Öz İplik-İş Sendikası Genel Başkanı Rafi Ay, sendikal mücadelelerini daha da güçlendireceklerini belirterek, “Örgütlenme sürecinde hukuki ve uygulama sorunlarının çözülmesi için kanuni düzenlemeler yapılmasını talep ediyoruz.” dedi.
Ay, Karabük’te bir otelde düzenlediği basın toplantısında, ülkede yaşanan ekonomik zorlukların en çok emekçileri etkilediğini, aldıkları ücretlerin yıl sonuna kadar eridiğini ifade etti.
Bir an önce asgari ücrete zam yapılması gerektiğini ancak bunun yeterli olmayacağını savunan Ay, “Emekçiler olarak ağır vergi yükü altında eziliyoruz. Hem doğrudan hem dolaylı vergileri ödemek zorundayız. Vergi dilimleri arasındaki fark, asgari ücret zammına endeksli dengeleniyordu fakat son 7-8 yıldır bu denge bozuldu, emekçiler aleyhine açıldı. Aldığımız her 100 liranın 27 lirası direkt vergi olarak cebimizden çıkmaktadır. Vergi adaletinin bir an önce sağlanmasını talep ediyoruz.” diye konuştu.
Ay, sendikal örgütlenmeyle ilgili de sorunlar yaşandığını, işverenlerle ve hukuki düzenlemelerle mücadele ettiklerini aktararak, “Yetki aldığımızda işveren itiraz ediyor, 4,5 yıl süren davalar olabiliyor. Davayı kazandığımızda ya işçi kalmıyor ya da iş yeri kapanmış oluyor. Tekstil sektörü dinamik ve değişim oranı yüksek. Bu nedenle örgütlenme sürecinde hukuki ve uygulama sorunlarının çözülmesi için kanuni düzenlemeler yapılmasını talep ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Global arenada Türk markalarını görmek istiyoruz”
Tekstil sektörünün zor durumda olduğunu ileri süren Ay, sektörde Mısır’a yönelmenin başladığını, 130’a yakın Türk firmasının şu anda orada üretim yaptığını söyledi.
Ay, döviz kuru, enerji maliyetleri ve yönetimlerin genel bakışının bu kararları almada etkili olduğuna değinerek, şöyle devam etti:
“Ancak tekstil sektörü üretime devam ediyor. Elimizde kalanlarla ilgili oturup konuşmamız gerekiyor. Çözüm için önce bir araya gelmeliyiz. İşçiler, işverenler ve yöneticiler olarak bir masada konuşmalıyız. Türkiye’nin tekstil sektörü ihracatta 3. sırada yer alıyor, 22 milyar dolara yakın ihracat yapıyor. Bu ekonomik değeri kaybetmemeliyiz ve gerekli önlemleri almalıyız. Tekstil sektörü sadece milyar dolarlarla ölçülebilecek bir sektör değil, aynı zamanda istihdam açısından da önemli. 1 milyon 250 bine yakın kişiyi direkt istihdam ediyor. Bu nedenle sektörün sorunlarını hızlıca ele almalıyız. Markalaşamama sorunu da var. İşverenlerimiz genellikle fason üretimi tercih ediyor ancak markalaşma uzun ve maliyetli bir süreç. Global arenada Türk markalarını görmek istiyoruz.”