WhatsApp Hattı:
Frekans Bilgileri: TÜRKSAT 4A Frekans:12265 Polarizasyon:Vertical(Dikey) Sembol Rate 27500 FEC: 5/6
SON DAKİKA

TUĞBA TURAN YAZDI ”MİRAS ŞEHRİ SAFRANBOLU KİME MİRAS KALACAK?”

Bu haber 19 Kasım 2022 - 9:59 'de eklendi ve 6.349 kez görüntülendi.

Yazar Tuğba Turan ‘’Miras Şehri Safranbolu Kime Miras Kalacak?’’ başlıklı bir yazı kaleme aldı. Yazar Turan kaleme aldığı yazısında şu ifadelere yer verdi;
‘’Bu yazacaklarımı hiçbir şahıs ya da kuruluş adına yazmadığımı en baştan belirtmek isterim. Eski bir sağlık çalışanı olan (11 yıl Hacettepe Üniversitesi Hastaneleri’nde hastane eczacılığı), 15 yıldır Eflani Tuğba Eczanesi’ni işleterek serbest eczacılık yapan ve 15 yıldır Karabük-Safranbolu-Eflani arası mekik dokuyan biri olarak yazıyorum. Avrupa-Asya-Afrika kıtalarında bulunmuş, Kahire-Moskova-Berlin-Viyana-Paris-Madrid-Lizbon-Amsterdam da dahil olmak üzere pek çok dünya başkentini gezmiş bir kişi olarak sesleniyorum. Ülkesini ve doğmasa da doyduğu şehri seven bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak sesleniyorum.
Canım şehrimiz Safranbolu’nun dünya şehirleri arasında daha da ileri gitmesini, turist akınına uğramasını ve UNESCO DÜNYA MİRAS ŞEHRİ sözünün duvarda bir yazı olarak kalmamasını istiyorum. Alış-veriş ettiğim, sohbet ettiğim, beraber çay içtiğim, sofrasına konuk olduğum esnaf ise başka türlü yakınıyor.
Şehirleri makyaj yaparak güzelleştirmek, teşbihte hata olmaz ise, saçlarını taramak, saçlarına fön çektirmek elbette gereklidir. Ama kadınlar bilir ki kirli saça fön çekilmez. Makyaj üstüne makyaj yapılmaz. 20’li yaşlarında genç bir kadının yüzüne makyaj yapmaya bile gerek görmezken, insanlar yaşlandıkça allı-morlu makyaj yapmaya başlarlar.
Şehirler de yaşlanır. Ama onları genç tutan şey, caddelerinde gezen insanların mutluluğu, çarşısında dönen ticaretin dinamikliği ve adına turist dediğimiz misafirlerinin her yaştan, her milletten, her dilden cıvıltıları, şarkıları ve kahkahalarıdır. Örneğin Ayasofya 1485 yıldır bulunduğu kadim topraklara vakurla ışık saçmaktadır. İçinde hangi dinden ve dilden dua edildiğinden bağımsız olarak görüp geçirdiği tüm imparatorluklara meydan okurcasına dimdik ayaktadır.
Safranbolu’nun şu son 15 yıldır ihmal edilmiş olduğunu düşündüğüm Eski Çarşı’sı ve civarı, adımınızı attığınız anda her köşesinden bir Yeniçeri veya maiyetiyle bir Sadrazam fırlayacakmış gibi tarih kokmasına rağmen, kötü yönetilmekten ve çağımızın kendini sürekli yenileyen gezgin ve turistlerine herhangi bir yenilik sunma açısından sınıfta kaldığından, bir Uc Beyliği’ne sürgün edilmiş ve ancak ağabeyi öldüğü zaman tahta çıkmayı bekleyen bir Şehzade gibi keyifsizce hüküm sürmektedir.
Safranbolu’nun eski çarşısı ve Kıranköy’ü arasında bağ kurmamızı sağlayacak girişimler, sadece binaları beyaza boyayıp tabelaları aynılaştırmaktan ibaret gibi görünmüştür. Çelik Gülersoy Caddesi’nde başlatılan ve 100 dükkanlara doğru ilerletileceği söylenen şehrin yüzünü yenileme çalışmaları, turistin sadece görüntüye geldiği yanılgısının düpedüz hayata geçirilmesinden ibaret olmuştur.
Stockholm Gamla Stan’daki (İsveççede ‘eski şehir’ anlamına gelmektedir) binaları gibi rengarenk bir örnek evler, en eskisi 13. yy’dan ama çoğunlukla 1700’ler ve 1800’lerden beridir korunup günümüze geldikleri ve binaların önündeki meydanda insanlar cıvıl cıvıl gezebildikleri için muhteşem görünmektedirler. Amsterdam’ın tarihçesi 17. yy’a dayanan kanalları ve kanalın kenarında bitişik nizam dikilen evler, kanal etrafında gezen genç-yaşlı tüm turistleri ağırlayan kafeler ve restoranlar sayesinde nefes almaktadırlar.
İstediği her yere ait görselleri internetten istediği kadar seyredebilecek teknolojiye sahip turistler başka şehirlere artık anı biriktirmeye geliyorlar. “O şehirde, beni evimin konforundan çıkartıp oralara kadar yolculuk etmeme sebep olabilecek, diğer şehirlerden daha farklı, beni cezbedecek ne var?” diye soruyorlar. İspanya’nın Valensiya bölgesindeki 9500 nüfuslu küçücük Buñol kasabasında her yıl yapılan La Tomatina festivalinde kasaba merkezine getirilen 130 bin kilogram domates heba ediliyormuş gibi görünse de kasabanın adını dünyaca bilinir hale getirebiliyor.
Safran festivalimiz, Safranbolu üzümüyle bağbozumumuz, 23 yıldır başarıyla tekrarlanan Uluslararası Altın Safran Belgesel Festivali’miz var ama bunları şeker, un ve yağla karıp helva yapmayı bir türlü beceremiyoruz.
Devir sosyal medya çağı. Herkesin İnstagram isimli mecrada kendi TV kanalı var. Herkes, gezerken canlı ya da cansız yayın yapıp bulunduğu şehirdeki ilginç şeyleri yayınlıyor. Çılgınlık gibi gelse de 21. yy’ın ve bizi istikbale taşıyacak olan 15-35 yaş arası insanların gerçeği bu artık. İnsanlara diğer şehirlerde bulabildiklerinden daha değişik fikirler ve eğlenceler sunamadığınız sürece Safranbolu’nun muhteşem evlerinin çatılarına pudra şekeri misali kar serpiştirilmiş güzelliği yalnızca fotoğraflarda kalmaya devam edecektir.
Her yıl otuz gün boyunca devam eden Ramazan ayında Safranbolu’nun muhteşem tarihi dokusunu meddahlar, Karagöz ve Hacivat, folklor ve dans gösterileri, ortaoyunları, tiyatrolar ve konserlerle beraber sokağın bir köşesinden fırlayıp gezginleri selamlayan Hürrem Sultanlar ve elinde topuzuyla gezen IV. Muratlarla doldurmadığınız sürece şehre yaptığınız her yatırım ölü yatırım olmaya mahkumdur.
Tıpkı turistlerin fazla gezinmediği, kaldırım darlığından yaya gezmenin neredeyse olanaksız olduğu ve insanların nefes almaları için bir alan içermeyen herhangi bir caddede baştan aşağı tüm binaları beyaza boyayıp tabelaları eşitlemek için yapılan yatırım gibi.
Şehir meclisinde onaylanmış, ihale edilmiş ve yapımına başlanmış ve bir projeye karşı çıkmak bir vatandaş olarak hakkım olmayabilir. Ama şehir eşrafının, esnafının ve hatta benim gibi sonradan buraya yerleşip sevenlerin yüzünün gülmesini canı gönülden isteyen biri olarak, şehre harcanan bu paraların şehre ne kazandırdığını sorgulamak elbette hakkımdır. Sokakta yalınayak gezen kimsesiz bir çocuğun sırtına üşümesin diye kaşmir palto giydirmekten öte geçmeyeceğini düşündüğüm bu her binayı beyaza boyama savurganlığı, umarım beni yanıltır ve Safranbolu’muz dünya şehri olma yolunda güzel günlere ve yıllara yelken açar.’’

HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT

Yorum Yok

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.