Çeyrek asırdan fazla Karabük basın ailesinin içindeyim. 1982’de gazeteciliğe başladığımda Karabük Postası ve Yeni Karabük Gazeteleri ve bir de yeni açılan benim muhabir olarak görev yaptığım Batı Karadeniz Ekspres Gazetesi vardı o tarihlerde… Tuncer Ersözlü, Nedim As ve Osman Natıroğlu bu üç gazetenin patronuydu. Özellikle Sevgili Osman Natıroğlu’nun yerel bir gazeteyi geniş halk kitlelerine yaymak, bayilerde satışını sağlamak, şehirlerarası otobüs firmalarında seyahat eden yolcular tarafından okunmasının temini ve Karabük dışındaki Karabüklülere ulaştırılması konusunda düşünceleri ve heyecanı vardı. Batı Karadeniz Ekspres Gazetesi’nde iyi de bir ekip oluşturmuştu. Rahmetli Mazhar Çiçek, Yılmaz Gülce, Remzi Tüfekçi, Mustafa Yanık hem gazetede yazıyorlar hem de EKİN adlı bir edebiyat dergisi çıkarıyorlardı. Yine o dönemin renkli simalarından rahmetli Kasım Şenol ve Ferit Doğan Gürel’de Karabük basınının renkli simalarındandı.
Şimdi durup dururken bu anılar nereden mi canlandı. Dün sabah TBMM eski Başkanımız, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin’in Karabük basını ile kahvaltıda bir sohbet toplantısı yapacağı bildirildi ve biz de bu kahvaltıda bulunduk.
Başbakandan sonra şu anda Ak Parti’nin iki numaralı ismi Mehmet Ali Şahin’in Karabük’te basın yayın organlarının mensupları ile kahvaltıda bir araya gelmesinin bir önemi olmalıydı. O yüzden bir muhabir ve kameraman düzeyinde değil, biz BRTV olarak en üst düzeyde katılım sağlamaya çalıştık. Ve, kahvaltılı bu basın toplantısını da canlı olarak yayınladık.
Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin Ankara’da ya da İstanbul’da kahvaltılı bir basın toplantısı yapsa gazete ve televizyonların üst düzey temsilcileri katılırlar ve ülke sorunları ile ilgili sohbet etme fırsatı bulurlardı. Ama, biz Karabük’te her nedense son zamanlarda Karabük basını olarak bu önemli değerimize, Karabük’ümüzün yetiştirdiği en önemli siyaset ve devlet adamına karşı bir tuhaflık içine girdik. Yaptığı çok önemli açıklamalara ambargolar uygulamaya, Pazar günü olduğu gibi çok önemli bir kahvaltılı basın toplantısına en alt düzeyde katılım sağlayarak bu önemli değerimizi umursamamaya çaba harcar hale geldik. Ben şahsen bunları her zaman bir mensubu olarak gurur duyduğum Karabük basın ailemize yakıştıramıyorum. Halbu ki dünkü basın toplantısına Karabük basını üst düzeyde bir katılım sağlayabilseydi, yaklaşık bir iki ay önceki Yenice haberinin ambargo gerekçelerini karşılıklı konuşarak tatlıya bağlayabilselerdi çok daha iyi olacaktı diye düşünüyorum.
Hele hele daha düne kadar bizim yanımızda çalışırken Mehmet Ali Şahin ile ilgili her haber ve yorumunda, sağda soldaki konuşmalarında Karabük’ün medar-ı iftarı diyen, ulu ortalıkta Başkan’ın elini ayağını öpen bir takım tiplerin de ortalıkta gözükmemesi de dikkatimizden kaçmadı doğrusu. Erol Karan’la başlayıp, Pehlivan Baylan’ından bilmem kimine kadar önce “baba” sonra tu kaka dedikleri gibi, bugün de aklı sıra Mehmet Ali Şahin’e ambargo uygulamaya çalışan, ambargoyu organize eden bazı tiplerin de sonunu pek iyi gördüğümüzü söylememeyiz doğrusu.
GÜNDEMİ HEP BASIN OLUŞTURURDU
Karabük’te Mehmet Ali Şahin’in Karabük milletvekili olmasına kadar siyasi gündemi genellikle hep Karabük basını oluştururdu. Ancak, deneyimli siyaset ve devlet adamı Mehmet Ali Şahin bu geleneği bozdu ve Karabük’e her gelişinde gündem oluşturmaya ve çok önemli konularla gündem yaratmayı başardı. Acaba Karabük basını olarak bunun kıskançlığı içine mi girdik diye düşünüyorum.
Basının görevi kamuoyunu aydınlatmak, kamuyu ilgilendiren bilgileri objektif olarak yansıtmaktır. A siyasi partisinden bir yetkili bir açıklama yaparsa bunu ambargolamadan kamuoyuna yansıtmak, B siyasi partinin bir yetkilisi de buna bir karşılık verirse onu da yine kamuoyuna yansıtmak basın olarak bizim görevimizdir. Ama, son zamanlarda bizim Karabük basının da bu anlamda bir tuhaflık olduğu gözleniyor. A siyasi partinin yetkilisi bir önemli konu gündeme atıyor bu ambargolanıyor. B siyasi partinin bir ilgilisi buna karşılık bir açıklama yapıyor buna yer veriliyor. Bu durum bizim gözümüzden kaçmadığı gibi hiç kimsenin de gözünden kaçmıyor.
Bütün bunlar bizim Karabük basın ailemize aile içi öz eleştiri olarak algılanmaladır. Yaksa bizim kimse ile bir alıp veremediğimiz yoktur. Umarız gelecek süreçte Karabük basını bir takım önemli haber ve açıklamaları ambargolama gibi bir gelenek içine girmez. Yoksa, fare dağa küsmüş, dağın haberi olmamış gibi bir konuma düşülür ki bu da Karabük basın ailemiz için hoş bir durum olmaz.