CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Yerel ve Bölgesel Televizyonlar Birliği (YBTB) üyeleriyle Ankara Atlıspor Kulübü’nde iftarda bir araya geldi.
BRTV Yönetim Kurulu Başkanı ve YBTB Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Çetinkaya’nın da davetli olduğu iftara Türkiye’nin çeşitli illerinden yerel televizyon sahip ve yöneticileri ve YBTB Yönetimi katıldı.
CHP Genel Başkanı basın mensuplarının sorularını yanıtlarken özellikle son günlerin en önemli gündem maddesi olan Ergenekon davası üzerinde yoğunlaştı. Hiçbir zaman yargılamaya müdahale etmek istemediklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, “Bu ülkede herkes yargılanabilir. Ama herkes şunu çok iyi bilmek durumundadır: Ben adalete inandığım için yargılanırım ve adalete güvenirim. Bir haksızlığa uğramışsam adalet bunu düzeltir” diye konuştu.
Ülkemizde vatandaşların yargıya güvenmediğini savunan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“Hayat boyu bir araya gelmemiş, aynı düşünceyi paylaşmamış, telefonla dahi konuşmamış, bir masanın etrafında bir araya gelmemiş insanlar aynı terör örgütünün mensubu olarak yargılanıyorlar. Siz hiç lideri olmayan terör örgütü duydunuz mu? Kim bu Ergenekon terör örgütünün lideri? Bilen var mı? Yok. Yargı,MİT‘e, emniyet istihbarata, Genelkurmay istihbarata soruyor, onlar da yok diyor. Şimdi bu devletin bütün sırlarına vakıf olan bu duyarlı kurumlar böyle bir örgüttenhaberleri yok ama Silivri yargılamasında böyle bir örgüt çıktı ortaya. Biz, adil yargılama olduğu sürece, bir itirazımız olmaz, tam tersi adil yargılamaya her zaman saygı duyarız. Bu davanın görüldüğü mahkeme, olağan bir mahkeme değil. Nedir? Özel yetkili mahkeme. Özel Yetkili Mahkemeler olağanüstü dönemlerin mahkemeleridir. Sıkıyönetim mahkemeleridir, devlet güvenlik mahkemeleridir, olağanüstü dönemlerin mahkemeleridir. Olağanüstü dönemlerin mahkemeleri siyasi otoritenin elinde olan mahkemelerdir. Olağanüstü dönemlerin mahkemelerinin verdiği kararlar toplumun vicdanında meşruiyet kazanmaz.”
“Silivri’deki yargı da olağanüstü bir dönemin mahkemesidir” ifadesini kullanan Kemal Kılıçdaroğlu, “Dolayısıyla bu mahkemenin kararları meşru değildir. Nasıl sıkıyönetim mahkemelerinin kararlarını meşru görmüyorsak bir demokraside, bu mahkemenin kararlarını da ben meşru görmüyorum” değerlendirmesini yaptı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan‘ın Ergenekon davası için “Ben bu davanın savcısıyım” dediğini belirten Kılıçdaroğlu, bunun “iddia makamında olan benim” manasına geldiğini ileri sürdü.
Kılıçdaroğlu, “Bir siyasi otorite, bir mahkemede iddia makamındaysa o mahkemeye siz olağan mahkeme olarak bakamazsınız, siyasi mahkemedir, siyasi talepleri yerine getirir bu mahkemeler. O nedenle biz bu yargılamaları meşru yargılama olarak görmüyoruz” dedi.
CHP olarak darbelere her zaman karşı olduklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, demokrasilerde halkın iradesine hitopek konulmaması gerektiğini belirtti.
Türkiye’nin demokrasi açısından büyük bir olgunluğa kavuştuğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, ancak ülkenin demokratiklik açısından büyük bir zemin kaybettiğini ileri sürdü.
BAŞBUĞ’U KİM GENELKURMAY BAŞKANI YAPTI…
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu Ergenekon yargılaması süresince 60 bin kişinin telefonunun dinlendiğini, 3 bin kişi hakkında tahkikat yapıldığını, bin 360 kişinin de ifade verdiğini belirterek, “Dava dosyasının tamamı 120 milyon sayfayı aşmış durumda, bir yargıcın bunu okuması için 228 yıla ihtiyacı var. Bu gerçeği hepimizin bilmesi lazım” diye konuştu.
Başbuğ’u kim Genel Kurmay Başkanı diye soran Kemal Kılıçradoğlu sözlerine şöyle devam etti: “Siz kalkıyorsunuz bir ülkenin genelkurmay başkanını terör örgütünün üyesi diye müebbete mahkum ediyorsunuz. Elinde silah, silahlı kuvvetlerin başında. Devletin bütün sırlarına vakıf, hatta başbakanların bile bilmediği sırlara vakıf bu insanlar. Terör örgütünün üyesi diye alıyorsunuz, müebbete mahkum ediyorsunuz. Eğer o kişi teröristse o teröristi genelkurmay başkanı kim yaptı? Bunun hesabını sormayacak mıyız?
Altında kimin imzası var? Hükümetin. O zaman siz terör örgütüne yardım ve yataklıktan yargılamanız gerekir. Haberal’la konuştum, ‘Hangi gerekçeyle hapse girdiğini öğrendin mi?’ diye sordum. ‘Yok hala öğrenmiş değilim’ diyor.
DENİZ FENERİ DAVASI:
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Deniz feneri ile ilgili bir soru üzerine de şunları söyledi:
“Deniz Feneri davası, kul hakkı yiyenlerin aklandığı bir davadır. Kurban paralarını, fitre paralarını, zekat paralarını yiyenlerin aklandığı bir davadır. Deniz feneri davası, kul hakkı yiyenlerin başbakan tarafından sırtının sıvazlandığı davadır. O davanın sağlıklı sonuçlanması mümkün değil. Bırakın onların yargılanmasını, onlarla ilgili iddianame hazırlayan savcılar görevden alındı” diye yanıtladı.
ADAY ADAYLARI BİRBİRLERİNİ KÖTÜLEMESİN… BİRBİRİNİ KÖTÜLEYENİ ADAY YAPMAYACAĞIZ..
Yerel seçim öncesi aday adaylarının arasında centilmence bir rekabet olması gerektiğini belirten Kılıçradoğlu, birbirlerini karalayan aday adayları varsı önce bunların üzerini çizeceklerini aday, göstermeyeceklerini belirterek şöyle dedi:
“Temel stratejimiz şu: Mevcut belediye başkanı CHP‘liyse veya CHP aday adayı olmak isteyen birden fazla kişi varsa bunlar birbirlerini karalayarak yola çıkıyorlarsa onların üzerini baştan çizeceğim. Hiç boşuna aday olmasınlar. Hedeflerini, projelerini ortaya koysunlar. ‘O kötü adam, ben iyi adamım’ diyen insandan bu partiye hayır gelmez. Bizim belediye başkanımızı veya adayımızı kötüleyen arkadaşımızı aday yapmayacağız.”
Kılıçdaroğlu, CHP‘nin yerel seçimlerde bir parti ile ittifak yapıp yapmayacağı yönündeki bir soruyu yanıtlarken bu tür iddiaları kendisinin de gazetelerden okuduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu, “Bizim böyle bir düşüncemiz yok, her yerde CHPkimliği ile amblemi ile seçimlere gireceğiz” ifadesini kullandı.
CHP NE ZAMAN TEK BAŞINA İKTİDARA GELECEK:
CHP Genel Başkanı Kılıçradoğlu’nun verdiği iftara katılan BRTV Yönetim Kurulu Başkanı ve YBTB Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Çetinkaya’nın, ülkemizde belli bir yaşa gelmiş sosyal demokratların iktidar yüzü görmeden gözlerini yumacakları kaygısı taşıdıkları, CHP’nin iktidara gelmesinden umutlarını kestikleri şeklindeki bir sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, CHP‘nin bugüne kadar tek başına iktidara gelememesinin tek nedeninın ise askeri darbeler olduğunu savundu.
Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü “Bizim önümüzde iki temel engel var, biri dinin siyasete alet edilmesi bizim önümüzdeki en büyük engel. İkinci en büyük engel etnik kimlik üzerinden siyaset yapılması. İki alan acımasızca kullanılıyor. Doğu Güneydoğu’dan aramızda arkadaşlar var orada seçmen oyunu kullanırken “ya dinime ve dilime oy vereceğim” diyor. Şimdi kalkıp biz de dini siyasete alet edersek etnik kimliği kullanırsak bu ülkeye demokrasiyi kim getirecek. CHP‘nin önünde bu iki temel engel vardır, bunları aşmak zorundayız” dedi.