayı sürekli erteliyordum. Mimar Sinan Haftası’nda tamamladım.

Sevgili okur, Mimar Sinan’ın hayatını değil, kafatasının başına gelenlerle, yıllar önce ağlarken gördüğüm ilk heykelinin yapılışının ilginç öyküsünü anlatacağım.

Mimar Sinan, uzun bir ömür sürdü; vefat ettiğinde 98 yaşındaydı. “Kalfalık eserim” dediği Süleymaniye Külliyesi’ndeki Haliç duvarının önüne defnedildi. Bir ömre 20 türbe, 17 imaret, 3 hastane, 6 su yolu, 10 köprü, 20 kervansaray, 36 saray, 8 mahsen ve 48 hamam olmak üzere 365 eser sığdıran büyük mimarın defnedildiği yere beyaz taşlı, sade bir türbe yapıldı.

Tarihler, 1 Ağustos 1935 gününü gösterirken, Mimar Sinan’ın mezarı, Atatürk’ün emri ile Türk Tarih Kurumu’ndan (TTK) bir heyetin huzurunda açıldı ve kafatası alındı. Mimar Sinan’ın Türk olup olmadığının saptanması için kafatası ölçümü yapıldı.

Sinan’ın kafatasını türbeden çıkartan TTK görevlileri, 2 Ağustos 1935 günü saat 22.50’de Florya Köşkü’nde bulunan Atatürk’ün yanına çıktı. Ekip, kafatasının özelliklerini Atatürk’e anlattı. Atatürk bir kağıdın üzerine dolmakalem ile “Türk Tarih Kurumu Sinan’ın heykelini yaptırınız” yazarak imzaladı.

Bu konuya ilişkin haber, Cumhuriyet gazetesinin, 5 Ağustos 1935 tarihli sayısında şöyle yer alır: “Süleymaniye’de büyük Türk mimarı Sinan’ın mezarında araştırmalar yapılmış, kafatası çıkarılmıştır. Koca dahinin kafatası üzerinde yapılan inceleme, büyük mimarın yalnız kültür itibariyle değil, ırk noktasından da Türk olduğunu göstermiştir. Türkler ırk itibariyle brakisefal, yani yassı yuvarlak kafalıdır. Mimar Sinan’ın kafasının muayenesinde bu büyük başın da brakisefal olduğu meydana çıkmıştır. Mimar Sinan’ın kafatası Antropoloji Müzesi’nde muhafaza edilecektir.”

İşte, ne olduysa bundan sonra oldu. Sinan’ın kafatası Antropoloji Müzesi’ne konulmak üzere Ankara’ya götürüldü. Oysa Antropoloji Müzesi hiç açılmadı. Sinan’a ait türbenin restorasyonu yapılırken mezarı yeniden açıldığında kafatasının yerinde olmadığı görüldü. Kafatası birilerinin elindeydi. Ancak hangi kişi veya kurumun elinde olduğu bir türlü ortaya çıkarılamadı. Mimar Sinan’ın kafatasının sırrı 90 yıldır gizemini koruyor.

Kafatasını kaybettiğimiz Mimar Sinan’ın heykelinin yapılması ise, Atatürk’ün talimatının üzerinden 22 yıl geçtikten sonra yerine getirildi. Heykel 1956 yılında Türkiye Emlak ve Kredi Bankası tarafından Heykeltıraş Hüseyin Anka Özkan’a yaptırıldı. Heykelin ağırlığı 7 ton, yüksekliği 4,30 metredir. Mermer tabanın ön yüzünde “Mimar Koca Sinan 1490-1588 Türkiye Emlak Kredi Bankasının ilim ve sanat camiasına armağanıdır” oyma yazısı vardır.

Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinin bahçesinde yer alan bu heykel, ilk Mimar Sinan anıtıdır. Heykel, Türkiye’nin ilk Ağa Han Mimarlık ödülüne değer görülen Mimar Turgut Cansever’in eseri olan Türk Tarih Kurumu binasının karşısındadır. (Turgut Cansever, üç Ağa Han Mimarlık Ödülü’nü üç kez almış tek mimar olarak adını dünya mimarlık tarihine yazdırdı.)

Mimar Sinan, ömrünün son günlerinde bir saygısızlıkla karşı karşıya kalmış. İstanbul’un su sorununu yaptığı kemerlerle çözüme kavuşturan Koca Sinan, susuz bir evde vefat etmiş.

Olayı kısaca özetliyorum. Kanuni Sultan Süleyman döneminde yüklü harcamalarla getirilen ve 40 çeşmeden halkın kullanımına sunulan suyun özel hatla evlere çekilmesi yasaklanmış. Kanuni Sultan Süleyman, sadece istisna olarak bu konudaki emeğini takdir etmek amacıyla bu yönde bir talebi olmamasına rağmen, Mimar Sinan’ın evine su hattı çekilmesine izin vermiş.

Kanuni Sultan Süleyman’ın vefatının ardından bu ayrıcalık saray çevresinde göze batmış. Bazı saray erkânı da kendi evlerine su hattı çekilmesi konusunda talepte bulunmuş. Bu kadar çok eve ayrı ayrı su hattı çekilmesi mümkün olmadığından, Mimar Sinan’ın evine çekilen su hattının da kesilmesine karar verilmiş.

Mimar Sinan’ın ömrünün son günlerinde yaşadığı saygısızlığı ve 347 sene sonra mezarından çıkarılan kafatasının kaybolmasının hazin ve akıl almaz öyküsünü öğrenmek, bir yağmurlu günde ilk kez gördüğüm Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi bahçesindeki heykelin gözlerinden akan yaşların bir hayal ürünü olmadığını düşündürecekti.

Bir asra yaklaşan ömrünün 80 yılını “taşlara fısıldayarak” değerlendiren mimarın başına gelenler bir heykeli ağlatmaya yetmez mi?

Osman Sarı’nın Taş Gazeli’nden alıntı ile veda edelim:

Taş taş değil bağrındır taş senin.
Nereni, nasıl yaksın, söyle bu ateş senin.
xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
Bir taş devridir ama bağışla beni.
Niçin bunca geldim üstüne ey taş senin.

Konuk Yazarlar
Konuk Yazarlaryazar@brtv.com.tr

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT

Yorum Yok

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.