Demokratik toplumlarda basın, kamuoyu oluşturmada çok önemli bir etkendir. Gelişmiş demokrasilerde de yasama, yürütme ve yargıdan sonra basın 4. kuvvet olarak kabul edilir.
Basın; bir konuyu gündeme getirdikten sonra, kamuoyunun o konu ile ilgili görüşleri düşünceleri büyük önem taşır. Basının gündeme getirdiği konuya halk ve halkın temsilcileri konumundakiler duyarsız kalırlarsa, kamuoyu oluşmaz ve gündeme getirilen konuda netice alınmaz.
Bu genel hatırlatmaları yaptıktan sonra, Safranbolu’nun Emek Mahallesi Doğan Sitesi önüne yapılan bina ile ilgili konuya bir kez daha açıklık getirmek istiyorum. BRTV’yi arayan ve bizzat benimle görüşen Emek Mahallesi sakinleri “Çok rica ediyoruz, mahallemize yapılan binayı bir görün, hayretler içinde kalacaksınız. Lütfen bunu haber yapın” şeklinde ricada bulundular. Bugün, yarın derken uzun bir gecikmenin ardından, bir sabah söz konusu binayı gördüm. Cep telefonum ile fotoğraf ve görüntü çektim. Binaya yakın yerdeki dostum Ziya Alak’ın İnci Pastanesi’nde kahvaltı yaparken, sosyal medya hesabımdan bir paylaşım yaptım ve bu binayı BRTV’de gündeme getireceğimizi yazdım. Altına çok sayıda yorum geldi. Yorum sahipleri, şaşkın ifadelerle bu binanın Safranbolu’ya yakışmadığını belirttiler.
Bir kameraman ve muhabirimizi Safranbolu Emek Mahallesi’ne göndererek, site sakinlerinin de görüşlerini alıp haberimizi yaptık. Bu arada, binayı yapan şirketin Safranbolu Belediyesi’ne rüşvet verdiği şeklinde bir takım çirkin söylentiler çıktı. Ancak, yaptığımız araştırma sonunda bunun bir rüşvet olmadığını, Safranbolu Belediyesi’ne binayı yapan şirket tarafından 500.000 TL. bağış yapıldığı bilgisine ve bağış dekontuna ulaştık. Haberimizde söz konusu bağış dekontunu da yayınladık. Haberimiz üzerine, Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse, bir açıklama yaparak, binayı yapan şirketten bağış aldıklarını doğruladı. Hatta bağış miktarını az bulduklarını da belirtti. Sayın Başkanın yaptığı açıklamalara da BRTV’de yer verdik. Belediye Başkanı Elif Köse BRTV’de katıldığı canlı yayında da bu konuya detaylı biçimde açıklamalar getirdi. Kendilerinin de içlerine sinmediğini ancak, yasal olarak izin vermek zorunda oldukları için ruhsat verdikleri şeklinde açıklamalar yaptı.
Haberlerimiz üzerine bina sahibi Bayram Demir, bağış dekontunun kişisel veri olduğu gerekçesi ile hakkımda suç duyurusunda bulundu. Karabük’teki ilgili Savcı önce hakkımızda 4 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmamız için iddianame hazırladı, ardından da itirazımız üzerine söz konusu bağış dekontunun kişisel veri olmadığı gerekçesi ile bu kez de kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verdi.
Olayların gelişimini bu şekilde özetledikten sonra, bu haberlerden çok üzgün olduğunu öğrendiğim Bayram Demir hemşehrimize de içtenlikle bazı mesajlar iletmek istiyorum.
Sayın Demir, biz BRTV olarak bölgede gazetecilik yapıyoruz. Bizim bir misyonumuz ve halkımıza karşı sorumluluğumuz var. Biz, halkımızdan gelen ve kamuoyuna duyurulması gereken konuları, muhatabımızın kim ya da kimler olduğuna bakmadan haber yaparız. Konunun muhataplarının ekonomik yönden çok güçlü olmaları, ekonomik güçleri nedeni ile siyaseten ve statü olarak da güçlü olmaları bizi ilgilendirmez. Biz haberimizi yaparız, yasal olarak bir suç işlemiş isek, muhataplarımız dava açarlar, yüce yargı da kim haklı kim haksız karar verir.
Gazetecilik yönünden halen biz haklı olduğumuzu iddia ediyoruz. Ancak, sizin haklı olduğunuz noktaları da tek tek yazayım cümle alem bilsin ve sizin de içiniz rahat olsun istedim. Öncelikle, sizin ile benim ve BRTV kurumunun hiçbir husumeti olmamıştır. Tam tersi, sizinle çeşitli ortamlarda bulunduğumuzu biliyorsunuz.
Gelelim sizin haklı olduğunuz yönlere…
Bizim yaptığımız haberlere sadece Emek Mahallesi’ndeki ve BRTV izleyicilerinden sınırlı sayıda birkaç duyarlı vatandaşımız ilgi gösterdi. Safranbolu’nun siyaseti tümü ile sizin yanınızda yer aldı. AK Parti ilçe teşkilatı ve ilçe yönetiminden “çıt” çıkmadı. Tek bir kelime eleştiri sizinle ilgili yapılmadı. CHP Safranbolu teşkilatı için de aynı şeyi söylememiz mümkün. Zaten, Safranbolu Belediyesi CHP’de olduğu, onlar ruhsat veren konumunda bulundukları için sizin zaten yanınızdalar. MHP ilçe teşkilatı için de aynı şeyi söylemek mümkün. Onlarda konu ile ilgili tek kelime etmediler. Safranbolu’daki STK’lardan tek kelime eden olmadı. Eski yıllarda ilgili kurumlar bu tür haberler ile ilgilenir idari ya da adli bir soruşturma açılırdı öyle bir şey de olmadı. Tam tersi, siz Belediye’ye yapılan bağış makbuzunu yayınladık diye bize dava açtınız. Az daha, 4 yıla kadar hapis cezası ile yargılanacak, Allah korusun belki de özgürlüğümüz kısıtlanacaktı. Çok şükür bu da olmadı.
Eminim ki, Safranbolu’daki siyasi partiler, ilgili kurumlar, Safranbolu kamuoyu ayağa kalksaydı “Bu bina Safranbolu’ya yakışmadı” deseydi. Benim, tanıdığım Bayram Demir gereğini bir şekilde mutlaka yapardı. Ama, bunlar olmadığına göre, biz boşuna haber yaptık, sizi de boşuna üzdük. Hatta, bu haberleri yaptık diye bir çok ortak dostumuz bizzat BRTV’ye gelip “Bayram Demir iyi adamdır, yardımseverdir. Sağlıktan, eğitime, spordan, sanata, garibandan, gurabaya her yere yardım yapar.” şeklinde sizi savundular.
Karabük’ün en köklü eğitim kurumu olan Demir Çelik Anadolu Lisesi’nin, depreme dayanıksız olduğu gerekçesi ile yıkılması gündeme gelip, merkeze alınan önceki Karabük Valisi Sayın Fuat Gürel’in ricası ile bu okulun yapımını üstlendiğinizi de Karabük’te cümle alem bilmektedir. Hatta, binlerce Demir Çelik Lisesi mezunu okulumuzun adı değişmesin diye ayağa kalkınca, “tamam adımı okula vermesinler ben yine yaparım” diyen de yine sizsiniz. Milli Eğitim Bakanlığı sizin bu emeklerinizi zayi etmeyecek, okula adınızı mutlaka verecektir emin olunuz. O zaman kim ayağa kalkarsa kalksın, biz BRTV olarak “parayı veren düdüğü çalar” diyerek, okulu kim yaptırdıysa adının verilmesini en başta savunan kurum olacağımızdan emin olabilirsiniz. Yok öyle, hem 100 milyon TL.’den fazla para harca, adınız verilmesin. Eeee, Karabük’ün sembol isimlerinden biriymiş de, bilmem neymiş! O zaman, o okulun mezunları ülkemizde çok önemli makamlarda, mevkilerde bulunuyorlar ya Milli Eğitim Bakanlığı’na okulun yapılması için ricacı olurlardı ya da adı üzerinde olduğu gibi, Karabük’ün ve ülkemizin ilk Demir Çelik fabrikası olan Kardemir’in bu işi üstlenmesini sağlarlardı. Siz yaptığımıza göre, “Bayram Demir Anadolu Lisesi” olmasından daha doğal bir şey olamaz.
Sonuç olarak, biz görevimizi yapmanın huzuru içindeyiz. Dünyanın bir düzeni olduğunu bazen unutuyoruz. Güçlü daima haklıdır..! Bizde ki, bu bozuk düzene başkaldırı, donkişotluk alışkanlığı gençlik yıllarımızdan kalma zaman zaman başımızı belaya sokan bir alışkanlıktır. Tarihe not düşelim, bilinsin istedim. Kim nasıl anlarsa, nasıl yorumlarsa yorumlasın!