NE OLUYOR BİZE BE
Bize derken kentimizden söz ediyorum.
Hoş, ülkenin hali de pek farklı sayılmaz ya, neyse…
*
Reyhanlı’da patlamalar olmuş…
Ölü sayısı en son 50 olmuştu ama durmadan da artıyor.
Son sayı belli değil ya, olacak gibi de görünmüyor.
Yaralıların haddi-hesabı zaten yok.
*
Ülkemizin bundan haberi yok.
Televizyon kanalları o bildiğiniz muhabbet fasıllarında.
Kimisi bir adada yarışıyor, kimisi havuza atlıyor.
TRT Müzik kanalı ise her telden çığırmaya devam ediyor.
*
Bir diğerinde bitmeyen FB-GS derbisinin ıcığı-cıcığı…
Bıçaklanan çocuk.
Hakemin üzerine derin analizler…
*
Her zamanki durum neyse, aynen onlar.
*
“Ulusal yas böylesi bir zamanda ilan edilmeyecek de ne zaman edilecek” diye bir çağrı yapıyorum facebook sayfamda: 55 beğeni, 15 yorum…
Bir önce ya da sonra bir şarkı paylaşıyorum, en az iki katı…
*
Ayıplamıyorum.
Kınamıyorum da…
Kimse bir şey bilmiyor ki doğru-düzgün.
Bilenler de yazıp- konuşamıyor.
Çünkü yayın yasağı koymuş bir yargı organı.
Kim istek yaptı da böyle bir karar verdi yargıç o da belli değil.
*
İleri demokrasi gereği olsa gerek.
Birkaç gazeteci de bu karar uyarınca tutuklanmış sanırım.
Susayım bari…
*
Reyhanlı’da kentin nüfusundan çok göçmen olduğu iddia ediliyor.
Sınırın delik-deşik olduğu biliniyor.
Halk tedirginlik yaşadıklarını iddia ediyor.
Başbakan:” Bu olay nedeniyle göçmenler hakkında tek söz edilirse… “ diye başlayan bir nutukla hala daha onları savunuyor.
*
Bir başka konu daha vardı.
Milletvekillerinin kendileri için istedikleri Osmanlı sadrazamı avantajları kanun tasarsı sırasında yaşandı.
Dört Parti kafakfaya vererek bir tasarı hazırlayıp bastılar imzayı.
Neler yoktu ki içinde.
Katlanan maaşlar, sonsuz kırmızı pasaportlar, tazminatlar…
Trafik avantajları.
Ve aklınıza gelebilecek daha birçok şey.
*
Sanırım: “ Sayın Başbakan kendisine başkanlık isteyerek padişah haklarından yararlanacaksa biz de sadrazam haklarından yararlanalım” dediler.
Hemen o akşam “itiraz edin, tepki koyun” diye yorum yaptım, uzun uzun.
Gece de facebok’ta buna da itiraz edilmesi için aynı çağrıyı yaptım.
*
Karabük’ten bir tek kişi bu konuda yazma gereği hisseti bana.
Şarkı-türkü yayınlasaydım…
Ya da bir karikatür falan paylaşsaydım en az elli-yüz katı…
*
İyi ki ülke halkı ayağa kalktı ve “yanlış” dedi.
CHP, MHP ve ÖDP tekliften imzalarını çekmek zorunda kaldılar.
“Yaladılar” diyenler de çıktı bu işe.
Siz ne derseniz deyin.
Tek itiraz TBMM Başkanı Cemil Çiçek’ten ve Ak Parti’li vekillerden geldi: “İmzalarınızı geri almayın, kararınızın arkasında duru” gibi.
*
Peki. benim çağrılarıma neden az destek geldi?
Benim yazışma arkadaşlarımın çoğu Karabüklü…
Ve ne yazık ki Karabüklüler bu konularda pasif kalıyorlar.
Türkçesi: korkuyorlar…
Zira benim arkadaş sayım:4 329 kişi.
Onda biri bu olaya sahip çıksa 329 kişi olması lazımken bu sayı yukarıya yazdığım gibi maalesef çok sınırlı sayıda kalıyor.
*
Karabüklü kiminle konuşursanız konuşun, mutlaka bir kanserli yakını vardır.
Yakını olmasa da bir tanıdığı…
Bir duymuşluğu vardır.
Yok mu, bir düşünün…
*
Eeee, o zaman…
Ne zaman ayağa kalkacaksınız bu kirlilik için?
Bir kez yakalanınca…
Bir de ölünce ayağa kalkılamıyor.
*
Ölümü beklemiyorsunuz sanırım.
Biraz kımıldayın be kendiniz için olmasa da Allah rızası için olsun.