KIZILTAN ULUKAVAK YUSUF ULU’YU ANLATTI

Safranbolu Eski Belediye Başkanı Kızıltan Ulukavak 1 Haziran günü vefat eden ve bugün Karabük’te toprağa verilen emekli İstanbul Kartal Cumhuriyet Başsavcısı Yusuf Ulu’nun ardından onu anlatan bir yazı kaleme aldı. Kızıltan Ulukavak yazısında şu ifadeleri kullandı;
“01 Haziran 2024 günü vefat eden çok değerli bir hemşehrimiz; Saygıdeğer Savcımız Yusuf ULU, 03 Haziran Pazartesi günü, Safranbolu Merkez Camisi’nde kılınan cenaze namazının ardından ebedi istirahatgahına tevdi edilmiş bulunuyor.
Karabük Keltepe Sipahiler Köyü’nden olan müteveffa, Safranbolu’da Bağlar Köyiçi’nde yerleşik, Bağlar Gazozları firmasının kurucusu, merhum Ahmet Altıner’in damadı olarak da bilinir. Karabük Demir Çelik Lisesi’ni bitirdikten sonra, İstanbul Hukuk Fakültesi’nden mezun olmuştur.
Yurdumuzun çeşitli yörelerinde, sırasıyla Muş-Malazgirt ve Kahramanmaraş-Pazarcık İlçeleri Savcılıklarından sonra, 1970’li yılların sonunda Safranbolu Cumhuriyet Savcılığı’na atanmıştır. Safranbolu’da görev yaptığı süre boyunca dürüst ve güvenilir kişiliğiyle; hep sevgi ve saygı duyulan bir yargı mensubu izlenimiyle tanınmıştır. Cenaze törenine katılan lise sıralarındaki arkadaşları ile Karabük ve Safranbolu’daki meslektaşları da, kendisinden hep bu nitelikleriyle söz etmişlerdir. Bu kişiliğini Safranbolu’dan sonra görev yaptığı İstanbul Üsküdar ve Tuzla Savcılıklarında ve Kartal Cumhuriyet Başsavcılığı görevlerinde de sürdürmüş; İstanbul yargı çevrelerinde de örnek bir hukuk insanı olarak temayüz etmiştir.
Özellikle İstanbul Kartal Cumhuriyet Başsavcılığı sırasında, İstanbul Anadolu Adliyesi olarak bilinen çok görkemli binanın yapımına büyük emek vermiş, yaptığı girişimler ve gösterdiği üstün gayret, zamanın Adalet Bakanları tarafından da şükran ve takdirle anlatılagelmiştir.
Merhum Yusuf Ulu, geride böyle bir eser, çok gösterişli bir Adliye binası bırakarak ebedi aleme göçmüş bulunmaktadır. Ancak en önemlisi, ünvanının başındaki “Cumhuriyet” sözcüğünün anlam ve değerine sahip çıkan, Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesi ile Atatürk ilke ve devrimlerine gönülden bağlı bir adalet mensubu olmasıdır. Elinden kitap düşmeyen, okuyan ve ülke sorunlarıyla yakından ilgilenen entelektüel bir kişiydi. Tüm tanıyanların hatıralarında ve hafızalarında bu kişiliğiyle silinmez bir yer edinmiş ve bu nitelikleriyle sürekli anılmış olacaktır.
Çocukları ve torunları böyle bir babanın altsoyundan olmakla hep onur ve gurur duyacaklardır.
Başta eşi Hanımefendi ve çocukları olmak üzere tüm yakınlarına ve tanıyanlarına taziyelerimi sunuyorum. Manevi varlığı önünde saygıyla eğilirken, Allah’ın rahmet ve mağfiretine mazhar olmasını niyaz ediyorum.
Ruhu şad; mekanı cennet olsun.”