Sabah 10.30 dolayında telefonum çaldı. Arayan Ömer Barutçu bakanımızın yeğeni Gökmil’di. Daha telefonu açmadan, “Eyvah, kötü haber…” diye düşündüm. Telefonu açtım, “Mehmet amca dayımı az önce kaybettik. Seni çok severdi, haberdar etmek istedik…” dedi.
Bir yakınımı, akrabamı kaybetmenin üzüntüsünü hissettim. Rahmetli Ömer Barutçu ile gazeteciliğe başladığım yıllarda tanışmıştık. O dönemlerde Karabük Zonguldak’a bağlı bir ilçe idi. Ömer Barutçu’da Zonguldak Milletvekili olarak, zaman zaman Karabük’e de gelir, siyasetçi gazeteci diyaloğumuz olurdu. Bu diyalog daha sonra yakın dostluğa dönüştü. 1-2 yıl öncesine kadar kendisi ile sürekli görüşür, hal-hatırını sorardım. Bir ara, Ilgaz’a geleceğini söyleyince ben de Ilgaz’a gittim. Orada, uzun ve keyifli bir sohbet yaptık. Bölgemizin 1980’lı, 90’lı yıllarını konuştuk. 2002 seçimleri ile birlikte politikayı noktalamış ve hiçbir biçimde politikanın içinde olmamış, herhangi bir yerde de röportaj vermemiş olmasına rağmen, bizi kırmayarak röportaj teklifimizi kabul etti. Keyifli bir röportaj yaptık.
Hayatımda tanıdığım en dirayetli Devlet adamı ve politikacılardan biriydi. İnandığı, kafasının yattığı bir problemi çözmek onun için çok kolaydı. Karşısındaki muhatabına konunun çözülmesi için önce nazikçe rica eder, karşıdaki ilgili işi yokuşa sürmeye başlayınca, ses tonunu yükseltir ve problemi çözerdi. Çözüme kavuşturduğu onlarca konuya bizzat tanıklık ettim. Bartın’ın il olmasından sonra, Karabüklülerin il olma isteklerine Zonguldak merkezden tepkiler gelmesine rağmen, o dönemin çok güçlü bir bakanı olarak ve dönemin Başbakanı Sn. Tansu Çiller’e çok yakın bir isim olmasına rağmen, Karabük’ün il olmasına katkı verdi. Hatta, Zonguldak’ta zaman zaman Karabük’ün il olmasını sağlayarak Zonguldak’ın küçülmesine neden olduğu yönünde suçlamalar ile de karşı karşıya kaldı.
Karabükspor’un o zaman ki adı ile 1. Lig, şimdiki Süper Lige yükselme maçında rahmetli Barutçu bakanımız ile ilgili unutamayacağımız bir anımı paylaşmak istiyorum. Karabükspor, ikinci kez süper lige çıkmak için Kayseri’de son maçını oynayacaktı. Biz de, BRTV’de iddialı yayıncılık yapıyorduk. O dönemin şartlarında, Kayseri’den Atatürk Stadyumu’ndan maçı canlı olarak yayınlamak için çaba harcıyorduk. 10.000 Dolar bedelle dönemin bankalarından Sümerbank’ı sponsor yaptık. O dönemin şartlarında kocaman bir TIR’ı canlı yayın aracı olarak stadyumun önüne getirdik. Maçın başlamasına yaklaşık 1.5 saat kala, Atatürk Stadyumu’nun orta sahasında, Kayseri İl Spor Müdürü ile karşılaştık. Elinde bir dosya, dosyanın içinde de çok sayıda şikayet dilekçesi vardı. Kayseri Spor Müdürü “Mehmet siz misiniz diye sordu?” “Evet” dedim. “Maaşallah ne çok seveniniz var, bu dosya sizi sevenlerin dilekçeleri ile dolu?” dedi. Ardından ekledi, “Sizi şikayet etmişler, bu maçı yayınlayamazsınız” dedi. Biz de gerekli prosededürleri yerine getirdiğimizi, çok ciddi rakamlar ile canlı yayın aracı getirdiğimizi anlattık. Ama, pek oralı olmadı. “Canlı yayın yapamazsınız kardeşim…!” diye kestirdi attı. O arada, rahmetli Ömer Barutçu Devlet Bakanı’ydı. Cep telefondan kendisini aradım. Telefonu açtı, durumu anlatınca “O müdürü bana verir misin?” dedi. Rahmetli Ömer Barutçu bakanımız konuştukça, Kayseri İl Spor Müdürü “Tabi efendim, emredersiniz Sayın Bakanım… Tamam efendim…” gibi sözler söylüyordu. Konuşmanın ardından da, bize şeref tribününün üst kısmında özel bir loca göstererek, canlı yayını yapabileceğimizi belirtti ve maç sonuna kadar da bizimle yakından ilgilendi.
Rahmetli Spor Müdürümüz Cengiz Topuz’un anlatımı ile maçı 90 dakika boyunca Kayseri Atatürk Stadı’ndan canlı olarak yayınladık. Kayseri ile 0-0 berabere kalarak, Süper Ligi ikinci kez yükselmiştik.
Rahmetli Ömer Barutçu’nun Zonguldak ve Karabük başta olmak üzere ülkemizde birçok emek ve hizmetleri vardır. Döneminde çok güçlü bir siyasetçiydi. Bildiğim kadarı ile 5 ayrı hükümette Devlet ve Ulaştırma bakanlıkları yaptı.
Son yıllarda, Karabük’ün il olduğu 6 Haziran tarihlerinde Karabük’ü il yapan dönemin Başbakanı Prof. Dr. Tansu Çiller ile yaptığımız röportajların perde arkasındaki isim de rahmetli Ömer Barutçu’dur. Bölgemizde birçok kişinin iş bulmasında önemli rol oynamıştır. Bakanlık yaptığı dönemlerde, Zonguldak ile birlikte Karabük’ten de çok sayıda hemşehrimizin iş bulmasında yardımcı olduğuna bizzat tanıklık ettim.
Çok iyi bir politikacı, ciddi bir Devlet adamıydı. Çok genç bir gazeteci olarak tanıdığım çok değerli büyüğümüz Ömer Barutçu ile ilerleyen yıllarda çok yakın dost olma onurunu yaşamıştım. Ondan çok şey öğrendim. 2002 yılında, “Politikayı artık noktaladım” dedikten sonra bir daha asla politika sahnesinde kendisini görmedik. Yazları Bodrum’da, kışları Ankara’da zaman zaman da bölgemize gelerek sakin bir yaşam sürdü. Son aylarda hastaydı, tedavi görüyordu. Zaman zaman oğlu Emrah ile yeğeni Gökmil’den sağlığı ile bilgiler alıyordum. Bu sabah Gökmil maalesef üzücü haberi verdi. Batı Karadeniz bölgemizden ve ülkemizden ve hiç birimize baki kalmayacak bu Dünyadan ciddi bir Devlet Adamı, iyi bir politikacı ebediyete intikal etti. Ailesi başta olmak üzere, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Ruhu şad, mekanı cennet olsun.